Duyda inanma, CTP’nin eski müsteşarı (Öntaç Düzgün) ile eski bakanı (Eşref Vaiz) CTP’nin Birleşik güçleri yansıtmadığını iddia etmişler. Dahası Eşref Vaiz’e göre “CTP şu sıra oldukça zayıf”mış!… Sevgili Hasan Hastürer ağabeyimiz programında ilginç şeyler söylemiş Düzgün ile Vaiz. İşte o programdan bazı önemli bölümler;

* “Kamuoyunda inandırıcılık sorunu yaşıyor. Bu seçimin sonunda CTP’nin de birkaç ay sonra, benzer bir inandırıcılık problemiyle yüz yüze kalma durumunun yüksek olduğunu düşünüyorum” (Öntaç DÜZGÜN)

* “Ferdi Sabit’in mutsuz olduğunu görüyorum. Büyük ihtimal partideki kadrolaşmalar, çalışma biçimleriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Toplumun karşısına çıkarken ki kriterler konusunda problemler var. Geçmiş iki dönemde sorunlar yaşadık şimdi nasıl olmalı? Bu soruların cevabı yok. Dolayısıyla Soyer bir mutsuzluk yaşar onu anlıyorum” (Öntaç DÜZGÜN)


* “Bu süreçte CTP, Türkiye ile ilgili yeni süreçte çok da kişilikli bir duruş sergilemedi, üzgünüm. 2009 tecrübesine uygun daha da dik bir duruş sergilemeliydi. Özellikle sol cenahtan çok eleştiri aldı. Şimdi hükümet programları tartışılacak, ben merak ediyorum bu konuda diğer partiler dahil ne diyecekler” (Eşref VAİZ)


* “CTP için kesinleşmiş listeleri gördüğümüzde CTP içe dönük bir liste ile çıkıyor. Bu kadro Birleşik Güçler’i yansıtmıyor. Onun sadece adı kaldı. Bence de bu yanlış bir durum. CTP şu sıra oldukça zayıf” (Eşref VAİZ)



* “Soyer’in çok sorumlulukları var. Parti başkanlığı yaptı çok uzun dönem. Biz o dönemlerde çok tartıştık aramızda da. Bunlar konusunda bir şey yapılmadı, yapılmamasında onun da Talat’ın da payı var” (Eşref VAİZ)



Y.DÜZEN Nereye Koşuyor!

Yenidüzen Gazetesi bir çizgisi olan gazetedir. Her ne kadar taraflı da olsa bunu yaparken adamın gözünü çıkartmaz deyim yerindeyse. Ancak son bir ay içerisinde öyle haberleri manşete çekmeye başladı ki Yenidüzen’in “yeni” bir çizgiye çekilmesinden açıkçası endişe ediyorum.

250 kişiye T izni verildi dendi haber yalan çıktı, dün “ Yeni Yurttaşın Adresi Otel Odası” dediler bahse konu kişi otelin sahibi çıktı. Eğer Yenidüzen böyle devam ederse adı Yalandüzen Gazetesine çıkacak.


Belli ki birileri Yenidüzen’e haber servis ediyor. Genelde seçim dönemlerinde siyasiler rant elde etmek için gazetelere böyle haberleri ve belgeleri servis ederler. Ve bundan da siyasi çıkar beklerler.


Dünkü haberde de servis kokan bir haberdi. Eminki Cenk Mutluyakalı bu haberi inceleme şansı olsa manşette çekmezdi. Daha geçen hafta yemek yediği bir mekânın sahibinin eşini bu şekilde rencide etmezdi.



Dün otelin müdürü Önder beyle telefonda görüştük, çok üzülmüşler. Nasıl üzülmesinler ki. Sen gelip bu memlekete milyonlarca dolarlık yatırım yapacaksın, hiçbir torpil kullanmadan tamamen yasadan doğan haktan yararlanmak için başvuru yapıp yasaya göre vatandaşlığını alacaksın ve seni bir gazete böyle rezil etsin! Üstelik o gazetenin başta yazı işleri müdürü olmak üzere gazetenin bağlı olduğu parti tüm yeme içmelerini de o otelde yapsın.






Ferdi Sabit SOYER: Geçen hafta sonu yaptığınız manevra sizi sadece delegeden kurtarır. Tehlike henüz geçmiş değil. Sadece operasyon askıya alındı.



Nazım ÇAVUŞOĞLU: Yenidüzen Gazetesinin sizi ısrarla yıpratmaya çalışmasının arka planda bir nedeni olabilir mi? Bu işin arkasında kim var ona bakmak lazım aslında.



