Siyasette güven ve kalite

Seçimlere katılmak ve oy kullanmak önemlidir.

Seçimler demokrasinin önemli bir enstrümanıdır.

Pazar günü Kıbrıs Türkü siyasal tarihinin 32. Seçimini ve 3. Referandumunu geride bıraktı.

Genel itibarı ile demokratik olgunlukta geçen seçimlerin sonuçları eleştirel mesajları ve değişimi işaret etti.

Özetle görülen odur ki siyasette güven ve kalite açısından önemli sıkıntılar mevcut.

Vaatlerin mazeretlerle ertelendiği, katılımcı olmayan, veriye dayanmayan, evrensel değerlerden uzak siyaset yapma anlayışının artık halk tarafından benimsenmediği seçimler açıkça göstermiştir.

Kıbrıs Türk siyasal partileri halka liderlik etme noktasında müthiş bir zafiyet içerisindedir.

Bu nedenden ötürü geride bıraktığımız seçimde adanın dört bir yanından kişiler ‘Bağımsız Aday’ olarak halkın karşısında çıkarak partilerin yıpranmışlıklarını üzerlerine almadan daha geniş yelpazeye hitap edebilme yolunu seçmiş ve başarılı olmuştur.

Seçimlerde yedi bağımsız belediye başkanının seçilmesi bizlerin pek de alışık olduğu sonuçlar değildir.

* * *

Seçimin ve referandumun verdiği pek çok mesaj var.

Şüphesiz en ilginç sonuçlarından biri CTP BG ‘nin beş ilçe belediyesinde göstermiş olduğu başarısızlığın yanında kırsalda ve diğer yerlerde 14 belediye kazanarak göstermiş olduğu başarıdır.

Özellikle İskele bölgesinde belediye başkanı seçilen bağımsız adayın yanı sıra diğer belediyelerin tamamının CTP BG tarafından kazanılmasında önemli bir mesaj vardır.

Öyle anlaşılıyor ki İskele’de bölgesel bir hareket söz konusudur.

Lefkoşa’da TDP- BKP-Baraka ortak adayı Mehmet Harmancı, Gazimağusa’da Bağımsız İsmail Arter, Girne’de Bağımsız Nidai Güngördü, İskele’de ise Bağımsız Hasan Sadıkoğlu toplumun her kesiminden oy alarak seçilen yeni belediye başkanları olmuştur.

Görülen odur ki geride bıraktığımız yerel seçimlerin sonuçları pek çok yönüyle siyasal arenada uzun süre tartışılacak konular arasındaki yerini almıştır.

* * *

Anayasa referandumunun sonucu siyasette bir kırılma noktası olmuştur.

Seçim bildirgelerinde ve hükümet programında yer alan anayasal reformların bütününü kapsamayan ‘anayasal değişiklikler’ son dakikada meclisten geçirilerek dört siyasal partinin onayı ile referanduma sunulmuştur.

Ben şahsen referanduma ‘Evet’ oyu verdim.

Lakin seçimlerin ve referandumunu nabzını tutmak için konuştuğum çeşitli kesimlerin bu konuda son derece tepkili olduğunu açık bir şekilde görmek mümkündü.

Bu tepkiler meclise, siyasal partilere ve milletvekillerineydi!

Konuştuğum insanların geneli meclisin yapmış olduğu Anayasal değişikliklerden fayda değil zarar göreceğine inanmıştı.

Bunun yanı sıra vaat edilenlerin yerine getirilmemesi ve referandumun içeriğinin yeterince bilinmemesi gibi tepkilere şahit oldum.

Sonuç olarak halkımız son sözünü söyledi ve %62 oranında ‘Hayır’ oyu kullanarak dört siyasal partinin referanduma götürdüğü anayasal değişiklikleri reddetti.

Seçimler ve referandum sonrasında siyasilerin yapmış oldukları açıklamaları ibretle takip ettim.

Anlaşılan odur ki, halkın soluduğu havayı solumasınlar diye arabalarının camlarını dahi aralama niyetleri olmayanlar var.

Kıbrıs Türkü siyasette güven ve kalite beklentisini gür bir sesle dile getirmektedir.

Gelecekte var olmayı başaracak olan siyasal partiler halkın beklentilerine cevap verebilen ve çağa ayak uydurabilen partiler olacaktır.