Mesajda, özgür ve bağımsız medyanın, halkın bilgiye erişimini sağlayarak toplumsal bilinçlenmeyi artırdığı ve bireylerin bilinçli kararlar almasına olanak tanıdığı kaydedildi.
KTTB’nin mesajında şu ifadelere de yer verildi:
“Ayrıca, basın özgürlüğü sayesinde hükümetlerin ve diğer güçlü kurumların faaliyetleri denetlenir, yanlış uygulamalar ve yolsuzluklar ortaya çıkarılarak kamuoyunun bilgisine sunulur.
Bu denetim mekanizması, toplumda hesap verebilirlik kültürünü teşvik eder ve otoriter eğilimlerin önüne geçer.
Basın emekçileri, haber yaparken ve bilgi paylaşırken masumiyet karinesine saygılı olmalıdır. Suçluluğu ispatlanmamış bireylerin toplum nezdinde suçlu gibi gösterilmesi, hem kişisel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına gelir hem de yargı süreçlerini olumsuz etkileyebilir.
Sağlıklı bir toplumun sürdürülebilirliği, çeşitli görüşlerin ve düşüncelerin serbestçe ifade edilebilmesine bağlıdır.
Basın özgürlüğü, bu çeşitliliği güvence altına alır ve toplumsal diyaloğun zenginleşmesine katkı sağlar. Ayrıca, kriz anlarında doğru ve güvenilir bilgilere ulaşmak, toplumun dayanıklılığını artırır ve toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Dolayısıyla, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi, sadece basın emekçilerinin değil, tüm toplumun sorumluluğudur.
Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda, bilgi akışı tekelleşir ve manipülasyon riski artar, bu da toplumun sağlıklı ve demokratik işleyişini tehlikeye sokar.”