Cumhurbaşkanlığı seçimleri tamamlanırken halk değişimi seçerek görevde olan 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun yerine Sayın Mustafa Akıncı’yı saraya gönderdi. Seçim sonuçlarının belirlendiği ilk anlardan söylemeye başladığım gibi Sayın Akıncı dönemini kuracağı ekip ile tanımlayacaktır. Etrafına sadece dar bir çevreden kişiler doldurursa bu onun icraatlarında da belirgin olacak ve o dar çevrenin görüşlerini temsil edip tüm halkın Cumhurbaşkanı olamayacaktır. Bu, geçmişte görev yapmış Cumhurbaşkanları için de böyleydi, 4. Cumhurbaşkanımız için de böyledir. Önemli olan görüşü hangi cenahtan olursa olsun birikimli, becerili pırıl pırıl insanımızı Cumhurbaşkanlığı ekibinin parçası yapmak ve halka da “ben tümünüzü kucaklayacağım ve müzakere masasında da tümünüzün haklarını savunacağım” mesajını vermektir.
Yeni Cumhurbaşkanı’nın atayacağı en önemli kişi belki de yeni müzakerecidir. Bu göreve Dışişleri Bakanı Özdil Nami’yi atayarak Cumhurbaşkanı Akıncı bazı kişilerin marjinal isimlerin atanması beklentisine rağmen daha geniş düşündüğünü de göstermiş oldu. Nami, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş tarafından da bazı görevlere getirilmiş, 2. Cumhurbaşkanı Talat döneminde Özel Temsilci olarak görev yapmış birisi. Dış ilişkiler konusunda da, Rumlarla süregelen müzakereler konusunda da, hem deneyimli hem de birikimli birisi olduğundan dolayı Cumhurbaşkanı’nın bu ataması konuya rasyonel yaklaşan kişiler ve çevreler tarafından olumsuz karşılanmadı. Sayın Nami’ye yeni görevinde başarılar dilerken onun ekibinde de daha geniş bir temsiliyet olmasını dilediğimi belirtmek isterim. Çünkü masaya doğru yansıyan ve halkın çoğunluğunun beklentisi o zaman ortaya çıkacaktır. Masada izlenecek yaklaşımın mutlaka takipçisi olacağız…
Sayın Akıncı ve ekibinin dikkat etmesi gereken bir bakla konu da seçim sonuçlarının doğru okunmasıdır. Yeni Cumhurbaşkanı %60 oy alarak seçimlerde kesin bir galibiyet elde etmiştir. Bunda herhangi bir şüphe yok. Ancak bu oy oranının bir bölümü Sayın Akıncı’nın çizdiği vizyonun tamamına değil de Cumhurbaşkanlığı makamında bir değişiklik olması amacıyla verilmiş oylardır. Ben Sayın Akıncı’nın deneyimli bir siyasetçi olarak bu gerçeğin bilincinde olduğuna inanıyorum. Eminin kendisi de tüm halkımızı kucaklamak isteyecek ve müzakere masasında sadece halkın bir bölümünü değil de hepimizi temsil ettiği bilincinde çalışacaktır. Aksi zaten başarısızlığı da otomatik olarak getirir.
Bu seçim sonuçlarından etkilenmeler siyasi partilerde de başlamıştır. CTP olağanüstü kurultaya giderken Sayın Yorgancıoğlu başkanlığa aday olmayacağını açıklamıştır. Yani CTP’de yeni bir başkan olması kesin.
DPUG’de başkanlık değişikliği kesinlikle beklenmemekle birlikte MYK birkaç toplantı yapıp bazı değişim sinyalleri verdi ve halkın önüne verilen değişim mesajının alındığını gösterecek adımlarla çıkılması beklenebilir.
UBP derseniz geleneksel liderleri olan Eroğlu’nun sandıkta kalması ile bir çalkalanma dönemine girileceği ve liderlik konusunda meydana birçok kişinin girmesinin beklendiğini söyleyebiliriz. Tabi önümüzdeki günlerde Eroğlu’nun UBP içerisinde atacağı adımlar da önemli. “Ben artık emekli oldum” mu diyecek yoksa UBP içerisinde aktif denebilecek bir uğraşı içerisine girecek mi? Neticede UBP’yi hareketli günler beklemektedir diyebiliriz.
Hükümete gelince bazı değişiklikler söz konusu olmasına rağmen CTP-DPUG hükümetinin süreceğini görmekteyiz. Bunun aksi zaten erken genel seçim demektir ki ülkemiz ve halkımız iki yılda dördüncü seçimi kaldıramaz. Bence bu hükümetin ilk defa olarak seçimsiz bir yıl geçirebilmesi icraatlar konusunda fırsat bulabilmesi demektir ki bu da çok önemli. Erken seçimi savunanların bunu ne amaçla dillendirdiklerini anlayabilmiş değilim. Bırakın meclis Seçim ve Halkoylaması Yasası’nı değiştirsin. Ardına Siyasi Partiler ve Kamu Reformu yasalarını hayata geçirsinler, icraatlara devam etsinler ve seçim yaklaşırken en azından seçim sonuçlarının da şu andaki meclis aritmetiğinden uzaklaşabileceği olasılığı ortaya çıksın. Şu anda ayni yasa altında erken seçime gidilmesinin bir anlamı yoktur.
Eide’nin bugün 4. Cumhurbaşkanı ile yapacağı görüşme, ardına Cumhurbaşkanı’nın yapacağı Ankara ziyareti sonrası analiz edecek birçok şey de ortaya çıkacaktır. Önümüzdeki günlerde gündemimizin Kıbrıs konusu olacağı kesindir.