Levent Özadam - Mesaj Kutusu
Reçete yolsuzluğu konusu aslında iyi bir başlangıç olabilir…
Hatta temiz toplum için bulunmaz bir fırsat!
Vatandaş gayet açık bir şekilde sosyal medyada bunları liste halinde yayınlıyor…
Elbette başta Kıb-Tek’te yaşanan yolsuzluklar ve soruşturma dosyasının bir türlü kamuoyuyla paylaşılmaması!
Dosya Başbakanlık Denetleme Kurulu tarafından sene başında hazırlandı ilgili yerlere gönderildi ama bu konuda sessizlik hakim…
Hep yargının üstüne atıyorlar!
Yargıya havale edildi oldu da bitti maşallah…
Bitmiyor işte!
Kamuoyu sonuç bekliyor…
Bir diğer anlamda kelle istiyor!
…
Ama sağlıkta başka konular da yok değil…
Konular derken yolsuzluklardan bahsediyoruz!
Alın size bir yenisi daha…
Bazı hekimler belli ki hasta bakarak para kazanmak yerine daha kolayı seçmiş, darphane gibi para basıyorlar!
Yeşil reçeteler havada uçuşuyor…
Yeşil reçete olmadan kesinlikle verilmesi yasak olan ilaçlar bunlar!
Birçoğu uyuşturucu içeriyor…
Burada da doktor-eczacı işbirlikleri var!
Bazı doktorlar konuyu tamamen ticaret haline getirmişler…
Reçete yazmanın bedeli de bin Türk lirası!
At imzayı kap parayı…
Ahlaksızlığın daniskası!
Aslında sahte reçete yazan hekimlerin kimler olduğu bu sektördeki herkes tarafından biliniyor ama kimse isim vermek istemiyor…
Biz bunun adına hekim dayanışması diyoruz!
Hipokrat yemini hak getire…
…
Peki ya hasta raporları…
Bu konuda yıllardan beridir resmen suç işleniyor!
Tanıdık bir doktora açıyorsunuz telefonu şu gün ben hasta olacağım gönder raporu diyorsunuz rapor anında elinizde…
Birçoğu dost ahbap işi ama bundan para alanlar da yok değil!
Bu konuda devlete resmen sahte belgeler veriliyor…
İşten ekmek isteyenler hastalık izin hakkı olduğu için bu izinleri sonuna kadar kullanıyorlar!
Bu konuda adı deşifre olmuş hekimler de var…
Hatta haklarında soruşturma bile açılmış ama hepsinin de üstü bir şekilde örtülmüş!
Yaşasın hekim dayanışması…
Meslektaşı korumak için koruma iç güdüsü hakim!
…
Buradan hükümete açık çağrıda bulunuyoruz…
Bu halk artık yolsuzluklardan, hırsızlıklardan bıktı usandı!
Devleti kemirenleri dışarıda değil içeride istiyor…
Bunların tümümün de üzerine ciddi bir şekilde partili, partisiz demeden gidilirse inancımız odur ki bu ülkede iyi şeyler de olacaktır!
Geçen gün de kaleme aldık…
Bu ülkede resmen kırsal kesim arazisi rantı yaşanıyor!
Bakan Oğuz’un açıklamaları umut vericidir…
Ama gelin görün ki bu iş büyük cesaret ister!
Özellikle seçim öncelerinde resmen kırsal kesim ve sanayi arsası furyası var ülkede…
Arsalar sanayici fabrika kursun vatandaş ev yapsın diye sözde kura çekimi ile dağıtılıyor arsalar, bir kaçı dışında çoğu arsayı satmak için müşteri arıyor!
Devletin arsasını beleşe al sonra on binlerce dolara sat…
Devlet malı deniz yemeyen keriz meselesi!
Artık cesaret diyoruz…
Kimsenin gözünün yaşına bakmadan cesur kararlar alın diyoruz!
Çok şey mi istiyoruz…
…
“Bakan Gardiyanoğlu’nu bekliyoruz”
“Selamlar Levent Bey
Arkadaşlar daha öncede yazmış size ama köşenizde değinmemişsiniz.
Belki önemsememiş belki de yazmamanız için size engel olanlar var!
Dönem dönem sayfanızda dairemiz ile ilgili mesajlar okuduk belki de bu mesajlar birilerini rahatsız etmiş ve sizi yazmamanız için uyarmışlardır bilemiyoruz!
Sizden ricamız biz çalışanlara bir iyilik yapın ve bir mesaj yollayın Sayın Sadık Bakanımıza bakanlığa fırtına gibi girdi ve bize ümit verdi.
Belki bizimde kronikleşen sorunlarımıza çözüm bulur. Çalışanımızın da dairemizin de çok ciddi yönetsel problemleri var huzursuzluk, mutsuzluk, korku hat safhada.
