Kıbrıs Manşet’teki ilk köşe yazımdan merhabalar.

Sevgili Ziya, yahu abi sen dışarıda durup paslanacak adam değilsin deyince Kıbrıs Manşet’te kalem oynatma kararı aldık.
 

Ortam ve Kıbrıslı Gazetesinde görev yaptığım sıralarda dilime kilit ayağıma pranga vuran olmadı.


Keza Star Kıbrıs Gazetesinde de öyle ama dilime kilit ayağıma pranga vurma yerine bizim boyuna Suudi Kralının kılıcını indirip bumburo götürünceler kendimizi bir anda kapının önünde bulduk.
Birçok gazetecinin, demir attığı bakanlıklarda, kurum ve kuruşlarda başlarına Hülya Avşar düşerken, bizim başımıza da düşe düşe Suudi kılıcı düşünce pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyerek yola devam kararı aldık.
Neyse boynumuzu bumburo kopartıp mevta oldu diye gazeteci çöplüğüne attık zanedenlere ‘Nanik’ yaptık. Ama son dakika gelişmelerine bakarsak, galiba ayni şeyi İrsen Küçük yapamayacak. Başbakanlık koltuğunda otururken ‘Full ‘ çeken bataryası ile oğlancık ile gıccacıkların sözleşmesini yenilenmesini bekleyenler ile işe alınma hayalleri kuranların kapsama alanında gezinen İrsen Küçük, bataryası boşalınca partiden de ihraç edilme ile karşı karşıya kaldı.

 İrsen Küçük’ün Cumhurbaşkanı koltuğu hayalleri çok yükseklerde uçmaya başlayınca birilerinin ozon tabakasına toplu iğneyi sokacağını hiç düşünemedi. Toplu iğne dokunup ‘Ozon tabakası’ delinince burun üstü yere çakıldı. White Party’nin (White Sea olur da White Party olmazmı) buldozeri olarak Silihtardaki Beyaz Saray’ı yıkmak isteyince Fransızların Majino Hattına çarpma şansızlığını yaşadı. Küçük, aslında, önce Eroğlu’nun yanında yer alan, ancak evine yapılan bir gece yarısı operasyonu ile mecburen yanında yer alma durumunda kalan Sunat Atun’un kendi safına geçmesi ile tavlada Eroğlu’nu mars yaptığını sandı. Ancak karşısındakinin atılan zarın oynandığı tavla yerine iki üç hamle sonrasının bile hesaplandığı satranç oynadığını unuttu.


Eroğlu, kurultayı kazandım diye düşünen İrsen Küçük’ün yandaşlarını ve destekçilerini önce seçimde ‘Pandora’nın kutusunda bıraktı. Örnekmi? Genel Sekreter Necdet Numan. Hasan Bozer. Ertuğrul Hasipoğlu, Turgay Avcı daha sayayım mı? Geriye kalanları da ağır ağır böldü ve kendi yanına çekti. Örnek mi? Seçimden sonra saraya giden Sunat Atun ve Ersin Tatar. Gizliden gizliye mesaj gönderen Kemal Dürüst.

Ve filimin ilk bölümünden sonra sanırım şimdi filimin ikinci yarısı başladı. Milletvekillerine verilen resepsiyondan bir gün önce Gönyeli Tenis Kortlarında Sayın Cumhurbaşkanı ile bazı milletvekilleri ile müşavirler bir araya gelerek birlikte yemek yediler. Yemek yiyenlere bir göz attım. Hasan Taçoy’u geçtim. O ilk günden tavrını belli edip sonuna kadar Eroğlu’nun yanında durdu. Ancak zikzaklar çizenleri görünce şaşırdım. Gecenin süprizi sanırım, 20 Müşavirin haricinde yemeğe katılan UBP İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu ile UBP Milletvekili Ersin Tatar oldu..

Peki, önceleri İrsen Beyin yanında duran bu vekiller, Sayın Küçük’ün kanlı bıçaklı olduğu Eroğlu ile ayni masada nasıl bulunur ve birlikte yemek yer demeyin? Boşuna çocuk doğarken ismini ‘Siyaset’ koymadılar. Maalesef bizler kar taneleri gibi bir birine zarar vermeden yol almayı öğrenemedik. Pata küta giderken bir anda pamuk gibi yumuşak bir yapıya dönüşen siyasete bu nedenle hep kuşku ile baktık.

