Sayın Mehmet Metçeoğlu, size hem üzücü hemde sevindirici haberlerimiz var. Üzücü haberde İhtiyat sandığı müdürlüğü görevinden şu anda alınmakta olduğunuzu üzülerek duyururuz. Ancak bizim Minik Kuşlar verdikleri sevindirici haberde sizin Çevre Bakanlığına Müsteşar olacağınızı söylüyor. Sendikalar Mukayitliğiniz döneminde ‘Çalışma Barışını’ sağlamanız nedeniyle görevde olduğunuz sürede hiçbir eylem ve grevin olmaması büyük bir başarıya imza atmanıza neden oldu. Büyük bir mücadele örneği sergileyerek, çalışma barışını sağlarken, tabiri caizse ananız ağlarken, geride Play Back yapanların baş tacı yapıldığı bu ülkede, gerçekten hakkınız olan ‘Müsteşarlık’ görevi hayırlı ve uğurlu olsun.
Sayın Nazım Çavuşoğlu, erişilmez sanılan o koltukta otururkenbal tuttuğunuz parmağınızı yalamaya devam ediyormusunuz? Malum çiçek, böcek, spor ayakkabısı, eşofman derken Kardeşinizin oğlunu da Toprak ürünleri kurumuna almıştınız. Ne oldu? Koltuk gitti bal yalama bitti mi? Güç bitince gölge devri başlar. Ve Bazı insanlar gücün yaydığı ışığın peşinden giderken, bazıları da siyasi mevta olmuş cismi gitmiş ismi kalmış gölge peşinde koşmaktan vazgeçer ne dersiniz?
Sayın Halil İbrahim Orun, UBP’li bir başkan olarak CTP’li bir başkana sahip Lefkoşa Belediyesine destek vermeniz ve Lefkoşa’nın temizliğine katkı koymanız, büyük sempati toplamanıza neden oldu. Vallahi senin bölgede yarattığın gül bahçesi güzel tüterken başka bahçelere el atman ve oralardaki ısırgan otlarını temizlemeye çalışman senin ne kadar iyi niyetli bir başkan olduğunu göstertti. Allah, yardımseverleri, hak ve adaletle idare edenleri sever. Unutma.
Sayın Suphi Hüdaoğlu, siyaset arenasına bir geldin pir geldin. Belediye Başkanlığı seçimlerinde çizmeleri giyip, artık ‘Yasemin kokusu’ kalmayan ve onun yerini zibil ve ölü hayvan leşlerinin kokusunu alan Lefkoşa’yı yaseminler ile tekrar süslemek istedin. Olmadı. Bari doktor olarak verdiğim hizmete Milletvekilliğini de ekleyim dedin. Ama ayağına konan ‘Androş’ nedeni ile istediğini elde edemedin. Doktorum, yere düşen meyveler dışlarından çürümüş gözükseler dahi, içlerindeki çekirdeklerinden nice güzel bahçeler hasıl olur. Onun için gel bu başkanlığı bir daha düşün.
Sayın Sibel Siber, geçici hükümetin Başbakanı olarak bazı eksikliklere rağmen halkın büyük sempatisini kazandınız. TOMA ile ilgili çeşitli yorumlar sizin hükümetiniz zamanında da yapıldı. Başbakanlıktan Meclis Başkanlığına terfi ettikten sonra da TOMA’ya karşı olduğunuzu söylüyorsunuz. İlahi Sibel hanım neden başbakan olduğunuz sırada TOMA denilen müsibetin üzerine çizgiyi çekmediniz? Yoksa dün dündü bugün bugün mü?
Sayın Nihan Yücel, geçtiğimiz hafta sonu Ada TV’deki programınız muhteşemdi. Nihan yapamaz. O bu işleri beceremez diyenlere sunduğun program ile öyle bir ‘Cevap’ verdin ki, görenler hayretler içerisinde kaldı. O sunuş. O diksiyon. O mimikler ile süslediğin vücut dilin ile ekrana hakimiyet tek kelime ile muhteşemdi. Ah be Nihan Kar taneleri kadar bile olamadık. Halbuki kar taneleri ne güzelde anlatıyor. Birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu değilmi?
Sayın Fuat Namsoy, nasılsın? Mağusa ve Karpaz Bölgelerinde, belediye başkanları halkın karavan turizminden yararlanması için karavan konaklama bölgeleri oluşturuyor. Milletin o bölgelere götürdüğü karavanına su ve elektrik de sağlıyor. Böylelikle hem iç turizmi hareketlendiriyor hemde ülke insanının doğadan faydalanmasını sağlıyor. Senin gibi bu konulara duyarlı bir başkandan da millet bu yönde hareket bekliyor. Özellikle çok güzel bölgelere sahip olan belediyen sayesinde insanlara bu olanakları sağlaman bekleniyor.
Sayın Doğan Sahir, Lefkoşa çöphaneye, Girne sahilleri foseptik çukuruna, göletler hamma hummacılar, Lefke Bölgesini arsenik depolama tesisine dönüştürenlere bizler gibi andilla koyarak bakıyorsunuz. Çevre denilince ilk akla gelen Sahir, bugün son akla gelen isim oldu. Artık üzerinizden bu ölü toprağını atsanız olmazmı? İnsan dünyada ancak dünyaya boş verdiği zaman mutlu olur ama galiba sizin boş vermişlik biraz abartıya kaçtı. Ne dersiniz?
Sayın Bünyamin Merhametsiz, ah sayın Kaymakam, herkes sizi İskele Bölgesinde banko sandıktan çıkacaklar arasında gösteriyordu. Ancak her türlü Alicengiz oyununun oynadığı seçim denilen üç kağıtçılıkların mübah sayıldığı oyunda birileri size fena çalım attı. Hatta birileri sırf sandıktan çıkmayasınız diye Karpaz’da sizi vatandaşa bir zeytin yağı meslesini çözemeyen ‘Yalova Kaymakamı’ diye yaymaya bile çalışmıştı. Acaba siz seçilemeyince bir yerlerine bunlar ‘Kına’ yaktımı?
Sayın Naim Zorali, sizin bu Mehmetçik Belediyesi uzayıp giden tren yollarına benzedi. Bak Naim gardaş bizim Minik Kuşlar, Mehmetçik Belediye Başkanı Beyazit Adalıer’in artık usandığını ve istifasını vereceğini söylüyor. Gün bile söylemiş diyorlar. 30 Şubat’ta kesin kes istifa edeceyim diyormuş. Bu işe sen ne diyorsun?
Sayın Erol Emin, kuyumcu ve kasap dükkanlarının bile kurşunlandığı bir devirde, Gümrük Çalışanları Sendikası (Güç-Sen), Lefkoşa Sanayi Bölgesi Gümrük Şube Amirliği’nde, görevli bir gümrük memurun aracına bir süre önce yapılan saldırının kim tarafından yapıldığı ortaya çıktımı? Neyse onu bıraktık ama Mağusa Limanında olmadık işler dönüyormuş ve çalışanlar bundan son derece rahatsızmış diyor bizim minik kuşlar. Dürüst bir kişi olarak senin bu işlere el atman bekleniyor haberin olsun.
Sayın Oğuz Köse, son zamanlarda ne sesiniz ne selenginiz duyuluyor. Kısacası kayıpsınız. Herkes yeşil altlı mum ile sizi arıyor. Hemşire ve Ebeler bizim başkan kayıp gazetelere tam sayfa ilan verdik her yerde onu arıyoruz. Her yeri didik didik ettik ama onu bulamadık diyor. Milletvekili seçimlerinde senin gibi çalışkan birisini UBP’nin aday çıkartmasını bekledik ama beklediğimiz olmadı. Ah başkan ben sana ağaca dayanma çürür, insana dayanma ölür demedimmi?
Günün Sözü
Bir kişiye bir kere inanmak
Güven
İki kere inanmak
Risk
Üç kere inanmak ise
AHMAKLIKTIR