Bazılarımız gibi ben de Covid-19’un ilk dalgasını yaşamadığımıza inananlardanım.
Hızlı kapanma refleksi ile kendimizi adeta steril tuttuk.
Sağlık sistemimizin altyapısı, virüsle kontrollü karşılaşmamıza izin vermeyince, evlerimizde gereğinden fazla kapandık.
İlk dalgayı başarı ile atlattığımızı zannetti tepedekiler.
Sonra yanılgılar başladı.
Koronavirüs’ü sanki bitirmişiz gibi davrandılar.
Neredeyse on gün içerisinde normale dönüverdik.
Buna bir de dışarıya açılmayı ekledik.
Açılınca steril halimiz bozuldu, Covid-19 vakalarımız arttı.
Artmasına rağmen, virüs taşıyıcılarının çoğu semptomsuz.
Yoğun bakımda yatan hasta yok.
Neden?
Çünkü bu aylarda nem fazla, sıcaklık fazla.
Hangi influenza virüsü olursa olsun, bu yaz aylarında bulaşsa da virülans dediğimiz hasta ediciliği/yıkıcılığı illa ki biraz azalıyor
Koronavirüs’te de böyle oldu.
Diğer taraftan, büyük bir riskin de farkına varmaya başladık aslında.
PCR testleri negatif olarak ülkemize giriş yapanlardan bazılarının buradaki PCR testleri pozitif çıkıyor.
Bu demektir ki, PCR testi pozitif olan her üç kişiden biri istesek de istemesek de aramıza karışıyor.
Bu kişiler kesinlikle aramızda.
İthal vaka - yerli vaka ayrımı artık ortadan kalkmış durumda.
Aramızda dolaşan asemptomatik taşıyıcılarıntemas ettikleri kişilere hızlı bulaştıramamasının, bulaştırsa da yine her bulaşanda semptomların çıkmamasının nedeni büyük ölçüde yaz aylarındaki iklim koşulları ile ilişkili.
Şimdi bayramın arefesindeyiz.
Bir önceki bayramdaki kadar dikkatli olmama riskimiz yüksek.
Muhtemelen sarılıp öpüşenler de olacak.
Toplu alanlardaki aktivitelerde artışlar da olacak.
Aramızdaki asemptomatik taşıyıcılar aracılığı ile, Koronavirüs’ün bu bayramda daha fazla kişiye bulaşma ihtimali oldukça yüksek.
Bulaşsa da anlamayacağız büyük olasılıkla.
Çünkü yine Ağustos ayı içerisinde sıcak ve nem had safhada olacak.
Koronavirüs, soğuk aylardaki gibi yıkıcı olamayacak.
Ve sonra Eylül gelecek.
Havanın nemi azalmaya, sıcaklığı düşmeye başlayacak.
Güneşin bünyemiz üzerindeki kuvvetlendirici etkisi azalmaya başlayacak.
Yazın tükettiğimiz gıda çeşitliliğinde kısmi azalma olacak.
Ve virüs yavaş yavaş kendisini yeniden göstermeye başlayabilir.
Eylül ayı içerisinde Covid-19 vakalarında hızlı bir artış yaşanabilir.
Eğer böyle olursa da, pandeminin ilk dalgasını en geç yaşayan ülke olarak literatüre geçeriz!
Peki ne yapmalı?
Sıcaklık ve nem artışı bizleri rahatsız etse de, maskemizden vazgeçmeyelim.
Kalabalık gruplar oluşturmamaya, böyle ortamlarda bulunmamaya gayret edelim.
Bayram ziyaretlerinde büyüklerimizi korumaya azami gayret gösterelim.
Ağustos ayının rehaveti ile balayı yaşayıp da, Eylül ayını dert ayına çevirmeyelim.
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899