Neyse bayram değil seyran değil baldızın bizi öpmesine ne buyrulur? Süleyman Demirel’in dün dündür bugün de bugün masalını da kimse okumaya kalkışmasın. Yansıyan tabloya göz attığımız zaman, Gönyeli’deki Tenis Kortlarında yenen yemek sanırım bize özelde UBP’de, genelde hükümet oluşumunda çok şeyin değişebileceğinin bir göstergesi oldu.


Hele hele CTP’de sertleşmeye başlayan fırtına öncesi rüzgarda sesleri şimdilik pek duyulmasa da bizim yıkım paketi, hükümetlerin ve White Partinin Ekonomik Paket dedikleri ‘Ekonomik Pakete ‘ ayak sürümeye başlayanları hizaya getirmek için  siyasete ince bir ayar yapılırsa hiç şaşırmayın.


Hatta ayak sürüyenleri ‘Dikkat soldan hizaya gel komutuna’ uymadıkları için bir UBP-DP-TDP veya biraz riskli de olsa UBP-DP koalisyonu ile cezalandırılmalarına hiç ama hiç şaşırmayın.  


Zaten ince ayar İrsen Küçük’ün partiden ihraç söylemi ile başlamadı mı? Dağdan yuvarlanmaya başlayan kayaları kim durdurabilir ki? Hele bu kayaların düşmesi için dibine White dinamitler birileri tarafından konursa önüne geleni alıp götürmezmi? Hade hayırlısı. Daha nice yemeklere.





Sahibine Mesajlar

Sayın Taner Derviş senin Vakıf malıdır diye bir yerleri yırtıp başına şapka diye geçirmene rağmen Maraş gülümseyerek sana by by diyor. eş değer paketine girmesi gereken arazilerin ‘Golifa’ gibi dağıtılmasına tepki göstererek çok miktarda eş değer puanı dururken, eş değerden hak sahibi olanlar yerine Zeyko arazisi gibi arazilerin yandaşlara peşkeş çekilmesine hayır dedikten sonra Maraş’ın da Adios demesine ne dersin?

Sayın Ömer Kalyoncu, Allah kızın ile damadına mutluluklar nasip etsin. Bir yastıkta kocasınlar. Vallahi KKTC’yi belki isim olarak değil ama damat olarak Uluslararası alana taşıyan Sayın Talat’tan sonra sizin de Uluslararası alana yelken açmanız KKTC’nin tanınmasında önemli olacak gibi. Hade hayırlısı. Tanınacak olan KKTC için fon deep yapalım.

Sayın Barış Mamalı, bağımsız Milletvekili adaylığını iyi bir oy potansiyeli ile noktaladıktan sonra bukez yalın kılıç Polislerin hakkını kazanmaları için savaşa girdin.Bir elinde kılıç diğer elinde belgeler tozu dumana katıyorsun. Aman dikkat et Adalet diye diye çıktığın bu coğrafyada Adalet abla da bu hayattan çok şey bekliyordu. Ancak bizim eski mahallede şimdi müşteri bekliyor. Bazılarına Allah iki kulak verdi söylenenler bir taraftan girip diğer taraftan ayni hız ile çıkıyor.

Sayın Zorlu Töre, ooooo bakıyoruz kolları sıvamış ve mensup olduğun partinin iktidarını yerden yere vurmaya başladın. Kimse derici sevdiği daha güzel olması için yerden yere vurur iddiasında bulunmasın. Bu olsa olsa koltuk münasip yerden kaydığı için yerleri dövme girişimidir. Ne dersin?

Sayın Savaş Bozat, eskiden olduğu gibi yine Bozat üstünde Savaş hazırlığı yapıyormuşsun. Ya maaşları yada kelleyi alırız diyormuşsun. Ancak sevgili Savaş geçen defa Bozat üzerinde Savaş yaparken elinde birde ‘Yalın’ kılıç vardı. Galiba bu defa o Yalın kılıç yok. Yalınkaya’lar üstünde yalın kılıç olmadan savaşmak zor olmayacakmı?

Sayın Ahmet Benli, eskiden süslü sözler ve övgüler ile muhatap olurken, bukez şahsınıza yönelik, küfürlü hicaz faslından beste ve güfteler yapılmasına ne dersiniz? Son zamanlarda 1500 feet de gittiğiniz için bu beste ve güftelerden haberdar olmayabilirsiniz. Bir yol biraz aşağılara inin de sizin için hazırlanan befte ve güfteleri duyun diyeceyim. 

