Kıbrıs konusu çok hızlı bir şekilde gelişirken doğal olarak analiz edilmesi gereken çok şey var. Ancak son günlerde ülke gündemini işgal eden bir başka konu var ki kesinlikle kafa bulanıklığına yol açtı. Bundan dolayı da bazı gerçekleri siz okurlarımla paylaşarak konuya doğru perspektiften bakabilmeniz için fırsat vermek istiyorum. Konumuz DPUG – UBP arasında kurulmaya çalışılan ancak daha başlamadan biten yerel seçimlerdeki güç birliği.
Öncelikle “ittifak” değil de “güç birliği” dedim çünkü konuşulan sadece bazı bölgelerde ortak adayların destekleneceği sınırlı bir güç birliğiydi. Bazıları konuyu kasıtlı olarak ya da gönülleri arzu ettiği için “sağda birleşme” noktasına çektiler ancak bu kafaların karışmasına neden olan en büyük etkenlerden biri oldu. DPUG olarak UBP ile sadece 16 belediyede ortak aday desteklenmesini konuştuk. O kadar. Olay sadece bu gerçek bazında incelense zaten halkımızın da kafalarının bu kadar karışması önlenebilirdi. Bu güç birliğinden etkilenecek CTP-BG’nin olayı başka boyutlara çekip konuyu bulandırmaya çalışması normaldi. Ancak basınımızın hemen tümü bu furyaya dahil oldu ve sınırlı güç birliği aniden medyada sanki de hükümet bozulacak ve DPUG-UBP hükümeti kurulup sonra da iki parti birleşecek havasına girildi. Yanlış gerçeklerden hareketle bu sonuca ulaşıldığı için de sonuç da yanlıştı çünkü bizim gündemimizde böyle bir şey yoktu.
Basınımızda bir gezinti yapsak hemen tüm yayınlanan gazetelerin ve TV programlarının devamlı “DP güç birliğini bozmak için şunu yaptı” veya “DP samimi olmadı” gibi yine yanlış gerçekler üzerinden çıkarılan yanlış bir sonucu devamlı tekrarladıklarını görürüz. Bu da bazı çevreler için misyonları gereği yaptıkları karalama kampanyasından öteye gidemezken yaygaranın boyutu dürüst gazetecilik yapmaya çalışan arkadaşları da bir derecede etkilemiş gibi görünüyor çünkü o yanlış gerçekleri onlar da tekrarlamaktadırlar. Gelin gerçeklere bir göz atalım:
1. DPUG UBP ile yeni bir hükümet kurmaya çalışmadı. Parti yetkilileri defalarca var olan hükümetin yaşatılmasından yana olunduğunu açıklamasına rağmen bazı çevreler yine kendi istediklerini yazıp söylediler ve kafa bulanıklığını bilerek ve kasıtlı olarak yarattılar.
2. Ayni çevreler, sınırlı bir güç birliğinde anlaşıldığını bilmelerine rağmen sanki de tüm ülke genelinde bir anlaşma varmış gibi yayınlarına devam ettiler.
3. Ulusal Birlik Partisinin bazı ilçe başkanları daha başından anlaşılan detayları kabul etmeyerek kendi planları doğrulturunda hareket ettiler. Yani UBP Genel Merkezi ile ilçeler hiç görüş birliğine ulaşamadı ve DPUG’ye merkezden verilen sözler işçe başkanları tarafından daha ilk günden çiğnendi.
a. Güzelyurt’ta ortak aday listesi bahane gösterilerek DPUG’ye bizzat UBP ilçe başkanı tarafından ayrı belediye başkanı adayı gösterilmesi çağrısı yapıldı ve 16 olan güç birliği bölgeleri 15’e düştü.
b. Anlaşmaya göre Girne’de DPUG adayı desteklenmesi gerekirken UBP Girne ilçe başkanı ve örgütü daha ilk günden UBP’li birini bağımsız aday olarak göstereceklerini ve DPUG adayının karşısına çıkaracaklarını hiç gizlemedi, yani anlaşmayı bozdu.
c. İskele: İskele belediyesi güç birliğinin dışında kaması kararlaştırılmıştı. Yani UBP de DPUG’de aday gösterecekti. Ancak DP adayını belirleyince kıyamet koptu. UBP DPUG’ye hangi adayı göstereceğini telkin edecek kadar ileri gitti. Nedeni de kazanma olasılığı çok yüksek bir aday göstermemizdi. Yani bizden güçsüz bir aday çıkarıp UBP adayının kazanmasını sağlamamız mı bekleniyordu? Nasıl bir mantık bunu bekleyebilir ki?
d. Sayın Alanlı’nın Milletvekili olması konusu ise başka bir bahane olarak karşımıza çıkarıldı. Eğer art niyet olarak hükümetin bozulması ve DPUG-UBP hükümetinin hemen kurulması yoksaydı o zaman adayımızın Milletvekili olmasının da hiçbir önemi olmamalıydı.
UBP yerel seçimlerden sonra bir kurultaya sürüklenip parti başkanlığı için hamlelerini yapmakta olan ilçe başkanları ve eski bakanlarla dolu. Bu hamleler arasında da Sayın Özgürgün’ün yaptığı güç birliğine karşı çıkılıp bozulması da vardı. DPUG’yi de ne yazık ki kendi partilerinin iç çekişmesine alet etmeye çalıştılar.
Bu gerçekler doğrultusunda olayları tekrar değerlendirince sanırım sonuçlar da farklı çıkacaktır. Hepinize iyi bir hafta dilerim.