Bugün, 28 Temmuz’da yapılacak erken genel seçimlere kadar ülkeyi yönetecek hükümet formülleri üzerinde durulacak. Mutabakata varılması ve zaman kaybına fırsat verilmeden hükümet oluşumuna gidilmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Niye?.. Çünkü ülkede istikrara ihtiyaç vardır. Varsın teknokrat olsun da, ne olursa olsun!..
Seçimden sonra her yönden yeniden yapılanmaya gidilmez ve popülizm politikası sürgit ederse, olup biteceklerden siyasiler dışında kimse sorumlu olmayacaktır.
Hükümetin güvensizlik önergesiyle düşürülmesi öncesinde, yangından mal kaçırırcasına ‘icraatlar’ dikkatlerden kaçmadı. Hele seçim yasakları arifesinde ‘tasdik memuru’ yetkisi verilenler arasında doğru dürüst okuması yazması olmayanların da bulunduğunu iddia edenler oldu.
Ne denli doğru olduğunu bilmiyoruz, ama bu memlekette neler görmedik ki!.. Olmasa da ne; eline ‘Tasdik memuru’ yetkisi verildi ya, bas mühürü, kap parayı…
Bu gibi durumlara ne zaman son verileceği merak konusu… Aksi halde memleket çok şeyler kaybetme noktasına gelebilir.
Avuç içi kadar Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanların fazla bir açgözlülüğü yoktur. İktidarda hangi parti veya partiler olursa olsun, herkes eşit muameleye tabi tutulmasını istemektedir. Rozete göre davranma, bir başka deyişle popülizme kaçma politikasına son verilmelidir.
Şu günlerde mezuniyet törenlerinde sevinçle havaya kep fırlatanların, bir süre sonra işsizlik girdabında mağdur olmamaları için ciddi önlemlere ihtiyaç vardır. En azından seçimden sonraki hükümetin bunları gündeme alması gerektiğini daha şimdiden hatırlatmak isteriz.
Milletvekili adaylarının da seçildikleri takdirde neler yapabilecekleri, nelere öncelik vereceklerini kamuoyuna açıklamaları halkın beklentileri arasındadır.
İşsizliğin aşağılara çekilebilmesi, üretim sektörünün daha da canlandırılması, yerel üretimin çeşitli destek ve teşvik metotlarıyla arzu edilen düzeye ulaşabilmesi konusunda ne düşünmektedirler? Vatandaşların beklentileri bunlardır.
Seçimden sonra Meclis doğru dürüst toplanabilecek mi, beklenen yasalar geçecek mi, yoksa; ‘Bal yapmaz arı’ rolüne devam mı edecek?..
Bunları ve daha nicelerini şimdiden anımsatalım ki, seçmen sandığa gidip gitmeme kararsızlığından kurtulabilsin, herkesin vizyonunu görsün ve ‘Şimdi konuşma sırası bende’ deyiversin.
Siyasiler böyle bir zemini ve ortamı hazırlayabilecekler mi?..
Vatandaş sabırlıdır, ama günü geldiğinde, yapacağını bilecek kadar da bilgi sahibidir, bilinçlidir.
Kapanan dükkân, mağaza, iş yeri sayısı artar, çoğu günler çarşılarda in cin top oynarken, işsizler ordusuna yeni katılımlarla nereye varılabileceğinin hesapları yapılmalıdır.
Sen ‘Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı’, yani ‘TOMA’ alacağına, yangın helikopteri alıver. İşsizliği azalt, yeni istihdam olanakları yarat. Genç beyinlerin bu ülkede kalmasını sağla. Üretime ve pazarlamaya daha bir önem ver. TOMA dediğin, karın doyurmaz ki!..
Şu festivaller de olmasa, memlekette gülen insana rastlayabilmenin zorlaştığı bir dönemi yaşıyor gibiyiz adeta.
Bu nedenle de festivalleri düzenleyenlere teşekkür borcumuz var. Lefke’den Alaniçi’ne, Koruçam’dan Çınarlı’ya, Düzova’ya, Esentepe ve Yeşilırmak’a kadar…
Selam olsun tümüne de!..
Yorumlar