Sayın Beyazit Adalıer, ben Atatürk’ü örnek aldım. Atatürk, 7 düvele karşı savaş vermişti bende onu örnek alarak Mehmetçik Halkına, Belediye Meclis Üyelerine, işten attığım çalışanlara karşı savaşacayım ve mutlaka bu savaştan galip ayrılacayım diyormuşsun. Allah yardımcın olsun ama seni 1 trilyon bağışladığın o meşhur otelin sahipleri bile kurtaramaz inan. Hade artık giy şu kırmızı mayocuğunu ve sahilde biracığını fon deep yaparken torunlara bak. Ne dersin?
Sayın Hüseyin Cumaoğlu, başarılı bir sporculuk hayatı. Sonra eğitmenlik. Ve şimdilerde de bölge halkının hakları için uğraş veriyorsun. Özellikle çevre konusundaki hassasiyetin seni bölge halkının sevgilisi yapmış durumda. Haaa Adalıer kırmızı mayocuğunu giyip torun bakmaya gidiyor. Sende Mehmetçik halkına hizmete varım diyormuşsun. Eee hade hayırlısı kolay gelsin.

Sayın Erman Efe, futbolculuk ve bunun en üst noktası olan Gol Krallığından sonra şimdi de başkanlığa soyunmuşsun. Vallahi ne diyeyim, Mehmetçik için bundan iyisi Şamda kayısı. Kolay gelsin.
Sayın Halil Orun, maşallah kırk bir kere maşallah. Tuuu Tuu diyelim de nazar değmesin. Bakıyorum sizin Belediye Başkanlığı koltuğunun taliplilileri gittikçe çoğalıyor. Düşünüyorum da bu mavro beytambal kalsın koltuğun ne hikmeti mucibesi var inan anlamış değilim. Senin başarıların ile al benisi yükselen koltuk sanırım pek makbule geçti. Acaba diyorum UBP kurultay öncesinde İrsen Bey’in otağına gidip kaftana yüz sürmeniz, Silihtar taraflarında birinimi kızdırdı. Ve o birileri size Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu mu göstertmek istiyor?
Sayın Ejder Aslanbaba, Partiler arasında mekik dokurken sana bin defa yerlere dikkat et demelerine karşın yine o mavro beytambal kalsın muz kabuğuna basıp düştün. Düşerken ne çanak nede kafa bıraktın. Hepsini darmadağın ettin. Üstelik İrsen abinin gazabına da uğradın. Ne dış nede iç türkler kaldı? Duymadıysan söyleyeyim İrsen abin partiden de atılıyor. Bak dış türkler seni çağırıyor. Tamam mı?


Sayın Kemal Yılmaz, balık avlama işlerinde yine bildik numaralar devam ediyormuş. Geçici hükümetin yasakladığı kafes ile balık avı yine ‘Ferrari ‘ eşliğinde gidiyormuş diyorlar. Vallahi başınıza belayı eyi buldunuz. Gırgır teknelerinden sonra kafesler balığı galiba tükedecek. Bu siyasileri okundurduk yazındırdık ama bala gudelya bala gudelya. Galiba gözden ırak gönülden ırak oldunuz



GÜNÜN FIKRASI


Napolyon ve Namık Kemal

Namık Kemal elçiler toplantısı için Fransa'ya gider.
 Toplantı sırasında Napolyon kürsüye çıkar ve karatahtaya bir daire çizer.
Hemen ardından fırlayan Namık Kemal daireyi ikiye böler.
Sinirlenen Napolyon dairenin ortasına kılıcını saplar.
Bizimkide gidip kılıcın üzerine iki şişe asar. İyice sinirlenen
Napolyon toplantıyı hızla terk eder. Ne olduğunu
anlamayan diğer elçiler , Namık Kemal'e ne olduğunu sorarlar.
Namık Kemal gülerek anlatır: ''Daireyi çizince dünya bizimdir.'' dedi.
 ''Ben ikiye bölünce yarısı bizimdir dedim.'' diye cevap verdim.
kılıcını saplayınca silah zoruyla alırız dedi ve bende şişeleri asınca :
 ''Ta.......mı alırsınız.'' dedim.  
 
 
 
Günün Sözü
 
Hayatta iki şeye dikkat edin
Birisi yolda yürürken
KAVŞAKLARA
Birde yüzünüze gülen
YAVŞAKLARA