Dün bir kahvesini içmek için uzun zamandır uğramadığım Doktor Öztürk Ünverdi ağabeyime uğradım. Doktor Öztürk, ülkemizin en önemli Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanları arasında. Birkaç yıl evvel hukuk fakültesinden mezun oldu ve baro sınavlarını da verip avukatta çıktı.
Çalışma ofisinde ki kitaplık benim evdeki kitaplık gibi olmuş. Mini bir kütüphaneyi aratmıyor. Yüzlerce eser var ofisinde. Ve üst üste konan kitaplar artık raflara ve kitaplıklara sığmıyor.
Dünkü hoş sohbetimiz sırasında elime bir kitap verdi ve 5/6 sayfa okumamı rica etti. “Atatürk ve Halil Ağa” nın hikâyesinin anlatıldığı bölümü bir çırpıda okudum.
Bir gün bu köşede “Atatürk ve Halil ağa’nın hikâyesini sizinle paylaşacağım. Ama ben paylaşıncaya denk siz internetten bulup okuyabilirisin hikâyenin tamamını.
Hikâyenin özetine gelince, 1936’ının İstanbul’unda geçen hadise 2013’ün Lefkoşa’sında aynen geçerli. Aradan 77 yıl geçmiş olmasına karşın sorun aynı sorundur. Siyasetçiler aynı mantıkta aynı tiptedir.
Sadece “Atatürk” gibi bir lidere bugün sahip değiliz. 1936 ile 2013 arasında fark “o gün dünya lideri” olan bir devlet adamı vardı, bugün ülkeyi yönetenler var.
O dönem “sağır” siyasetçiler vardı bu dönemde var. O dönem “ileri görüşlü olmayan uzağı göremeyen iradeciler vardı” bugünde var. O gün halktan kopuk siyasetçiler vardı bugün de var. O gün siyasetti halk adına yapması gerekirken halktan uzak olan siyasi partiler vardı, bugünde var.
Dün seçim sistemi tartışmalarını mecliste dinlerken birden “Halil ağa” geldi aklıma. Ve tabiî ki o eşsiz lider Mustafa Kemal Atatürk.
Hassasiyet
Hafta başında rahmetlik olan Mustafa Bumin ile ilgili bir yazı kaleme almıştık ve rahmetlinin ölmeden önceki hallerini yazmıştık. Dün konu bazı haber sitelerinde “ölümünden Fellahoğlu sorumlu” şeklinde verilmiş. Ben söz konusu yazımda böyle bir şey yazmadım, yazmadığım gibi iddia da etmedim.
Dün söz konusu haber internet sitelerinde farklı şekilde verilince LTB Başkanı Kadri Fellahoğlu aradı ve telefonda bir süre bu konuyu konuştuk. Başkan Fellahoğlu söze sert başlasa da söz konusu yazıyı benim dışındaki kişilerin haber yaptığını ikna olunca sakinleşti. “Mahkemeye gideceğim” dedi. Bende “hiç durma git” dedim.
Neticede Kadri Başkanla ailevi ilişkilere dayanan çok eski bir dostluğumuz var. Çok uzun yıllardır kendisini yakinen tanırım. Hassasiyetleri olan birisidir. Dünkü telefon görüşmemizde de söyledi, söz konusu yazıda gecen büfenin kaldırılması için belediye meclis üyelerinin onayı varmış. Üstelik başkan cenaze töreninde de yer almış ve “Maskot Mustafa’nın “ ölümünden oldukça üzüntü duymuş.
Konu hassas olduğundan açıklama yapma gereği hissetim. Ne birilerini kışkırtmak nede “ölüm üzerinden siyaset yapmak” gibi bir durumu kendime yakıştırmam, başkandan da ricam yapanlarla da beni karıştırmamasıdır.
Dr. Mustafa ARABACIOĞLU:Gönyeli ilkokuluna yaptırdığınız ek derslikler şimdilik ihtiyacı karşılamaya yetmişe benziyor. Ancak ileriki yıllarda daha fazlasına gerek olacak gibi.
Serhat AKPINAR: Washington DC de Denizcilik, Turizm, Politika ve Siyaset Okulu, DilMerkezi, Liderlik ve Entrepreneur Okuluna öğrenci almaya başlıyormuşsunuz. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun.
