VATAN-NAMUS-EMEK



Günümüzde risklerin hem boyutu, hem de tanımı değişmiştir.
Riskler önceden tahmin edilemeyeceği gibi, riskler "küresel" boyuttadır. Yani dünyanın bir yerinde meydana gelen bir olayın zararları tüm dünyayı etkisi altına alabilmektedir.
2008 yılında ABD ve İngiltere'de yaşanan "mortgage" krizi ile bunu yaşadık. Tüm dünya ekonomik kriz ile sarsılmıitı. Halen o krizi tüm dünya olarak atlatmış değiliz.
Bu durum adaletli bir durum değildir. Krize sebep olmayan ülkeler de krizin zararlarını görmektedir. Japonya'da bir depremde ailesini kaybeden adam "bu depreme ben sebep olmadım, ama acısını niye ben çekiyorum?" demişti.
"Türk Lirasının değer kaybetme" sorunu ile karşı karşıyayız. Bu soruna sebep olmadık ama, zararlarını Kıbrıs Türk halkı olarak görmekteyiz. Üstelik Türkiye'de yaşanan bu sorun ekonomik nedenlerden değil, psikolojik nedenlerden kaynaklanmaktadır.
Bu krizden kazançlı çıkan küresel finans ve onun yerli işbirlikcileri de var. Hem Türkiye'de hem de Kıbrıs'ta ekonominin alt katmanlarını oluşturan kesimler, yaşanan bu felaketin bedelini ödemekle karşı karşıyadırlar. Devletimizi yönetenler, bu krizin bedelini dar gelirli kesime ödetirler mi? Bekleyip göreceğiz.
Devlet statüsünde Türkiye'nin bir vilayeti gibi yaşadığımız için, Türkiye'nin "zayıf" ve "güçlü" yönlerini çok iyi bilmeliyiz. Bilmeliyiz, çünkü toplum olarak karar vermek ve adım atmak yeteneğimizi geliştirmeliyiz. Toplum olarak doğru düşünmeyi öğrenmeliyiz. Toplum olarak dünyada yalnız yaşamadığımızı öğrenmeliyiz. Toplum olarak "evrenin yasalarını ve altında yatan kalıpları" öğrenmeliyiz.

***

Türkiye'nin zayıf yönleri
- Yetersiz iç tasarruf
- Yabancı sermayeye aşırı bağımlılık
- Dış borçları artan şirketlerin kur riskine karşı hassas olması
- Kürt meselesinin toplumsal ve siyasi huzursuzluk kaynağı olması
- Kıbrıs sorunu nedeniyle AB ile üyelik müzakerelerinde ilerleme ihtiyacının düşük olması
Türkiye'nin güçlü yönleri
- Dinamik özel sektör ve vasıflı işgücü
- Bölgesel üs konumda olması
- Demografik canlılık
- Kamu finansmanın kontrol altında tutulması
- Güçlü, sağlıklı, ve dirençli bankacılık sektörü

***

Görüldüğü gibi ekonomisi zayıf bir Türkiye, küresel güçlerin işine gelmiyor. Mutlaka bir yol bulunacaktır. Psikolojik sorun mart ayına kadar aşılacaktır. Bu esnada Türkiye'nin ihracatcı şirketleri, ihracatlarını artırmışlardır. Her aleyhdeki bir durum, mutlaka yeni bir lehte durum yaratır.
Önemli olan bu krizin bedelini halka ödettirmemektir. Eğer gerekli faiz düzenlemeleri yapılmaz ve dövize endeksli eşel-mobil uygulanmazsa krizin bedelini "çalışan halk kesimi" ödeyecektir.
Konuyu işlemeye devam edeceğiz.

 


Ahmet DOĞANER