YAK’ta beklenti duble olmuştur... Morinho Hazretleri hatırlarsanız Chelsea’den Inter’e gittiğinde kötü bir miras devralmıştı; “Öncelikle ülkenin ve de ülke futbolunun bir kültürü var. Ötesinde de çalışacağım kişilikler vardı. Inter’e gittiğimde 14 oyuncu 32 yaşın üzerindeydi. Elimdeki kadronun yüzde 75’i kariyerlerinin son senesinde olan ve de uzun süredir Avrupa kupalarında başarı yakalayamamış bir takım vardı. Sorun sadece Şampiyonlar Ligi’ni kazanamamaları, yarı final ya da çeyrek final oynayamamaları değildi. Bu takım son 16’ya bile kalamıyordu. Ama yine o takım içerde 4 kez üst üste lig şampiyonu olmuş bir takımdı. Esas ‘görevim’ bir sezonda ekstra 13 maçı çevirip Şampiyonlar Ligi’ni kazanmaktı. Ulusal lig bir yana, esas odaklanmamız gereken Şampiyonlar Ligi’ydi. İşte bu anda da benden çok kulüp yöneticileri devreye girdi. Görev tanımımızda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu vardı ve sonuçta da Bayern’i 2-0 mağlup ettik ve de şampiyon olduk. Bunun yanında lig ve de federasyon kupasını da kazanarak üç kupayı da müzesine götüren ilk İtalyan kulübü olduk. Bu süreçte takımı ben yaptım ama yöneticiler de bizi hedefe dürtüledi. O yüzden gerçek şampiyonlar yönetimlerdir” demişti efsane bir konuşmasında. Evrenin en değerli hocalarından biri olan Mourinho’ya ek olarak Sir. Fergie ve de Mourinho ötesi Pep Guardiola da buna benzer söylemleri sürekli sarfettiler. E hocalar haklı! İstediğiniz kadar takım yapın, istediğiniz kadar iyi antrenman yapın, istediğiniz kadar iyi oyun okuyun (her ne demekse!), istediğiniz kadar iyi oyuncu transfer edin, istediğiniz kadar bilgelik taslayın, yemezler! Protokol (şeref değil) tribününde oturan arkadaşlar var ya, işte onlar gerçek şampiyonlar. Örneğin Yenicami Ağdelen Kulübü (YAK); İki sezon önce kupa şampiyonluğu, geçen yıl lig ve de bu yıl kupa ve lig’e aday bir takım yaratıldı. Kaan Kaner, Abdullah Uluçhan, Ahmet Küçük, Bülent Avcan, Enver Kahveciler ve de Perçinci Ailesi ve tüm yönetim kurullarındaki arkadaşlar ilk aklımıza gelenler. Boru değil, bu arkadaşlar kapanmak ve de asma altı kahvehanesine dönüştürülmek üz’re olan bir mekânı yine bir spor kulübü yapmışlar ve de en tepeye koymuşlar. E şimdi? Şimdi de 8 puan önde ve de Pepsi’de final oynamaya namzet bir takım olmuşlar. Başkansız geçen haftalarda da sağolsun teknik direktörleri Turan Altay bir başkan edâsında gerek içerde, gerekse medya önünde takımını savunmayı eçtik, zaman zaman da ileride preslemiş. Evet, sonuçta da bu haftalar bizim YAK’a çok fena pahalıya mal olmuş bildik. Önce Bostancı Meydan Muharebesi, arkasına da Cihangir Bozgunu ile yerle bir olmuş performanslarını izledik. Sonuç mu? Bu kulüp bir an önce meşru anlamda başkanı Enver Kahveciler’i bulmalı ve de bir an önce futbola(!) geri dönmelidir. Sonuçta bu yolda diğer takımlar gibi çok para, zaman ve de emek sarfedilmiştir. YAK taraftarında beklenti duble olmuştur. Sağolsun Divan Kurulu’nun başındaki Arınç, Selçuk ve Ömer kardeşlerim kulüplerine sahip çıkmışlardır ama performans yönetimi açısından yetersiz ötesi bir gidişat da gidişat olmamalıdır. Yenicamici yazarlar bu konuları çok yazdılar, çizdiler. Bu yazı uzaktan atış veya bi’ahkâm yazısı olarak algılanmasın lütfen veya tercihen algılanabilinir. Bu satırların yazarının tek kaygısı onlarca yıldır üzerinde sarfedilen emeğin bu sinir harbinde bir çırpıda hebâ edilmesidir. Federasyon veya hakeme odaklanıp çakmak sadece çakana zarar verir. Artık topa odaklanmak şart oldu! Yine de takdir sizin! Nokta..