Önceden beri var olan ve son günlerde ayyuka çıkan siyasetin kirli oyunları karşısında halkın siyasi kurum ve kişilere olan güveni sıfırlanmıştır. Bu durum ülke demokrasisi için büyük bir tehlike arz etmektedir.
Meclisteki partilerin görevlerini layıkıyla yapmayıp hukuk reformunu gerçekleştirmemeleri, buna bağlı olarak yaratılan kanun boşluklarından kötü niyetli kişilerin yararlanır hale gelmesi ve ülke demokrasisinin ileriye gitmesi için gerekli yasal adımların atılmaması nedeniyle bugün siyaset kurumları halk nezdinde güvenilirliklerini kaybetmiş bulunmaktadır.
Milletvekili dokunulmazlığı (veya parlâmenter dokunulmazlık, yasama dokunulmazlığı), parlâmento üyeleri hakkında, suç işledikleri durumda, parlâmentonun izni olmadan, gözaltına alma, tutuklama gibi bazı cezaî takibat
işlemlerinde bulunulamayacağı anlamına gelmektedir. Yasama dokunulmazlığı, parlâmento üyeleri lehine tanınmış gerçek bir muafiyet konumundadır.
Ceza kanunları karşısında vatandaşların eşitliği ilkesinin bir istisnası niteliğindedir. Bu nedenle de yasama dokunulmazlığı zaman zaman birçok ülke kamuoyunda tepki ile karşılanmaktadır. Uygar Batı ülkelerinde milletvekilligi dokunulmazlıgı çok dar kapsamlı olup sadece milletvekilinin görevini yerine getirebilmesini sağlamak amacını taşımaktadır.
İngiltere, ABD, Avustralya, İrlanda, Kanada ve Hollanda gibi ülkelerde cezai açıdan hiçbir dokunulmazlık yokken diğer birçok demokratik ülkede ise bu kapsam çok dar tutulmuştur. Bu gibi gereksiz ayrıcalıkların uygar batı demokrasilerinde yeri yoktur ve KKTC’de de kaldırılması ya da en azından kapsamının daraltılması gerekmektedir.
Oysa bizde milletvekili dokunulmazlığının kapsamı çok geniş tutulmaktadır. Milletvekili seçimden önce veya sonra islediği ileri sürülen suçlar için, bazı istisnalar dışında, Meclisin kararı olmadıkça, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Bu kadar kapsamlı milletvekili dokunulmazlığı olması yanında mevzuatımızda bir de, "Milletvekillerini Tanıtıcı Belge Ve İşaretler Yönetmeliği" bulunmaktadır.
Bu yönetmeliğe göre, milletvekillerinin özel araçlarını kullananlar için zımnî bir dokunulmazlık sağlanmaktadır. Milletvekiline, iki aracının plakalarına milletvekili aracı olduğunu gösteren ve Meclis tarafından verilen özel birer işareti takma hakkı tanınmaktadır. Bu suretle milletvekilinin arabalarını kullanan
diger şahıslara da, hukuken degilse bile pratikte, bir nevi dokunulmazlık sağlanmakta ve polis, böyle bir işaret taşıyan arabalar ve sürücüleri hakkında denetleme görevini yerine getirememektedir.
Bu yönetmelik, işaret taşıyan arabanın milletvekilinin eşi ve çocukları yanında devamlı olmamak koşulu ile başkaları tarafından kullanılmasını dahi mümkün kılmaktadır. Yönetmeliğe göre amaç sadece dokunulmazlığı olan milletvekilinin tanınmasını saglamak ise araba üzerinde özel işarete hiç lüzum yoktur.
Keza Milletvekili, Meclisin, kendisine verdigi özel kimlik kartını veya rozeti göstererek kendisini tanıtabilecek imkana sahiptir. Yine, amaç madem ki milletvekilinin tanınmasını sağlamak idi neden bir değil de iki araba için böyle bir hak tanınmıştır? Yıllardır her seçim döneminde bu tür ayrıcalıkların kaldırılacağı vaadinde bulunulmasına rağmen bu hususta hiçbir girişimin yapılmaması çok manidardır.
İngiltere, ABD, Avustralya, İrlanda, Kanada ve Hollanda gibi ülkelerde cezai açıdan hiçbir dokunulmazlık yokken diğer birçok demokratik ülkede ise kapsamı çok dar tutulmuştur. Bu gibi gereksiz ayrıcalıkların uygar batı
demokrasilerinde yeri yoktur ve KKTC’de de kaldırılması ya da en azından kapsamının daraltılması gerekmektedir.
Av. Barış Mamalı
(HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ HAREKETİ BAŞKANI
VE LEFKOŞA BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI)