ULUTAŞ'TAN TAŞLAMALAR



Sahibine Mesajlar
Sayın Kemal Dürüst, İlahiyat Fakültesi açılışına ve Hala Sultan Camii’nin temel atma törenlerine gittiniz mi diye sormayacayım. Beşir abime görünmek ve o mübarek huzura yüz sürmek için yedi de takla atarak gittiğinizi biliyorum. Giderken abdest aldınızmı? Bence boy abdesti alarak gitmeniz iyi olurdu. Hem duşun altına girerek sabun yerine cam kağıdı ile keselenerek yıkanmanız siyaset çamurunun çıkması açısından daha uygun olurdu kanaatindeyim. Sayın Dürüst tatlı suyun başı, kalabalık olur. Dün tatlı tatlı akan Beşir abimin önü de kalabalıktı. Yalnız kalabalık dağıldıktan sonra protokol bölgesini yağ ve grasodan temizlemek için temizlik elemanlarının anası ağlamış.  
Sayın Hasan Taçoy, Hala Sultan Camii’nin temel atma töreninde ve İlahiyat Fakültesinin açılış töreninde sizi ön sıralarda görmek bizleri ziyadesi ile memnun ve mesut etti. Sizi bakan olduğunuz zaman koltuktan indirenlere karşı kibir yapmamanız size artı getirdi. Çünkü Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur değilmi? Haaa, uçma denince fotoğraf çekileceği sırada Beşir abimin hemen yanındaki sırayı kapmak için kürsüye uçarak çıkmak isterken ayağınızın kayması yüreğimi ağzıma getirdi. Mazallah ya uçarken kürsünün kenarına çarpıp burun üstü yere çakılsaydınız? Aman, Beşir abimin ardından Erdoğan abim buralara gelecek. Alnınız yarılmış ve burun sarılı bir vaziyette kaftana yüz sürmek ayıp olurdu. Sanırım Hz. Ebubekir’in ‘Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider’ sözü hatırına geldi. Ve ele geçen bu fırsatı zerzebil etmek için sanırım uçmayı bile denedin.
 Sayın Kadri Fellahoğlu, Vakıflara ait 200 dönümlük arazinin 100 TL’ye 'Kıbrıs İlim Ahlak Sosyal Yardımlaşma Vakfına kiralanmasına bir sözüm olmaz. Araziye Hala Sultan Camii’nin yapılmasına veya inşaatı tamamlanan İlahiyat Fakültesinin faaliyet göstertmesine hiç ama hiç itirazım olamaz. Ama bir belediye başkanı olarak 19 büfeyi izinsiz diye kapatma kararı alırken, Çet Raporu, Ruhsatı yani izini olmayan Camii ile İlahiyat Fakültesine mühürü koymamanıza müsade edin itirazım olsun. Birilerinin tekerlek ‘Buronzo’su yalama olduğu için ve buronzosu sıkmadığı için ‘Bu harita bu Kıbrıs’ı almaz be Annem diyemedi. Acaba siz bu izinsiz yer için birilerine ‘Sorry be Annem’ deyip mühürü koyabilecekmisiniz?
Sayın Hüseyin Gökçekuş YDÜ caminin temel atma töreninde bir numaralı reklamcı gibi konuştun. YÖDAK Başkanı koltuğuna otururken, bizler YÖDAK Başkanlarını hep üniversitelere eşit mesafede duran birileri olarak tanıdık. Hasan Alibıçak da sanırım bunun en güzel örneklerini verdi. Ancak Hüseyin Gökçekuş,bir üniversiteye 5 metre mesafede, bazı üniversitelere de 1 kilometre uzakta nasıl durulduğunun örneğini verdi. Haaaa hocam birde YÖDAK’ı, Cami yapma müessesine üyemi yaptın?. Bol bol cami ve din edebiyatından örnekler sunarken, Fettullah amcanı memnun ettin. Ancak, bozulan betsiler graso ve yağ sızdırdı. Şu betsileri bir değiştirsen diyorum. Her yer vıcık vıcık yağ ve graso oldu. Hocam birde teşbihte hata olmasın, gözünü avdan ayıramayanlar adına sözcülük yapan ‘Kurdun elinden çobanlık gelmez’ be hocam.
 Sayın Sunat Atun, Anneniz Suna Atun’u elim bir hastalık sonucu kaybettiniz. Başınız sağolsun. Bu ülkede ‘Ezan’ sesi kesilmek isteniyor. Ezan sesi duymaz olduk açıklaman doğrusu ilgimi çekti. Sabahleyin saat 5 sıralarında yataktan güçlü bir ses uyanırken onun ‘Ezan’ sesi olduğunu sanıyordum. Acaba o sırada birileri ‘Uzun Hava’ söyleyerek bizi yanıltıyormu diye düşündüm. Doğrusu içime şüphe düştü. Birde Arif Albayrak’a sonsuz öfke duydum. Sayın vekil, ülkede 1900 cami 1280 dolayında okul var derken bizi yanılttımı? Yanılttıysa bir vekile bu yakıştımı? Yok doğru söylemişse bu camilerde ezan okunması yakalanmışmıdır? Pardon ama 1900 küsur cami olan ülkemizde biz ‘Ezan’sesini duymadıysak hemen kulak doktoruna baş vuralım diyorum. Ne dersin Sayın Atun?.    
Sayın Zeki Çelen, Kemal Dürüs’te İlahiyat Fakültesinin açılışına ve Hala Sultan Camii’nin temel atma törenine abdestli mi gidelim diye sorarken duşun altına girerek boydan abdest alsalar bile siyasetin O muhteşem çamurunu temizleyemeyeceğini de söylemen gerekmezmiydi? Bak Zeki, birde Sayın Dürüst’e, parası temin edilen ancak 2 yıl boyunca yer bulunamadığı için yapılamayan spor tesislerinin neden yapılamadığını ve bunun aksine yıllığı 100 TL’ye kiralanan 200 dönümlük arazinin nasıl bulunduğunu da sorman gerekmezmiydi? Haaa birde, Vatan, Millet, Sakarya, Nurlu Ufuklar edebiyatından sürekli pasajlar okuyan Sayın Dürüst’e geçtiğimiz yıl Trabzon’da düzenelen ‘Gençler Olimpiyatında’ bizim sporcular, Anaları tarafından tribüne gönderilirken, neden tepki olarak protokolü terk etmeyip Kıbrıs Bayrağını selamladığını da sorsaydın iyi olmazmıydı? 
Sayın Beran zaroğlu CTP-DP koalisyon hükümetinin hazırlamaya başladığı ‘Vatandaşlık’ yasası için eylem yapacağınızı açıkladınız. 8 parçaya bölünen Hataylıların sekiz parçasından biri olarak yaptığın açıklama hakikaten yetkilileri korkuttu ve ürküttü. Yalnız bununla da kalma ve insan hakları mahkemesine de baş vur. Başvururken golifa gibi dağıtılan ve hak sahibi olanlar yerine dayısı olanlara verilen vatandaşlıklardan ben ve benim gibiler nasibini alırken gerçek hak sahipleri bu haktan yararlanamadılar de. Haaa birde limanlarda kapı ve pencereler tamamıyle açıkken şimdi gındırdılar içeri doğru dürüst giremiyoruz. Bundan hırsızlar, soyguncular, uyuşturucular, tetikçiler Mafya memnun değil de. Kapılar yeniden sonuna kadar açılsın de be  guzzum. Eee hade ama desene
Sayın Özkan Yorgancıoğlu şu TOMA meselesi yeniden hortladı. Hortlarkende be arkadaşlar beni diri diri gömerken benim ile birlikte ‘Teminat Mektubunu’ da gömdüler. Onun yanına ‘BONUS’ olarak TOMA limana inmeden verilen ‘Garanti Mektubunu’ da koydular. TOMA bunlar yanımda dururken ben yerimde rahat edemem. Bunlar beni sürekli rahatsız eder diyor? Bu usulsüz ‘Garanti Mektubu’ ile ‘Teminat Mektubunu’ gömüldükleri yerden çıkartıp şu TOMA’yı rahatlatsak ne dersin
Sayın Serdar Denktaş, geçici hükümetin ‘MAKAM’ arabaları ile ilgili prensip kararını sürdürmeniz halk nezdinde büyük sempati topladı. Makam arabasına, Adios diyerek, resmi görevler dışında kendi arabanızı kullanmanız belki diğer bakanlara da örnek olur diyorum. Ama ilk oğlu olan birisi oğlunun takım taklavatlarını çeke çeke nasıl sökerse salyaları aka aka  makam arabasına bakanların bunu örnek alacaklarını sanmam. Haaa makam arabası garajda toz toprak içinde kalmış. Bir zahmet onu yıkatsanız.  
Sayın Zeren Mungan, ne yaptıysan ne söylediysen bir türlü CTP’li gençlere yaranamadınız. Tamam birçokkez günün adamı oldunuz. Hangi gazeteye baktıysak  manşette hep sizi gördük. Ama buna rağmen gençler sizden uzak durdu.Hele hele son olarak Genel Sekreter Akansoy’un yanında yer almaları sanırım sizi biraz buruklaştırdı. Ama galiba biraz da suç sizde. Derin dondurucu gibi olduğunuzu ve kibir ile akraba olduğunuzu söyleyenleri galiba haklı çıkartıyorsunuz. Bakın kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. Yaaa!.