Çözüm üreten yok!
Yanlış anlaşılmasın kimseyi suçlamıyoruz Bakanımız gelip sorunlarımızı dinlesin o kadar!
Biz Bakanlığımızı ve Dairemizi ailemiz gibi gördük ve sahiplendik başımızda ise Sayın Bakanımızı Ailenin en büyüğü olarak bildik onun için Sayın Bakanımıza seslenmeyelim de kime seslenelim.
Bilmiyorum sizden çok şey mi istiyoruz.
Açık ismimizi yazmaktan da korkuyoruz çünkü eskiden az mobinge uğramadık.
Evet korkaklar diyeceksiniz ama ne yazık çalışan bilerek ve istenerek bu hale sokuldu. Siz sanmayın ki biz devlet memurları özeldeki emekçi arkadalar gibi sindirilmedik. Teşekkürler…”
(Bir gurup İhtiyat Sandığı Dairesi Çalışanı)
MESAJ KUTUSU
Sayın Erhan ARIKLI, Hasan Curcioğlu’nun Mağusa limanına tek yetkili olarak atanma yazısını bir hafta geçmesine rağmen imzalamayınca hükümette bir takım sıkıntılar yaşanmaya başladığı konuşulmaya başlandı. Biraz daha tepkiye devam edip gecikirseniz hükümetin bozulma ihtimalinin gündeme geleceği iddia ediliyor…
…
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, bakanlığınıza bağlı İhtiyat Sandığı Dairesi’nde çalışanlar bir süredir çeşitli konularda şikayetleri olduğunu belirten mesajlar göndermeye devam ediyor. Sizden tek istedikleri bir ziyaret gerçekleştirip kendilerini dinlemeniz, haberiniz olsun istedik…
…
Sayın Hasan CURCİOĞLU, Mağusa Limanına bakanlar kurulu tarafından tam yetkili olarak atanma kararının yürürlüğe girmemesi yüzünden bir hayli sıkıntılı ve tepkili olduğunuzu duyduk, biraz daha sabır bu hafta sonuna kadar yine birileri devreye girecek ve küçük ortak atamayı kesinlikle imzalayacak…
…
Sayın Tufan ERHÜRMAN, sokağa inince arkanızda kimlerin olacağını merak etmeniz doğal ancak CTP gibi bir partinin sokak mücadelesinde başkalarına mı ihtiyacı var yani! Siz bir inin hele kim var kim yok zaten belli olacak, bu sıcaklarda kim olsa gölgeyi tercih eder…
…
Sayın Mustafa AKYÖN, verilen sözler bir kez daha tutulmayınca hem şaşkınlık hem de kızgınlık içinde olduğunuz istifa dahil her türlü eyleme başvurabileceğiniz konuşulmaya başlandı. Yani sizin yerinize kim olsa aynısını yapar. Biraz karıştırın bakalım size takozu kimler koymak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor…
…
Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, para ile yeşil reçete satan bazı hekimlerin isimlerinin elinizde olduğunu duyduk, hiç gecikmeden bunları hem polise hem bakanlığa teslim edin ki artık kendileri düşünsün. Bu arada Çalışma Bakanlığı işbirliğinizden dolayı hayli memnun, devamını bekliyor…
…
Sayın Ahmet ÖZANT, K.T. Tabipleri Birliğinin geçmişteki arşivini karıştırmanızı öneriyoruz. Eğer silinmediyse para karşılığı hasta raporu yazan, disipline verilen ama bir şekilde ört bas edilen hayli dosyayı bulma ihtimaliniz yok değil…
…
Sayın İbrahim BENTER, öğrenci ve okullardan sonra Vakıflar İdaresi’nin mali durumu iyi olmayan futbol kulüplerine malzeme yardımına başlaması spor camiasında memnuniyetle karşılanıyor. Katkılarınızdan ötürü teşekkür mesajlarınız gelmeye başladı haberiniz olsun istedik…
…
Sayın Turgay HİLMİ, Lefkoşa AKM’deki atıl durumda olan piyano belli ki artık sizin elinizin değmesini istemeye başladı. Devletin bu konulardaki ihmalkarlığı ne yazıktır ki yıllardan beridir hiç değişmedi, hadi bakalım kolaylıklar dileriz…
…
Sayın Mehmet HARMANCI, Metehan ve çevresinin kanalizasyon sorununu tamamen sonlandıracak olan projenin kaynağının geldiğini ancak şimdi de kim yapacak tartışmalarının başladığını üzülerek öğrendik. Bu konuda tavrınızı biliyoruz da bilmek istemeyenleri de unutmamak gerek değil mi?