Serbest Kürsü / Levent Özadam
Bir çoğumuz işi gırgıra alıyor ama...
Durum görünenden çok daha vahim!
Bunu nereden mi anlıyoruz;
Son günlerde gelen telefon ve mesajlardan...
Sadece bize değil!
Yakın dostlarımız, iş çevreleri de aynı şaşkınlık içindeler...
Salgın konusunda endişeli olan sayısı artık azınlıkta!
Çünkü artık salgın değil ekonomi ön planda...
İş çevreleri ve esnafı bir yana koyuyoruz, bu artık çok ayrı bir platformda ve bu işin uzmanlarının ele alıp çözümler arayacağı bir konu haline geldi...
Zira daha da vahim olan bireysel sıkıntılar yaşanıyor!
Hem de tahmin ettiğimizden çok fazla...
Duyunca yüreğimiz eziliyor!
Bazılarına çözüm üretmeye çalışırken, elimiz kolumuz bağlı olanlar da yok değil...
...
Aslında birileri yardım çağrısında bulunduğunda bunun suiistimal olup olmadığını geçmişte çok kafamızdan geçirmiştik...
Bu kez öyle değil!
İnsanlar telefonda arıyor...
Adreslerini de veriyorlar!
Konuşurken mahcup olduklarını hissediyorsunuz...
Sesleri titriyor!
Ezilip büzülerek konuştuklarını yüreğinizde hissediyorsunuz...
Önce çok üzüldüklerini belirterek başlıyorlar konuşmaya!
Defalarca özür diliyorlar belli ki gözleri nemli, utanç içinde ihtiyaçlı olduklarını belirterek...
Anlıyorsunuz yerin dibine girdiklerini!
Empati yapınca sayısız hançer saplanıyor, vücudunuzun her yerine...
...
Örneğin 4 kişilik bir ailenin reisi...
Baba diyor ki, telefonda utanarak sıkılarak;
40 gündür evde pinekliyormuş!
Tek bur kuruş girmemiş cebine...
Kredi kartları da limitlerini doldurmuş!
Borçları ve faizlerini nasıl ödeyeceğini bile düşünmeye takatı kalmamış çünkü sorun çok daha büyük...
Allah’ın bir sabah kahvaltısı işte!
Biraz peynir biraz zeytin ve kızarmış ekmek...
Ama buzdolapları tam takır!
Bu ne demektir bilir misiniz siz ve tabi ki hepimiz...
Ailenizle birlikte bir sabah kahvaltısı yapacak kadar bile gücünüz dermanınız kalmamış!
Tahammül sınırı çoktan bitmiş yitmiş...
Yapacağınız tek şey birilerini arayıp durumunuzu bildirmek!
Gururunuzu bir yana bırakarak...
...
Başka bir aile dramı...
Adam inşaat işçisi!
Karısı evlere temizliğe gidiyor...
Daha doğrusu gidiyordu!
Temizlik işleri artık bitti, ev hanımları boşta kalınca kendi evlerini kendileri temizliyor...
İnşaatlar durdu!
Adamın patronu 15 çalıştı diye o kadar maaş verdi kendisine...
O para da zaten çoktan suyunu çekti!
Mutfak tam takır kara bakır...
Daha da vahimi var;
Geçen ay dünyaya ikiz bir bebek dünyaya getirmişler...
Hoş gelmişler ama zamansız gelmişler işte!
Ailenin elinde yok avucunda yok...
Marketten bez almaya yetecek para hiç yok!
O da ezile büzüle söylüyor...
Birkaç tane bebeklere bez bari diye!
Eriyip gidiyorsunuz telefonda...
...
Sadece bile gelenler değil...
Çok kişi böyle telefonlar, mesajlar almaya başladı!
Bir olup bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz...
Hatta başkalarını da arayıp çözümler üretmeye çalışıyorsunuz!
Ama işte gelin görün ki nereye kadar...
Bize gelenler var!
Bilmediğimiz çok kişiler ve aileler...
Çaresizlik o kadar kötü ki!
