Akıllarınca adına gelişmek diyorlar.
Bunun için de ezberleri belli.
Partilerine yardım yapan müteahhitler bastıracak.
Onlar da bölgenin gelişimi diyecek.
Halkı da kandırdıklarını zannedecekler.
Betona boğulacak bölge.
Sonra da kutu kutu binalar.
Adına yazlık diyecekler.
Minimum 50 bin Sterline halka kakalayacaklar.
Ve gelişecek Karpaz, İskelei ve Boğaz.
Yüksek zekalarına göre tabi.
Gerçekte var mı gelişme?
Yok.
Aslında olan sadece peşkeş.
******
Bu tavrı İskele ve Gazimağusa için İmar Planı engelleyecekti.
Ama önce arsası olan birileri takoz koydu.
Sonra müteahhit lobisi.
Yani eski deyimle “lilli” yani para.
İmar planı uyutuldu.
Halkın Partisi sahip çıkmadı.
Özersay Cumhurbaşkanlığı hevesine harcadı.
Ayşegül Baybars dik duruşu sağlayamadı.
Ve hala muğallakta bir bölge.
Bahsettiğim sadece Karpaz değil.
Gazimağusa, İskele, Boğaz.
Bu arada gözler hep Karpaz’da.
Arada zilliyetçiler AB istedi diye emirname var diyor.
Bilirsiniz zilliyetçiler para milliyetçisi.
Şimdilik dokunamadılar.
Ama namlularında hep Karpaz var.
*****
Birkaç haftasonudur Karpaz’dayım.
Doğayı, doğallığı, natüralizmi yaşadım.
Dostlarımla, sevdiklerimle, köpeklerimle.
Özgürce denize girdim.
Özgürce nefes aldım.
Özgürce ülkemi sevdim.
Ama içimde hep bir korku.
Para babaları, parasever siyaset ve rantçılar hep aklımda.
Halka ait olana göz diktiler diye.
Halkın olanı çalacaklar diye.
Bu yüzden gözümüzü dört açalım.
Bizim olanı sermayeye peşkeş çektirmeyelim.
Bizim olanı elalemin açgözlülüğüne kurban etmeyelim.
Karpaz bizim Karpaz’ımız olmaya devam etsin.
Gazimağusa ve İskele de.