VENEDİKLİLER’İN HAZIRLIĞI
Kıbrıs’taki Ortodoks Rum halkını köle durumuna düşürülmesi, Ada’yı üs olarak kullanan Hristiyan korsanların sürekli Müslüman Türk ticaret gemilerine saldırıp yağmalaması ve 1569’da Mısır’da gelen Türh hazine gemisinin korsanlar tarafından ele geçirilmesi bardağı taşıran son damla olur. Sultan II. Selim Han, Kıbrıs’ın Türk toprakları arasına katıl-masına karar verip, hazırlıklar yapmaya girişir.
Ada’daki Zalim Venedik Yönetimi, işin bu noktaya varacağını tah-min edip, Kale ve İstihkâmların güçlendirilmesine karar verir. 1550’de Venedik’ten gönderilen uzman Storza Pellaviçino en son savunma teori-lerine göre surları sağlamlaştırmak amacı ile bir rapor hazırlar. Mağusa kentinin surlarının sağlamlaştırılması için, askeri mühendis Giduanni Girolama Sammichele Ada’ya gönderilir(8). Sammichele deniz boyunca büyük bir burç yapar.
Venedik Hükümeti, Brescian Kontu Hercules Martinengo’ya 1555 de Mağusa surlarını sağlamlaştırma görevini verir. Martinengo, Mağusa nın kuzey batısına İtilyan tipinde kendi adıyle anılan yeni bir burç yapar. Bu burcun yapılmasından sonra Mağusa surları ve o kadar çok güçlü idi ki Venedikliler “kentlerin en güçlüsü Mağusadır” demeye başlamışlardı.
Venedik Hükümeti mühendis Giullio Savrorgnano ve yardımcılarını Lefkoşa’ya gönderdi. Savorgnano Lefkoşa surlarının 9 millik dış çevre-sini, 3 mile indirerek yeniden yaptı. Surlar dışında kalan eski Saray, bina ve mezarları bile yaktırarak, taşlarını yeni surların yapımında kullandı. Venedikli zenginler surların yapımında büyük maddi yardımda bulundu.
Venedikliler eski Lefkoşa kalesini yıkmadan önce Kanlı Dere Lefko-şa’nın ortaından kıvrıla, kıvrıla geçer, kenti ikiye ayırırdı. Venedikliler surları daraltırken, Kanlı Dere’nin kent içinden akıp geçmesini sakıncalı gördüler. Kentin kuzeyinde yeni dere yatağı kazarak, suları buradan akıt-dılar.
Kent içinde kalan eski dere yatağını da taş ve toprak getirip doldur-dular. Bugün Ermu caddesi olarak bildiğimiz kıvrılarak giden yol Kanlı Dere’nin kent içinden geçen eski güzergâhıdır.
1550’li yıllarda Venedikliler, kenti Türklere karşı tahkim etmek için Kanlı Dere’nin yatağını değiştirdiler. Ne garip bir tecellidir ki, 1963 kan-lı Noelinde de Türk Mücahidinin Rumlara karşı Tahkim ederek, EOKA’-cıları durdukları ve Yeşil Hat’ın çizildiği bir yer olarak Kanlı Dere’nin eski güzergâhı tarihe geçer.
Lefkoşa kentinde Mağosa kapısı, Girne kapısı ve Baf kapısı olmak üzere üç kapı ve onbir burç vardı. Constanza D’villa, Tripoli, Roccas, Mula, Qurini, Barbaro, Lorndo, Flatro, Caraffa ve Pödö Cataro surlarının etrafını büyük ve derin bir hendek çeviriyordu.
Mağosa ve Lefkoşa’dan sonra Girne kalesi de onarıldı. Orta çağdan kalan surların dış kısmının 20 ayak ötesine, Venedikliler kalın bir duvar yaptılar. İki duvar arasındaki boşluğu toprak ile doldurdular. Böylece toplardan korunan kalenin batı, güney ve doğu yönünde uzanan bir alan oluşturuldu.
Calepio Venedik Devletinin Kıbrıs’taki savaş stratejisinin “Düşman geldiği zaman, üstlerine çullanarak zaferi kazanmak ve yağmalamak a-macıyla tümünün kalelere çekilmeleri” olduğunu ve bu amaçla Kıbrıs or-dusuna emir verildiğini belirtmektedir.(10).