Çare isteyenlere çare olamamak...
Küçüldükçe küçülüyorsunuz!
Yediğiniz iki lokma boğazınızda gezinip bir türlü aşağıya inmek bilmiyor...
...
Salgın elbet bir gün bitecek umutsuz değiliz...
Ama ardından ekonomik sıkıntılar hem de fena halde gelmeye hazırlanıyor!
Kimin ne olacağı bile belli değil...
Ya bu dönemde sıfırı tüketenler!
Sıfırın da altına inenler...
Artık borçları ve faizlerini değil sadece karınlarını doyurmak gibi öncelikleri olanlar!
Bebelerine süt bez alamayanlar...
Buzdolaplarına biraz olsun kahvaltılık alamayanlar!
Asıl onların durumu vahimdir böyle bir dönemde...
Hem de hiç tahmin edemediğimiz kadar!
...
Öncelikle vatandaşa ve okurlarımıza...
Lütfen çevrenizde bu kadar dip yapmış insanlara elinizi uzatın!
Karınca kararınca...
Ne kadar onlara destek olabilirsek!
Çünkü belki de kim bilir çok yakınımızda böyle insanlar var. Olmaya da artarak devam edecek...
İnsan olduğumuzu bu günlerde değil de ne zaman ortaya koyacağız ki!
Sonra da hükümete, devlete kime derseniz deyin artık...
Beğensek de beğenmesek de bu ülke sosyal bir devlet çerçevesi içinde kurulmuştur!
Bir devlette olması gereken tüm organlar mevcuttur...
İşte böyle bir devleti biz bugünlerde görmek istiyoruz!
Lütfen bu devlet artık kendini göstersin, öncelikle de acil ama çok acil ihtiyaçlılara kendini göstersin...
...
Girne'de zorunlu maske uygulaması...
Girne Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, belediye hudutlarındaki maske uygulama zorunluluğu 24 Nisan Cuma günü sabah 06:00’dan itibaren başlayacak.
Girne Belediye hudutlarında maske takma zorunluluğu getiriliyor.
Girne Belediyesi’nden yapılan açıklamaya göre, belediye hudutlarındaki maske uygulama zorunluluğu 24 Nisan Cuma günü sabah 06:00’dan itibaren başlayacak.
Coronavirüs bulaş riskinin önlenmesi amacıyla, Girne kent sınırları içerisinde toplu ve kapalı alanlarda maske takma zorunluluğu getirildiği belirtilen açıklamada, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, kamu hizmet binaları, bankalar, marketler, eczaneler, fırınlar, taksiler, benzin istasyonları ve Bakanlar Kurulu tarafından çalışması elzem görülen tüm kurum ve kuruluşlarda, insanların toplu şekilde bulunduğu tüm alanlarda herkesin maske takma zorunluluğu getirildiğini ifade etti.
Güngördü, “ İşletmelerdeki maske takma zorunluluğunun takibi işletmecide olacak ve maske takmayanlar bu alanlara alınmayacaktır” dedi.
"Maske kullanma zorunluluğu yanında; Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararlar kapsamındaki kısmi sokağa çıkma yasağına uyulmaya devam edilecek” diyen Güngördü, “ Girne kentinin tamamında insan hareketliliğini azaltmak için, sokaklar dahil tüm kamuya açık mekanlarda kalabalık oluşturacak şekilde asla bir arada bulunulmayacak, sosyal mesafeye en az 3 adım olarak (1 metre) mutlaka dikkat edilecektir” ifadesini kullandı.
Güngördü şöyle devam etti:
“Amacımız halkımıza zorluk çıkarmak değil; bilakis onların sağlığını korumak ayrıca onlarla temas edenlerin sağlığını güvence altına almaktır. Tüm ülkemizde olduğu gibi kentimizde de; hayatı ne zaman normalde döndürebileceğimiz; bizlerin elindedir. Kişisel önlemlere, kurallara ne kadar dikkat edersek salgın sürecini o derece hızlı kontrol altına alır ve tehdidi tamamen ortadan kaldırabiliriz.”