Suat GÜNSEL: Hükümet giderayak size güzel bir kıyak daha bıraktı. Devlet hastanesi dururken SGK sizden hizmet satın alacak.


Eşref VAİZ: Dünkü programdan sonra sizi de kara listeye alacaklar. Temizleme operasyonuna dâhil edilirseniz hiş şaşırmayın.


Öntaç DÜZGÜN: Siz her ne kadar Soyer üzgün deseniz de birileri düğmeye çoktan bastı bile. İşiniz zor.



Özay ANDINÇ: Dün akşamüstü Göçmenköy’den helva kokuları geliyordu. Hayırdır dün akşam kimin helvasını yaptırdınız.



Cenk MUTLUYAKALI: Golden Tulip Otel Sahibi Vedat Bey çok ama çok üzülmüş. Bir özür yazısı ile gönlünü almakta fayda var.



Mengü KONT: Kenan Akın’dan sana mesaj var, izin alsın bölgeye gelsin diyor. Yoksa bir daha cezerye göremez diyor.



Zühre Aydan AYAZ: Kıymetli ağabeyinizin vefatını derin bir üzüntü ile öğrendik. Merhuma Allahtan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.



Tanju MÜEZZİNOĞLU: Beşparmak Dağlarındaki dev bayrağın yeniden boyanması için kampanya başlatmışsınız. Sizde olmazsanız bayrak kaybolup gidecek.



Hüseyin TURAN: İsim benzerliği olunca dün telefonlarınız susmamış. Baş sağlığı dilediğimiz Hüseyin Turan Güzelyurt’lu. Zira sizinle bir alakası yok.



Fevzi GÜLMANOĞLU: Sizin tahminlerinizi de bir köşeye not ettik. 29’undan sonra buradan ilan edeceğiz. Bakalım ne kadar isabetli atmışsınız.


Oğuz KÖSE: Doğum gününüz kutlu ve mutlu olsun. Nice güzel ve sağlıklı senelere. Bu arada pastamı ayırmayı unutma!


Barış TİLKİ: Şoför eğitim parkı için gerekli arazi tahsisi nihayet yapılmış yakında çok modern bir eğitim sahasına kavuşacakmış şoför okulları birliği.


Hakan YOZCU: Başarılı tiyatrocuları ödüllendirmek için kolları sıvamışsınız. Bu arada bazı genç arkadaşlarla yaşadığınız kırgınlık sosyal medya üzerinden devam ediyormuş.


Nergül TUNCAY: Çocuk oyunu dalında yılın iyi isimleri arasında yer almayı başarmışsınız. Başarılarınızın devamını diliyoruz. Belki gelen yıl büyükler arasında da ödül alırsınız.


Kadri FELLAHOĞLU: Sağlık Bakanlığı önündeki çöpler dağ gibi oldu. Bir ara bir kamyon göndermekte fayda var.


Mustafa Ufuk ÇELİK: Çok yakın bir arkadaşınızın kuşu ölmüş. Ancak tuhaf olan arkadaşınız sizin üzüldüğünüz kadar kuşunun ölmüş olmasına üzülmemesi. Ne garip değil mi?

DT 154 plakalı araç sahibi: Dün Lefkoşa vergi dairesi önünde arabanızı yolun tam ortasına bırakıp daireye girdiniz ve yarım saat içerden çıkmadınız. Sıcağın içinde vatandaşlar size ve sevdiğiniz büyüklerinize epey rahmet okudular bilesiniz.





GÜNÜN SÖZÜ

“Biz demokrasinin dışına çıkmış değiliz, çalışmalarımız şeffaftır. Ben Ankara'ya bugün de gelirim yarın da geleceğim. Bana kimsenin ambargo koyma hakkı yoktur. Ankara, anavatanımızın başkentidir. Uyum içerisinde çalıştığımız bir hükümet vardır. Tabii ki Ankara’ya geleceğim. Bu konuda kimseye hesap verme gereği duymam”

UBP Genel Başkanı İrsen Küçük



BİZİM TEMEL

Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı Fadime’ye sorar

"Fadime, ben ölünce yeniden evlenecek misin?"

Fadime de Temel üzülmesin diye evet cevabını verir. Bunun üzerine Temel;

"Onu benim kadar sevecek misin?"

"Evet."

"Onu eve alacak mısın?"

"Evet."

"Ona güzel yemekler yapacak mısın?"

"Evet Temel'im."

"Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacak mısın? "

"O SEVMEZ Kİ."