Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Önce dün sabah Yüksek Mahkeme Başkanlığı’ndan gelen yazıyı paylaşalım;

“Sayın Levent Özadam

8 Haziran 2021 tarihinde Kıbrıs manşet’te yer alan Serbest Kürsü köşenizde, yargıya yönelik bir takım suçlamalar ve iddialar içeren e-mail ve mesaj yoluyla pek çok kişiye gönderilen bir şikayet yazısından bahsederek, bu iddialar konusunda yargının girişim başlatması gerektiğini ifade ettiniz.

Yüksek Adliye Kurulu’nun imzasız yazılarla ortaya atılan, esasa ilişkin olgu ve delil gösterilmeyen hususlardaki iddiaları işleme koymadığını ve incelemediğini, aldığım talimat uyarınca bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim…”

Neşe BAŞKAN

Genel Sekreter

...

Tabi ki öncelikle teşekkür ederiz…

Cevap verme nezaketinde bulunmayabilirlerdi de!

Açıklama gayet net ve açıktır burada…

İmzasız yazıları dikkate almıyoruz diyorlar buna da saygı duyarız!

Ama bu yazı bile bize yapılan şikayet yazısının yargının eline de ulaştığını göstermektedir…

Eğer öyle olmasaydı paylaşılan yazıyı bizden isterler pek ala bir inceleme başlatabilirlerdi!

Biz bu yazıyı niye kaleme alıp aynı zamanda manşete taşımıştık;

Yargının şaibe altında kalmaması için…

İçeride bir sorun varsa da düzeltilsin, çürük elmalar temizlensin diye!

Çok iyi bilmekteyiz ki Kıbrıs Türkünün en çok güvendiği kurumların başında mahkemeler geliyor…

Bu zaten tüm kamuoyu çalışmalarında da ortaya çıkmış, vatandaş siyasi partileri, sendikaları hatta medyayı bile yerden yere vururken yargıya sahip çıkmıştır!

Aynı güvenin devam etmesini bekliyoruz…

Çünkü o da biterse başımıza gelebilecekleri düşünmek bile istemiyoruz!

Bir daha hatırlatalım…

O ihbar yazısında yargıda çok önemli isimlerden bahsediliyor!

Gerekçeleri de anlatılıyor…

Bazı hukukçuların da isimleri var, bir takım dosyalardan bahsediliyor!

Her biri de tanınan isimler…

Dosya isimleri bile verilmiş!

Onun içindir, imzasız da olsa bunu görmemezlikten gelemeyiz…

Binde birlik bir doğruluk payı da olsa araştırılması gerektiğini düşünüyoruz!

Bunu da bırakın bir basın mensubu olmayı, kendimize bir vatandaşlık görevi olarak biliriz…

Evet ortada bir delil yoktur ama elimizde ciddi suçlamalar içeren bir ihbar yazısı vardır, bizim yazımız da bir suç duyurusu niteliğindedir!

Tabi ki son karar her zaman olduğu gibi yüce yargınındır…

Bugünlerde geçmişi eşeledikçe ortaya kirli şeyler çıkıyor…

Şimdi de eski polis genel müdürlerinden Atilla Sav’ın lise diplomasının sahte olduğunu öğrendik!

Cevap hakkını kullanmadığına göre de bunu doğru olarak kabul ediyoruz…

Ancak dönemin GKK Komutanı da bunu doğrulayarak kendisinin görev başındayken görevden aldıklarını açıkladı!

Şu ifadeleri ise hayli manidardı;

“Çok gayretli bir müdürdü ancak tahsil durumu da dikkate alınarak kendisinin görevden alınmasını talep etmiştim. Üçlü kararname ile görevden alındı. Kendisine onuruna yakışır bir tören düzenlemiştik…”

Yani anlamak gerçekten çok güçtür bu konuyu…

Eski müdür sahte diploma düzenleyip 1995-1998 yılları arasında Polis Genel Müdürü olarak görev yapıyor ama görevden alındıktan sonra onuruna yakışan bir tören düzenleyip emekli ediliyor!