Sayın Semavi Aşık öncelikle geçmiş olsun dileklerimizi lütfen kabul buyrun. Ameliyatınız başarı ile tamamlanmış ve ameliyattan sonra dinlenmeye başlamışsınız diyorlar. Haa bu arada bol bol Semavi Piliçlerini kuvvetlenmem lağzım diyerek mideye indiriyormuşsunuz. Bandabuliyadaki Semavi Piliçleri elinden kurtulmak için sıçan deliğine bile bin altın ödeyerek satın alıyormuş. Piliçler!. Senden kurtulmak için kaçarken Nostalji arabaları da seni yeniden yollara davet ediyormuş. Vallahi bu iş çok bilinmeyenli denkleme dönüştü biri kaçarken biri davet ediyor. Ne diyelim?
Sayın Fehim Oktay, bugünlerde hava tahmin raporları tam göbekten vuruyor. Yer yer sağanak yağmur dediğiniz noktada elimizde şemsiye yolda yürürken, taşı yakan güneşten korunmak için iyi geliyor. Bugün hava çok sıcak olacak. Özellikle saat 11.00 ile 15.00 arasında radyasyon tehlikesi var sokağa çıkmayın dediğinizde sizi dinlemenin faydalarını da görüyoruz. Dışarı çıkmadığımız için yer yer yağan sağanak yağmur o gün tombaladan bizim bölgeden çıktığı için güneş yerine yağmurdan korunmamızı sağlıyor. Çok sağolun. 
 
 
 
Günün Sözü
 
Yaşlanarak değil,
Yaşanarak tecrübe kazanılır.
Zaman insanları değil
Armutları olgunlaştırır.


GÜNÜN FIKRASI

Ağzımı çalkalayıp çıkayım
4 rahibe ölmüs ve cennet, cehennem sınırında sorgulamaya alınmışlar. Sorgulama meleği ' şimdi herkes sırayla dünyadayken işledigi en büyük günahı anlatsın ama sakın işkembeden de atmayın tespit ederiz demiş.
1. rahibe ben hayattayken bir kere erkek namahremine dokunmuştum parmağımın ucuyla demiş. Melek hangi parmağınla diyince sağ elinin işaret parmağını göstermiş. Melek: Tamam yavrum şimdi git ve günahı işlediğin o parmağı yan taraftaki kutsal suya sokarak arın günahlarından demiş.
2. Rahibe ben hayattayken bir keresinde bende o namahrem şeyi tutmuştum. Melek, hangi elinle demiş. Sağ elini kaldırmış 2.rahibe. Melek de ona gidip o elini yandaki kutsal suya sokarak günahlarından arınmasını ögütlemiş.
Bu sırada 3. rahibeyle 4. rahibe aralarında fısıldaşıyolarmış. Sonra aniden yer değiştirmişler. Sorgulama Meleği bunu farkederek 'Bir dakika ne oluyor, siz niye yer değiştirdiniz ' diye sorunca daha önce 4. sırada olup 3. sıradakiyle yer değiştiren rahibe, ' İzin verirseniz, arkadaş kutsal suya g......tünü sokmadan ben bir ağzımı çalkalayıp çıkayım efendim...