Bugün ülkeyi seçime kadar götürecek yeni hükümetin şeklinin belli olması bekleniyor. Mecliste siyasi partiler toplantı yapıp ortak uzlaşıyı arayacaklar. Aslında sürecin en başından bu yana hareket eden 8’ler, DP, TDP ve CTP işin bu noktaya geleceğini zaten çok önceden biliyorlardı. dolasıyla yüksek sesle tartışmasalar da akıllarının bir köşesinde bu işin nasıl olabileceği ile ilgili A ve B planları oluşturdular. Şuan kulislerde en çok konuşulan bu planları ve olası yeni hükümet senaryolarını sizler için araştırdık.
Kulislerde en çok konuşulan 3 partinin (CTP-DP-TDP) bir isimin öncülüğünde teknokrat bir kabine oluşturması. Şöyle ki DP-UG Girne milletvekili İlkay Kamil’in başbakanlığında Dışişleri veya İçişleri Bakanı olarak TDP Gazimağusa milletvekili Hüseyin Angolemli’nin yürüteceği bir teknokratlardan oluşan yeni bir geçiş hükümeti. Buna göre birçok bakanlıkta müsteşarlar bakan olacak. (en az iki milletvekili yer alacak yeni hükümette) Bazı bakanlıklarda ise dışarıdan kişiler bakan yapılacak. Dışarıdan gelecek olanlar önümüzdeki seçimlerde aday olmayacak isimlerden oluşturulacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Bayındırlık ve Ulaştırma ve Tarım Bakanlığına dışarıdan teknokrat isimler atanacak. Diğer bakanlıklarda ise müsteşarlar bakanlık görevine getirilecek.
TDP ve DP-UG’nin sıcak baktığı ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğu’nun da gönlünde olan bu seçenek ile ilgili CTP’de henüz net bir tavır yok. Partinin bir kısmı bu oluşuma yeşil ışık yakarken partinin gelenekçi kanadı bu oluşama sıcak bakmıyor.
CTP içinde ağırlıklı olarak müsteşarların bakan olması sorun olarak görülüyor. Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı gibi bazı bakanlıklarda müsteşarların bakan yapılmasına sıcak baksalar da diğer bakanlıklarda mutlaka dışarıdan isimlerin getirilmesini istiyorlar.
Ayrıca Başbakan olarak İlkay Kamil yerine Dr. Sibel Siber’in adı geçiyor. Bu konuda son pazarlıklar bugün mecliste 3 partinin bir araya geleceği toplantıda ele alınacak ve toplantının
sonucuna göre Cumhurbaşkanından randevu istenip üzerinde uzlaşılan formülü cumhurbaşkanına sunacaklar.
DÜĞÜN GÜNLERİ ve BÖLGELERİ BELLİ OLSUN…
Biliyorum siyaset çok sıcak gündem çok yoğun ama lütfen birileri bu işe artık bir çözüm bulsun. Yoksa toplum olarak her hafta sonu aynı perişanlığı yaşıyoruz. Malum yaz geldi ve düğün sezonu başladı. Hem de ne başlama, saydım sadece bu hafta sonu için Lefke’den Çayırova’ya tam 19 düğün davetiyesi var elimde. Üstelik aynı gün hem Güzelyurt’ta hem Gazimağusa’da düğün var. Gitmesen olmaz, gitsen vay. Yollar ana baba günü. Herkes bir düğünden diğer düğüne yetişme telaşında. Önceki akşam Fuar düğün salonu, Hidden Garden ve Zet Carting’de düğün vardı mesela. Sadece Lefkoşa’daki düğünlere katılabildik. Diğerlerine gidemedik. Buradan siyasetçilerimize devlet büyüklerimize gazeteci dostlarıma bir çağrı yapmak istiyorum; bari şu düğün günleri konusunda uzlaşsak fena mı olur? Rahat rahat tüm düğünlere gidebilir vatandaş ve yollar da öyle kalabalık olmaz. Hem ekonomi içinde büyük bir tasarruf olur. Örneğin;
* Cuma akşamı Lefke, Güzelyurt ve batı bölgeleri,
* Cumartesi akşamı Lefkoşa, Girne ve orta Mesarya,
* Pazar akşamı da Gazimağusa İskele ve Karpaz düğün gecesi olsun.
Şaka yapmıyorum valla bu konuda ciddiyim önerilerinizi bekliyorum. Belki bir vesile olur ve bu konuda toplumumuza büyük bir rahatlık getiririz. Yoksa yollarda telef olup gideceğiz.
Ahmet AKBİL: Aday olmakla olmamak arasında gidip geliyorsunuz ama bu konuda elinizi çabuk tutmanız gerekiyor. Zira son 24 saat.
Dr. Erol UÇANER: Bölgeden gelen ilk tepkilerden sonra kolları sıvamış ve hafta sonunu Güzelyurt’ta geçirmişsiniz.
