Sahibine Mesajlar
Sayın Ferdi Sabit Soyer, yaptığınız açıklama ile esip, gürleyip yağdınız. Dinazorlar yumurtadan çıktıktan sonra onların karşısında ordu bile duramadı diye yıldırımı Tanrılar Tanrısı Zeus gibi gönderdiniz. Ama dikkat edin yumurtadan çıktıysanız sorun yok. Ama yumurtadan daha çıkmadıysanız o yumurtaların üzerine bastınızmı ne bıyık nede bıyıcık kalır. Aman acele edip yumurtadan çıkın. Yoksa yandı gülüm keten helva.
Sayın Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye’nin insan gücü yüksek. Bu nedenle orada askerlik süresinde indirime gidildi açıklamanız daha öncedeki Türkiye’de ne yapılırsa bizde aynisini yapacayız açıklaması ile ters düştü. Belli ki, Boğaz Gücü’ne ‘Guvvetin’ yetmedi. Birde bankalara ve avukatlara da galiba o guvvet yetmedi. Ama bakıyoruz senin birilerine sökmeyen ‘Guvvetin’ vatandaşa fazlası ile söküyor. Ağzınızı gere gere ‘Tutuklayın’ derken keyfinden cigarayı ulayarak içiyormuşsun. Haaa Manav Ali dayı ile bakkal Hüseyin efendi gel gel sandıkta kalacak olan cürümüş armutlara gel diyor. Bilmem anlatabildim mi?
Sayın Ziya Emir, yeni getirdiğin ürünler için pazarlamacı arıyormuşsun. Bu pazarlamacıya da ‘ Oggaynan ‘ para vereceyim diyormuşsun. Kolay gelsin on line ürün satışı için sıvadığın kolların para dolsun. Ama dikkat et herşeyin fazlası zarardır. Örneğin fazla et tüketmet ‘Gut ‘ hastalığına neden olduğu gibi fazla para da kelle yeme hastalığına neden olur.
Sayın Hüseyin Cumaoğlu, Mehmetçik Belediye Başkan adaylığı için kolları sıvamaya başlamışsınız. Eh ne diyelim hayırlı ve uğrulu olsun. Çok iyi bir eğitimci olmanın yanısıra Kaleciliğin de mükemmeldi. Ama dikkat et rakiplerin de çok dişli ve hırslı be Hüseyin Hocam. Özellikle Cenk denilen o senterfor antremanlarda müthiş çalışmalar yapıyor. Çok iyi bir file bekçisi olmana karşın ansızın boş anını kıstırıp sana golü atmasın. Nişanlıyken erkek konuşur kız dinler;evlenince ikisi konuşur mahalle dinler diyorlar. Şimdi, Mehmetçik belediye başkanı konuşuyor sizler dinliyorsunuz. Ama seçimlerden sonra sizler öyle bir konuşacaksınki, yalnız sizin mahalle değil tüm KKTC dinleyecek.
Sayın Mustafa Siyami, bu ülkeye senin ettiğin fenalığı kimse etmedi be Balık. Bir yüksek atlayım dedin, Atmosferi terk ederek girdiğin Stratosferden bir türlü inmedin. Sen oralarda gezinirken seni takip etmeye çalışan yeni yetme atletler bir türlü izini bulup seni takip edemiyor. Rekor kırayım derken, senin çıktığın yüksekliğe çıkmak isteyen ve rekorunu kırmak isteyen atletler düşerek bir yerlerini kırıyor. Yeter artık elimizde yüksek atlamacı kalmadı ama.
Sayın Alev Şensoy, Cemal Bulutoğlu döneminde sizi dinlerken söylediğiniz Küfürlü Hicaz faslından nağmeler beni mest ediyordu. Milli içeceğimiz ‘Ayran’ı fon deep yaparken kafayı buluyordum. Dün dündür diyerek üç yüz altmış derece döndükten sonra bugün söylediğin ‘Arabesk’ türü şarkılar ile de kafayı buluyorum. Yalnız dikkat edin dün dündür şarkısını icra ederken, şarkının birkaç yerinde ‘Detone’ oldun. Bir hatırlatalım dedim.
Sayın Alirıza Usluer, nasılsınız? Siyasetin stresi bir süre önce sizi hasta ederek yatağa düşürmüştü. Umarım şimdi sıhhatiniz iyidir. Bizim Minik Kuşlar, İskele Belediye Başkanı Halil Orun için yazdığımız yazılardan rahatsız olduğunuzu söylüyor. Sayın Usluer, biz derici olmadık. Bir dericinin sevdiği deriyi yerden yere vurarak daha güzel olmasını sağlamaya çalışmasına benzer bir uygulama aklımızın köşesinden bile geçmez. Yerden yere vurmak yerine yaptığı güzel işleri ortaya çıkartarak onu onore etmeye çalışırız. Do you understand.
