Şans! İnsanda şans olacak...

Aslında konunun şansla hiç alakası yok, şans kısmı tamamen bana özel, şahsıma ait bir kıyak diye tahmin ediyorum.

Bahsetmek istediğim esas konu Girne şehrinin günden güne kirlenen hava sahası, hava sahası derken soluduğumuz havadan bahsetmiyorum, bahsini ettiğim aslında görüntü kirliliği, şehre yakışmayan, eğreti duran, ince uzun şehrin çeşitli yerlerinden gökyüzünü yırtmaya çalışan çok katlı binalar.

Giderek kirlenen suyumuza, havamıza, çevremize aldırmadan şimdi de hızla şehirlerimizin silüetlerini kirletiyoruz.

Çok değil bikaç sene önce Lefkoşa’dan Girne’ye gelirken son döenemeçten sonra (Ciklos) Girne’nin muhteşem manzarası karşılardı bizi, manzaranın tadını çıkartırdım hayran hayran. Ne yalan söyleyeyim, belkide Girne’ye olan sevgimden, biraz kayırıyorum diğer şehirlerden. Ama yalnız olmadığımı biliyorum. Girne elden gitmeden elimizden geleni yapmalıyız.

“Let’s Do It” (Hade Temizleyelim) diye kampanya başlattılar ülkemizin siyasileri tebrik ederim gerçekten çok güzel bir davranış. Umarım örnek olurda çevreye bakış açımızda fark yaratabilirler ve bundan sonra çevreye biraz daha az zarar veririz.
Bende, şahsım ve benimle aynı fikirde olan bu ülkenin sakinleri olarak rica ediyorum. Gökyüzünde iğreti duran göz kirliliğini de temizleyelim hep beraber. Çünkü henüz hazır değiliz çok katlı binalara. Hem teknik olarak, hem görüntü olarak.

Görüyorum güzelim taş evler yıkılıyor apartman yapılmak için. Şart mı? Hiç şart değil, ama rant uğruna başkasının ciğerini başkasına satıyorlar. Nefessiz kalıyoruz ama farkında değiliz.

Siyasilerin düşünmesi gereken soru şu olmalı bence” Gerçekten çok katlı binalara adanın ihtiyacı var mı? Burası Çin Cumhuriyeti mi?”
Milyonlarca insan mı yaşıyor da, sığışamadık güzelim adaya?

Not: Bu yazı benim gibi manzaralı ev buldum diye sevinip, üç ay içinde mantar gibi binaların çıkmasıyla mavisi griye dönen manzara mağdurlarına ithaf edilmiştir.

Şans İşte!