Ersin TATAR: Hafta sonu 3 günde 30 küsur düğüne giderek kırılması zor bir rekoru ele geçirmişsiniz. Birde bu işler kolay derler. Siyasete yani atılacaklara duyurulur.
Serdar DENKTAŞ: Bugünki toplantıda sürpriz bir öneri gelebilir CTP’den. Başbakanlığı CTP isteyebilir.
Reha ARAR: Yeni oteliniz Türkiye kamuoyundan sonra şimdi de dünya kamuoyunun bilgisine geldi. Yakında dünyanın önemli kanallarını adamızda ağırlayacaksınız desenize.
Hasan TOSUNOĞLU: Son dakika aldığınız bir kararla vekil olmaktan vaz geçtiğinizi öğrendik. Birileri anlaşılan sizin canınızı fena halde sıkmış.
Güvenç CANTAŞ: Geçen hafta sonu havuz başında keyif yaparken bu hafta sonu dur durak bilmeden mesai yapmışsınız. Bu yaz rahat yok size.
Ali BİZDEN: Twitter üzerinden bir siyasetçimize yaptığınız baskılar sonuç vermiş ve aday olmaktan vaz geçmiş söz konusu siyasetçi.
Kamil HÜNERLİ: Ankara’da ortalığı fena halde karıştırmışsın. TBMM’ye elinde viski şişesi ile girmeye çalışınca korumlar seni yaka paça dışarı atmış.
Ercan İBRAHİMOĞLU: Valla hayat sana güzel. Herkes seçim derdinde sen ayağında şortla keyif çatlatıyorsun. Dikkat ette göze gelme bu aralar.
Ufuk SOĞUR (DOCTOR): Gecen gece bir otelinin açılışında sahne almışsınız ve herkesi gülmekten kırıp geçirmişsiniz. Sezon hayırlısı ile başladı desenize.
Mustafa GÖÇER(ÇATLI): Geçen sabah ofiste ilçe başkanı için kahvaltı partisi vermişsin. Sucuklu yumurtada var mıydı kahvaltıda.
Dr. Ramadan KAMİLOĞU: Tekneyi tam bitirip suya indirdin rüzgârlar çıktı. Hafta sonu set rüzgârlardan ötürü denize açılamamışsınız. Kısmet artık haftaya…
Özmen BİRİNCİ: Belediyede işler nasıl gidiyor? Bu arada adın milletvekilliği içinde son günlerde geçmeye başladı. bir bakarsın LTB’den vekilliğe..
Niyazi ŞANAL: KKTC’nin ilk rezidansını önceki gece muhteşem bir törenle açmışsınız. Açılışı da siyasiler yerine çocuklara yaptırmışsınız.
Osman IŞISAL: Bakıyoruz da bu aralar Cumhurbaşkanı Eroğlu ile aranızdan su sızmıyor. Önceki gün sizi görenler parmak ısırmış.
Serhat İNCİRLİ: İskoç eteği en çok size yakışmış. ne me lazım tam bir asalet vardı etekli fotoğrafınızda.
Kartal HARMAN: Ya bir şey söyleyeyim mi o etek sana hiç yakışmamış. Altında spor ayakkabılar, haftanın rüküşü seçtim seni.
Cenk MUTLUYAKALI: Etek fena durmamış sizde de ama sizinkisi biraz muhafazakâr gibi durmuş üzerinizde. Sizin etek diz altı. Acaba AKP’ye bir mesaj mı vermek istediniz.
Hasan HASTÜRER: Yabancı birine göstersek bu fotoğrafı sizi İskoç sanır hani. Etek falan bir yana tam bir İskoçyalı gibi çıkmışsınız maşallah..
GÜNÜN SÖZÜ
“Mehmet Ali Talat bile artık yıllar sonra ilk kez parti içinde bir kamplaşma gördüğünü söylemeye başlamışsa, partinin bu kamplaşmadan dolayı bölünme tehlikesi bile yaşayabileceğini söylüyorsa, bunu da dikkate almamak olmaz düşüncesindeyiz”
Levent ÖZADAM
BİZİM TEMEL
Papa makam otosuyla Roma'da dolaşmaktadır. Bir süre sonra canı sıkılır ve şoföre durmasını söyler. Şoförü arkaya geçirir ve arabayı kendisi kullanmaya başlar. Araç kullanmanın zevkine varınca hız yapmaya başlar. Hız sınırını aşınca da tabi ki radara yakalanır. Trafik polisi Temel çevirir, arabayı kenara çeker. Polis Temel arabanın penceresine eğilince afallar ve durumu merkeze aktarmak için telsizine davranır.
- Amirim bir oto çevirdim, ama içinde çok büyük bir adam var. Ne yapayim?
- Vali mi?
- Daha büyük.
- Başbakan mı?
- Hayır daha büyük.
- Amerika Başkanı mı?
- Hayır daha büyük.
- Daha büyük kim var oğlum?
- Bu adam kim bilmiyorum ama makam şoförü Papa!!!