Sayın Kemal Deniz Dana, Lefkoşa Belediye Başkanlığı için başkan adayı olma kararın hayırlı ve uğurlu olsun. Bir süreliğine de olsa o koltuğa oturup Lefkoşa’yı çöpten temizlemen bile sana olan sempatiyi artırmıştı. Yalnız tereciye tere satmayım sayın Kaymakam. Biliyorsun siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır içmeyenin ağzı sulanır. Dikkat et senin popülaritini çekemeyenlerin ayağının altına atacakları muz ile kafa üstü düşersen ağzının sulanması mide bulantısına dönüşebilir.
Sayın Hasan Ki, Yeşilköy halkının sempati kapsama alanının dışında kalınca, bataryası zayıflayan hayallerin, kapsama alanı dışında kalan kesimlere şebeke hatası nedeniyle ulaşamamıştı. Yeşilköy halkı hatırlarsan full çeken hattları ile sana ‘Haydi kardeş güle güle’ demişti. Neden kalmakta ısrar ettiğini de o dönem pek anlamamıştık. Hasan gardaş son durumlar ne? Batarya güçlendimi? Yeşilköy halkının kapsama alanına girebildinmi?
Sayın Faiz Sucuoğlu, televizyon programında yaptığın açıklamaları ağzım açık ama aklım kaçık olarak dinlemedim. Nokta ve virgülüne bile dikkat ettim. UBP sil baştan olacak diyorsun. Diyorsun da sile sile silgi bitti be doktorum. Yazdıklarınızı kurultay döneminde sayfalardan silerken sayfalar da yırtıldı. Yırtılan sayfalar sonrasında bazılarınız sonbahar yaprağı gibi sağa sola savruldu. Yeni defter aldınızmı? Yoksa sile sile yırttığınız eski sayfalara yazmaya devam mı edeceksiniz? Aman yeni defter alırken biten silginizin yerine birde silgi alın. Ama bu defa Siga Siga silin. Malum yine sayfalar yırtılmasın.
Sayın Asaf Şenol, kırmızıdan yeşile dönen ve kırmızı ile yeşilin karışmasından sonra ortaya çıkan rengi beğenmeyenlere durun be arkadaşlar bu renk o kadar da bozulmadı dediniz. Lefkoşa’daki reklam panloları ile ilgili yaptığınız açıklama inanın büyük takdir topladı. CTP’de bazı kök hücreler Tanrı’nın rahmetine sığındı diyenlere yok arkadaşlar bazı kök hücreler daha yaşıyor ve bunlar partiye yeniden hayat verecek dediniz.
Sayın Orhan Durgun, mazbata konularında ben önde gidiyorum bu konuda zarar görenler beni takip etsin dedin. Hatta Meclisin kapısına kadar elinde bayrak yürüdün. Ama Meclis kapısında durup arkana baktığın zaman üç kişiden başka birini görememenin sıkıntısını yaşadın. Hala daha o arkadaşları arıyormuşsun. Ben sana nerde olduklarını hemen söyleyeyim de sen boşuna zahmet etme. Orhan gardaş O arkadaşların bir kısmı Boğaz Piknik alanında, bir kısmı Alev Kayasında geriye kalanlar ise deniz kenarındadır. Mangalın başında rakıcıklarını fon deep yapmakla meşguldirler.
Sayın Muharrem Ezel, bölge arazilerinin birilerine peşkeş çekilmesi işlemi sanırım durdu. Bu konuda sizin gibi duyarlı insanların mücadelesi güzelim yerlerin ‘Haramilerin ‘ eline geçmesini önledi. Sanırım o arazileri eline geçiremeyen haramiler ‘Ohto’nun arkasında andilla koyarak sizin açık vermenizi bekliyor. Aman dikkat edin. Ve bu haramilere yere düşen meyvelerin dışlarından çürümüş gözükseler dahi, içlerindeki çekirdeklerinden daha nice güzel bahçeler yaratabileceğini ispat edin.
Sayın Aliye Bozdağ, insanlarımız çevrenin değerini bilmiyor. Elde ne var ne yok ya satıyorlar yada kiralıyorlar diyordunuz. Aliye hanım, balık baştan çoktan koktu. Siyasilerimiz koltuk için, kendi menfaatleri için güzelim orman arazilerini ensesi kalın, gerdanı salkık birilerine peşkeş çekerek bir avuç yeşilimizi de yok etmeye çalışmaları artık çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Bizim buralarda Adalet var diyorsanız, bizim mahalledeki Adalet Abla’da hayattan çok şey bekliyordu. Ama sonra müşteri beklemeye başladı. Ve tabi bekleye bekleye hayata bay bay dedi. Tek tesellimiz sizin gibi çevre aşığı insanların hala daha mücadele etmesidir.