Peki ya bunun hukuk boyutu?

O zamanlar diploması sahte çıkanlar için yasal işlem başlatılmıyor muydu?

Hadi geçmişte kaldı diyelim;

Yıllar geçse de madem ki ortada bir sahtekarlık vardır işin başındakiler yeni bir soruşturma başlatamaz mı?

Siz isterseniz buna zaman aşımı deyin ama biz bunu içimize sindiremeyiz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Erhan ARIKLI, G.Mağusa Serbest Liman’a atadığınız genel müdürü tam da görevden almak üzereyken ortaya bir takım belgeler çıkınca bu karardan geri adım atmışsınız. Bir takım söylentilere olanak vermemek için konuyla ilgili detaylı bir açıklama yapmanız bekleniyor!

Sayın Kutlu EVREN, dolandırıcı Temel Bulut’un KKTC’de yaptığı evler artık yıkılmaya başlamış. Şu anda cezaevinde olan ve ağır bir ceza alan bu arkadaşın vatandaşlığını geri almanız bekleniyor. En azından Bulutzedelerin yüreklerine su serpilsin diye…

Sayın Ali Murat BAŞÇERİ, dün Dipkarpaz’da yeni yol çalışması projelerini incelerken bölge belediye başkanını bu ziyarete dahil etmemeniz bölgede üzüntü ile karşılandı. Umarız kendisinin gönlünü alırsınız artık değil mi?

Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele yürüyüş yolundaki haşlanmış mısır büfesini halen çalışan bir Astsubay arkadaşa icar edince bölge esnafı çileden çıkmış. Bu arada fiyatları da denetlemek gerek zira fahiş fiyat da tepkilere neden oluyor…

Sayın Suat YELDENER, Ankara ziyareti ekibinde sizi göremeyenler meraklı sorular yöneltmeye başladılar. Ekipten dışlandığınızı bile söyleyenler var hayırdır yoksa veda zamanı geliyor mu?

Sayın Olgun AMCAOĞLU, Teslimat filmi Porto Riko’da büyük başarıları imza atarak iki ödülle birlikte ülkeye önemli bir imaj kazandırdılar. Umarız bunun mimarlarını onore etmeyi ihmal etmezsiniz değil mi?

Sayın İsmail ABİDİN, son zamanlarda kardeş kavgalarıyla anılan Cratos Hotel tam da yeni yaz sezonuna hazırlanıp dünya genelince reklam kampanyası başlatırken mahkeme kararıyla davanın bir süre daha devam edeceği konuşuluyor. Bu arada otel açılmasın diye sizin de gayret gösterdiğiniz iddia ediliyor…

Sayın Serdar DENKTAŞ, bu sıralar bir iktidar vekili olarak değil de muhalif vekil olarak görülmeniz dikkatlerden kaçmıyor. Bakalım hükümet ile sendikalar arasında yaşanan uzlaşmazlıkları çözebilecek misiniz?

Sayın Mehmet HARMANCI, gelecek hafta hizmete girecek olan Lefkoşa açık pazarı için artık geri sayım başlamış ve heyecan da doruktaymış, hayırlara vesile olsun. Bu arada yeşil alan işgalleri konusunda biraz ağır mı davranıyorsunuz acaba?

Sayın Fikri ATAOĞLU, geçmişte ülke turizmine büyük hizmetler ver Cratos otelin kardeş kavgası nedeniyle büyük bir çıkmaza girdiği ve böyle giderse de hiçbir zaman hizmete açılmayacağı ihtimali üzerine arabuluculuk yapmanız isteniyor…

Sayın Aslan BIÇAKLI, sendika üyelerinin aidatlarından devlet kesintisi yapılacağı konusunda şikayet ettiniz ama burada asıl amaç kesinti değil ileride aidatları devletin değil de sendikaların toplamak zorunda olacağıdır, haberiniz olsun istedik…