Kıbrıs’taki Venedik yönetimi, Türk Devleti’nin kıbrıs’ı işgal edeceği korkusu ile yerli halka daha yumuşak davranmaya başlamıştı. Yerli hal-kın vergilerini düşürmüşlerdi. Köle durumuna düşürdükleri halka para ile özgürlüklerini halka para ile satın alma hakkı tanımışlardı.
HAÇLI İTTİFAKI KURULMASI
Venedik Cumhuriyeti’nin İstanbul’daki elçisi Antonio Barbaro, Os-manlı İmparatorluğu’ndaki savaş hazırlıklarının Kıbrıs üzerine olacağını tahmin etmekte gecikmedi. Durumu Venedik Hükümetine bildirerek, ön-lem almalarını istedi. Venedik Hükümeti, Martinengo komutasında 3000 kişilik v-bir Venedik kuvvetini Kıbrıs’a gönderdi.
Venedik Girit ve Kıbrıs’ı kaybederse, büyük devletler arasından çı-kacağını biliyordu. İşi Hristiyanlık yönünden ele almaktan başka çareleri yoktu. Önce Papa V. Pius’a başvurup yardım istediler. Papa Osmanlı Türk İmparatorluğu’na karşı bir “Haçlı ittifakı” kurulması için çok çalıştı fakat bu çalışmalardan beklenen sonucu elde edemedi. Papa V. Pius’un çağrıları yanıtsız kaldı. Türklere karşı “Haçlı ittifakına” yalnız İspanya ve Malta şövalyeleri olumlu yanıt vermişdi. İttifaka katılan ülkeler do-nanmalarını, Girit’in suda limanında birleştireceklerdi.
O “aşılmaz, geçilmez, alınmaz” dedikleri, müstahkem Lefkoşa ve Mağusa kaleleri ile ünlü Kıbrıs’ı Türk ordusu Haçlı ittifakının tahmin ve hayal güçlerinin erişemeyeceği kadar kısa bir zamanda fethederek, Türk toprakları arasına kattılar. 13 Eylül 1570’de Haçlı donanması Suda Li-manı’ndan Türk-İslâm ülkelerine doğru hareket ettiğinde, Kıbrıs’ın fet-hedilmediğini haber alıp geri dönmek zorunda kaldılar.
Venedik Cumhuriyeti, İspanya ve Papalık arasında yapılan Haçlı itti-fakı antlaşması şöyledir:
1. Yalnız Türklere karşı değil, fakat Cezayir ve Libya’daki tüm İslâm hareketlerine karşı konulacak ve bu üç devlet, içlerinden herhengi birine karşı yapılacak bir saldırı karşısında birbirlerine yardım edecek.
2. Kara ve deniz kuvvetlerinin silah, araç ve techizatını altında üçü İspanya, altında ikisi Venedik ve altında biri Papa tarafından kar-şılanacak.
3. 200 kadırga ve 100 nakliye gemisinden oluşan ortak bir donan-ma ve 50.000 piyade ile 4.500 süvariden oluşan ortak bir ordu kurulacak.
4. İspanya kralı II. Filip’in üvey kardeşi Don İvan d’Antriche bu ordunun komutanı olacak.
5. Ortak donanmanın, Papa tarafından onaylanacak ve özel bir di-zaynla yapılacak ayrı bir bağı bulunacak.
6. Türklerden alınacak tüm topraklar Kutsal İttifak’ın 3 devlet ara-sında anlaşma uyarınca bölüşelecek.
7. İttifaka daha sonra katılacak ülkelere de katıldıkları asker, silah ve diğer techizat oranında Türkler’den alınan toprak verilecek, Kutsal İttifak’a katılan ülkeler, önceden İttifak’ın diğer üyeleri-nin iznini almadan Türklerle görüşmelerde bulunacak ve herhan-gi bir antlaşma imzalamayacak.
8. İttifak kuvvetleri, her yıl Mart veya Nisan ayında doğu Akde-niz’de bir araya gelip, İttifak’ın yararına olduğunu karar verdik-leri herhengi bir hareketi Türkler’e karşı uygulayacaklar(11).
Her ne kadar Haçlı donanması Suda Limanı’na geri dönmüş ise de, kurulan Haçlı İttifak’ı ileriki yıllarda da Türk Devleti’ni zorda bıra-kabilirdi.