Sayın Erkut Yılmabaşar, be gardaş seni aradığımız zaman ya arazide haber peşindesin yada halkın arasında dert dinliyorsun. Kısacası dur durak bilmiyorsun. Kahve içmeye geleceğiz. Fırın Kebabı ile pastırmalı humus çorbası içeceğiz oralara gelelim diyoruz. Diyoruz da seni bulmak mümkün olmuyor be gardaş. Seni aramak için kullandığımız telefona kontur parası vermekten anamız Aradım da bulmadım, babamız da heryer bomboş ne çorba ne fırın kebebı kaldı türküsünü çığırıyor.
Bak kontur parası yetiştirmek için de Selimiye’nin köşesinde mendil açtık. Haberin olsun.?
Sayın Emrah Aydoğdu Bafra köyünde beslediğin senin o tavuklar, Gazimağusa’da TÜK’den aldığın arpadan zehirlenerek ölmüş demişlerdi. 60 tavuğa verdiğin emeğe yazık oldu sözünü de biz söylemiştik.Yumurtasını her gün aldığın birazını da satıp harçlığını çıkarttığın tavuklar ölünce az da olsa bir gelirden olmuştun. Ne oldu TÜK’ün arpasından öldüğü söyelenen tavuklar ile ilgili herhangi bir tazminat sana verildimi? Yoksa beklenen oldu ve avcunu yala mı denildi? Emrah gardaş burası KKTC bizi yönettiğini sananlar insanların bile fareler gibi deliklere tıkılmasını görmezden geliyor. Tavukları düşüneceklerini hiç ama hiç sanmama. Halkı düşünmemem onların genlerinde var. Kendi kendilerini düşünmek genleri diğer genleri öldürdiğinden diğer genleri Allah’lık olmuş diyorlar
Günün Sözü
Tilki’yi canından eden
Parlak postudur.
İnsanı canından eden
Kahpe dostudur.
GÜNÜN FIKRASI
Cehhennemde durum
Dünyada suç işleyip Cehenneme gönderilenler Allah tarafından kamplara ayrılmış. Bir gün Cehhennemi teftişe giden bir Melek, etrafı tel ile çevrili içinde ateş yanan bir kuyunun başında durmuş.
Kuyunun başında ellerinde otomatik silahlar bulunan Amerikan Askerleri sürekli olarak kuyuya bomba atıp ateş ediyorlardı. Melek askerler niçin bomba atıp ateş atıyor diye sorunca kuyudan kaçmak isteyen çok. Bunun için Amerikan askerleri buraları korumakla görevli demiş. Melek kafa sallayarak yürümüş. Biraz ileride bir başka kuyu görmüş. Onun başında da Nazi Askerleri habire tuttuklarını fırına atıyorlardı.
Yine bomba ve makineli tüfekler ile kuyuya da ateş ediyorlardı. Kafa sallayarak yine yürümüş bizim Melek. Öyle bir yere gelmiş ki, kuyunun etrafında ne tel örgü var. Nede asker. Cebrail efendiye niçin bu kuyunun başında asker yok diye sormuş.
Cebrail hemen cevap vermiş. Bu kuyuda Kıbrıslılar var. Kuyudan çıkmak isteyeni diğer Kıbrıslı ayağından tutup aşağı çekiyor. Kuyunun duvarına basıp yükselmek isteyeni de ayağından aşağı indiriyorlar. Bunun için buralarda askere ve bekçiye ihtiyaç yok demiş.
TANER ULUTAŞ
Kuyunun başında ellerinde otomatik silahlar bulunan Amerikan Askerleri sürekli olarak kuyuya bomba atıp ateş ediyorlardı. Melek askerler niçin bomba atıp ateş atıyor diye sorunca kuyudan kaçmak isteyen çok. Bunun için Amerikan askerleri buraları korumakla görevli demiş. Melek kafa sallayarak yürümüş. Biraz ileride bir başka kuyu görmüş. Onun başında da Nazi Askerleri habire tuttuklarını fırına atıyorlardı.
Yine bomba ve makineli tüfekler ile kuyuya da ateş ediyorlardı. Kafa sallayarak yine yürümüş bizim Melek. Öyle bir yere gelmiş ki, kuyunun etrafında ne tel örgü var. Nede asker. Cebrail efendiye niçin bu kuyunun başında asker yok diye sormuş.
Cebrail hemen cevap vermiş. Bu kuyuda Kıbrıslılar var. Kuyudan çıkmak isteyeni diğer Kıbrıslı ayağından tutup aşağı çekiyor. Kuyunun duvarına basıp yükselmek isteyeni de ayağından aşağı indiriyorlar. Bunun için buralarda askere ve bekçiye ihtiyaç yok demiş.
TANER ULUTAŞ