Bengü ŞONYA:Siyasetten vaz geçip köşe yazarlığına transfer olacağınızı duyduk. Herkes yazarlıktan siyasete dönerken siz tam tersi bir dönüş yapmak üzersiniz.
Serdar DENKTAŞ: Partinin gazetesi muhalefetteyken bile daha çok reklam alıyordu. İktidara geldiniz ama reklamlarda artma yerine azalma dikkatlerden kaçmıyor.
Hasan TAÇOY:Belinizdeki ağrılar geçmişe benziyor. Bu sıralar yine de dikkatli olmakta fayda var.
Hüseyin ÖZGÜRGÜN:Topladığınız komiteler yavaş yavaş iş yapmaya başlamış ve çok önemli çalışmalar için yeni yeni fikirler ortaya çıkmaya başlamış.
Hüda HÜDAVERDİ:Cumhurbaşkanı hafta sonu döner dönmez sizin üçlü kararnameyi imzalayacakmış. Ee hafta sonu iyice bir dinlenin. Sonra fırsat bulmayabilirsiniz.
Oğuz KÖSE:Neredeysen söyle gelelim. Bir iki arkadaş aradı sana ulaşamıyormuş. Yerini söylersen geleceklermiş size.
Ali YÖNEL:Yıl sonuna kadar görevde kalmanızı istemiş bakanınız. Gerek yeni eğitim yılının başlangıcında olmamız gerekse bütçe dönemi için size ihtiyaç varmış.
Ahmet Melih KARAVELİOĞLU: Master nasıl gidiyor. Bu arada İktisatbank’taki tüm çalışanlar içinde eğitim seferberliği başlatmışsınız.
Ozan CEYHUN:Almanya’daki koalisyon ne gözüküyor. Şansölye kimi ortak seçecek kendisine. Bu arada bizim koalisyon benzeri bir koalisyon ortaya çıkmasın orada da.
Özdemir TOKEL:Haberkktc.com’u yenileme kararı almışsınız ve ay başı site’de tadilata gidecekmişsiniz.
Savun GÖKSU:Dün makam şoförlerinden bir tanesi sana uğradıktan sonra işi bir daha akşama kadar rast gitmemiş. Tavlada 6-1 yenilen arkadaş sizi uğursuz ilan etmiş haberiniz ola.
Metin BEYOĞLU:Dün Ali Yönel ile birlikte Kıb-Et’te yemek yerken görülmüşsünüz. Ali Bey diyet menü tercih ederken siz T-Bone’leri keyifle götürmüşsünüz. Afiyet olsun.
Yusuf KAÇMAZ: Meksika’dan çok özel bir puro geldi, denemen için önümüzdeki hafta sana bir tane bırakacağım, bakalım beğenecek misin.
Ahmet DAMDELEN: DP Gençlik Kolları başkanlığınız şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun. Münür’den boşalan koltuğa çok yakında sizin getirileceğiniz söyleniyor.
Hüseyin Macit YUSUF: Başta devlet kanalı olmak üzere birçok özel kanal maç görüntülerini almama yoluna gideceklermiş. Görün işte memleketteki dayanışmayı.Sizde kalkıp birde spora destek olmak için uğraşıyorsunuz.
Harun DENİZKAN: Aybaşı gazetede çıkacakmış ama henüz daha flaş bir transfer duyamadık. Ünlü isimler olmadan nasıl olacak bu iş?
GÜNÜN SÖZÜ
“Bizim sergilediğimiz ‘olumlu muhalefet’ çizgisini değiştirecek tek bir konu var o da Kıbrıs konusudur. UBP Kıbrıs konusunda nettir. Hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde Kıbrıs Türk halkının bu adada eşit ortak olduğu, Anavatan Türkiye’nin de ada üzerinde garantör ve hakları olduğu gerçeği dışında, en ufak bir şeyi asla kabul edemez. Biz KKTC’nin kurucu ortak devlet olarak, iki kurucu devletin eşit statüsü ve bunun da BM parametresi olduğu gerçeğinden hareketle, bu statüsüyle birlikte kurulacak yeni ortaklığın kurucu devleti olarak var olacağı bir eşit ortak çözüm dışında hiçbir çözümü kabul etmeyiz”
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün
BİZİM TEMEL
Aynanın karşısında gözleri kapalı duran Temel'e ne yaptığını sormuşlar.-'Uyurçen sanıl çöründüğümü merak ettum.'