Seçim zamanı geldi mi iş belli.
Londra'ya gideceksin.
Derneklerle görüşeceksin.
Ve seçme hakkından dem vuracaksın.
Tatar da bilineni yaptı.
Klişeden vazgeçemedi.
Ayni vaatleri sıraladı.
Ve Londra Türkleri'ne umut dağıttı.
Ama unuttuğu birşey var.
Londralılar bu vaatlere alışkın.
Karınları tok, yemiyorlar.
Bu yüzden Tatar boşuna ahkam kesmiş.
Önüne birşey söylenmemiştir de.
Arkasından söyleyeceğini söylemiştir hepsi.
Yani!
Yani üfürükten tayyare bir gezi.
*****
Ve ayrıca!
Bu gezi belli ki propaganda gezisi.
Belli ki kampanya gezisi.
E peki bu gezinin giderini kim ödedi?
Tatar bunu ödediyse sorun yok.
Ve lakin devlet ödemişse olmaz.
Sap ve samanın ayrılması gerekiyor.
Devlet habire kemer sıkıyor.
Bütçe için Amcaoğlu'nun göbeği çatlıyor.
Durum böyleyken bu tip geziler önemli.
Önemli çünkü kamuoyu herşeyi takip ediyor.
"Temaslarda bulunma" sözünün ne olduğunu biliyor herkes.
"Görüşmelerde bulunmak üzere" cümlesinin alt yazısı da okunabiliyor.
*****
Ha, ne olacak bir Londra'dan diyebilirsiniz.
Ancak Turizm Bakanı Londra seferinde.
E geçen hafta Özersay da temaslarda bulunmak üzere Londra'da idi.
Bu üç ziyaretin Churchill Hotel'de konaklama yaptığını varsayalım.
Hatta varsaymayalım.
Ordaki harcamalar, uçak biletleri ve harcırahları da ekleyelim.
Bir de yanında götürdükleri "heyetleri" ilave edelim.
Ortalama bu üç ziyaretin gideri minimum 100 bin TL.
Durup dururken minimum 100 bin TL.
Asgari ücrete 200 TL artışın öngörüldüğü bir ülkede.
*****
Kısacası dikkatli olmakta yarar var.
Artık herkes herşeyi farkında.
Londra gezilerine de dikkat edilmeli.
Türk Lirası kazanıp, Sterlin harcıyorsak hele.