Bu ülkede zenginlik takdir edilmez, başarı ve kariyer de.
Hep bir bit yeniği aranır.
Zenginliğe, başarıya ve kariyere gölge düşürmek için.
Elbette bunun güncel bir yansıması var.
Suat Günsel.
Bu ülkenin başarılı bir kariyeri.
Yakın Doğu markası var ki binlerce emek demek.
Bu bile başarısını tescilliyor.
Ve aslında Suat Günsel temalı çoğu eleştiriyi sıfırlıyor.
*****
Ancak makale konusu Suat Günsel değil.
Konu,Suat Günsel temalı bir güzelleme de değil.
Suriçi Şehir Müzesi esas tema.
Çok ciddi bir teşekkür hakedilmiş.
Ellerine ve fikirlerine sağlık yapanların.
Başta da Suat Günsel’e.
Müze kısırı bir ülkede müze açmak bile teşekküre haiz.
Hele ki Lefkoşa gibi bir kente.
Fikir muhteşem.
Ücretsiz giriş, ziyareti motive için güzel bir uygulama.
Ülkem adına gurur duydum.
Lefkoşa’lı olarak onurlandım.
Sanat Tarihi uzmanı olarak takdir ettim.
Ve gidip hemen ziyaret ettim.
*****
Ziyaret sonucu elbet söyleyeceklerim de oluştu.
Mesela neden bu müzenin adı “Şehir Müzesi”?
Sorumun sebebi, müzenin aslında bir Şehir Müzesi olmaması.
Çünkü şehir müzesi kapsamı, boyutu ve içeriği farklı.
Müze, öncelikle Lefkoşa temalı olması gerekliydi.
Lefkoşa’nın tarihi, kültürü, folkloru ve sembolleri.
Bunların hiçbiri yok müzede.
Müze genelde resim ve heykel, el işileri yoğunluklu.
Temelinde Sanat Müzesi gibi organize edilmiş.
Araya Yakın Doğu detayları, denizcilik ve Osmanlı dönemi defterleri eklenmiş.
Keşke Şehir Müzesi değil de Suat Günsel Müzesi olsaymış.
O zaman eleştirecek kelime de kalmazdı.
******
Amacım, Müzeyi önemsizleştirmek değil.
Amaç, doğru konumlandırma gerekliliği.
Çünkü bu müzeyi çocuklar, gençler ziyaret edecek.
Bu müzeyi turistler ziyaret edecek.
Ziyaretçilere “işte size Şehir Müzesi” demek yanlış olmayacak mı?
Şahsi kanaatim bu müzenin bir Şehir Müzesi olmadığı.
Ve fakat, bir müzeye kavuştuğumuz içinyine de mutluyum.
Ancak, şimdilerde 2020 yılındayız.
Ve artık yapılan herşey, olması gerektiği gibi olmalı.
Kıbrıs Türk Halkı da zaten bunu hakediyor.
Aslında Suat Günsel de böyle bir müzeyi hakediyordu.