İttifak kuruluyor, ittifak kuruldu, ittifak yolunda gidiyor, ittifak tam yol, ittifak köşeyi döndü, ittifak hopladı zıpladı, ittifak masaya yatırıldı, ittifak salandı, sarsıldı ve sonunda g.t üstü yere düştü.
Artık yeter, rica ediyorum bitsin artık bu ittifak söylemleri. İttifakla yatıp ittifakla kalkıyoruz. Ne meret bir şeymiş bu ittifak. Yemekte ittifak, sohbet de ittifak. İttifak kolik olduk gitti. Yakında tıp fakültelerinde ittifak hastalığı ile ilgili kürsü oluşturulursa hiç şaşmam.
Doğası gereği ittifak birbirlerine inanan ve güvenen kişi veya kurumlar arasında oluşturulur. Ayni ip üzerinde yürümeye çalışan cambazlar arasında ittifak olmaz. Olmaz çünkü sonunda cambazlardan birisinin yere düşmesi kaçınılmazdır. Üstelik bizde ki bu ittifak da iki cambaz beraberce yere çakılıp kaldılar.
UBP ve DP/UG içeriğinde ittifak olmayan bir ittifak kurarak yeni bir dünya rekoruna imza atmış oldular. Bu ülkede sağın veya solun ittifak yapıp hedefe ulaşması asla mümkün olmamıştır. Bundan sonra da olma ihtimali sıfırdır.
KKTC halkı eski halk değildir. Halk sandıkta cezalandırmayı öğrenmiştir. Koyun sürüsü gibi çobanın peşi sıra gidip oy verme çağının çoktan kapandığını artık herkes anlamalı ve kabul etmelidir.
İnanın ittifak sürse bile vatandaş sandıkta günü geldiğinde yine kendi bildiğini yapacaktır. Bu gerçek günler öncesinden belli olmuş durumdaydı. Siyasi tarihimizde başarıya ulaşan hiçbir ittifak bulunmamaktadır.
Siyasi kültürümüz, kişisel hırs ve kurumsal çıkarlar üzerine şekillendiğinden her zaman hedeflerden sapmalar kaçınılmaz son olarak yaşanır. Bu gidişle de yaşanmaya devam edecektir. Ayni
zamanda ittifak sonrası elde edilecek başarılar gerçekleri yansıtmadığı gibi siyasi partilerin gücünü net olarak göstermekten uzaktır. Havada duran bir başarının kimselere yarı olmuyor. Yararı olmadığı gibi zararları da büyük boyutlarda olur.
Deyiş yerinde ise “Sepet koluna herkes kendi yoluna.”
ŞEMPANZE ŞAKİR