Akıncı iki devletli çözüme karşı sünnetçi korkusu veriyor
 

İki devletli çözüm, 50 yıllık federasyon arayışlarının duvara toslamasından sonra savunulması gerekendir


Hükümet programı ile Başbakan ve Dışişleri Bakanının Kıbrıs sorunu ile ilgili açıklamalarında iki devletli çözüme vurgu yapılması, Cumhurbaşkanı Akıncı ve bazı CTP milletvekillerinin tepkisine neden oluyor.

Diyorlar ki “ tek seçenek federasyondur, bundan saparsak BM bizi cezalandırır”

Nitekim Akıncı, dünkü bayram mesajında da aynı sünnetçi korkusunu verdi.

Kimsenin Halka sünnetçi korkusu vererek milli Kıbrıs davasını, izlenmesi gereken siyaseti kendi ideolojisine göre dizayn etme hakkı yoktur..

Eğer Rum-Yunan tarafının hakimiyetçi tavrı nedeniyle 50 yıldır izlenen federasyon siyaseti iflas etmişse ve yeni bir milli politika izlenmesi gerekirse bu yapılır, kimin ne tehdit savurduğuna da bakılmaz…

Halka ve siyasete sünnetçi korkusu vererek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kendine alan açmaya çalışmak, modası geçmiş, anti demokratik bir şark zihniyetidir.

Bizi cezalandırmak için ne yapacakmış BM?

Ağzımıza kırmızı acı Urfa biberi mi sürecek, yoksa ensemize tokat mı atacak?

Ambargo ve izolasyon uygulayacak derseniz, 1964’den bu yana 55 yıldır zaten alasını yapıyor ama dimdik ayaktayız?

“İki devletli çözüm istersek başımıza nükleer füzeler bombalar yağdıracaklar” derseniz, çok gülünç olursunuz.

“Ekmeğimizi, suyumuzu, paramızı kesecekler” derseniz, çok şükür zaten 60 yıldır, hatta 100 yıldır ekmeğimizi de, paramızı da Anavatanımız Türkiye veriyor.. Bir suyumuz eksikti, sağ olsun, Anadolu’nun bir nehrini 80 km öteden deniz altına döşediği borularla KKTC’ye akıtarak onu da getirdi.

Sırada şimdi elektrik var… Bin şükran bu hükümet bitmeden elektriğimizi de getirecek…

KKTC’ ye asker mi çıkaracaklar?

Sağ olsunlar 50 bin Mehmetçik ve mücahit gece gündüz güvenliğimizi sağlıyor, “gelecekleri varsa görecekleri de var” diyorlar…

KKTC’yi tanımaktan mı vaz geçecekler?

Zaten onlar 1964’den beri tüm Kıbrıs’ın tapusunu Rum’a verme kararını vermişler, yasadışı, işgalci, gaspçı, Rum yönetimini tüm Kıbrıs’ın tek meşru yönetimi olarak tanımışlar, bize de 1960 Anlaşmaları ile elde ettiğimiz meşru haklardan ve eşit statümüzden vaz geçerek bu yasadışı rejimin altına girmeyi empoze ediyorlar…

Zaten KKTC’yi tanımıyorlar…

Tanımadıkları gibi tanınmasını da engelliyorlar..

Hoş kimse tanımasa da bir tek Anavatanın devletimizi tanıması yeter. Ve, Anavatan da daha ilk günden tanıdı ve devletimize Büyükelçisini atadı.

Eee ne kaldı geriye?

Ha, bir de AB var.. AB’a mı almayacaklar?

AB de zaten 1960 Anlaşmalarını çiğneyerek Rum yönetimini tüm Kıbrıs adına tam üye yaptı, bizi dışladı, “siz anlaşın yapacağınız anlaşmayı kabul ederim” diyor.

Yani bundan da korkacak bişey yok.

Tümü de ellerinden gelen her türlü kötülüğü son 55 yıldır yaptılar, yapmaya devam ediyorlar ama YIKILMADIK, DİMDİK AYAKTAYIZ.

O zaman boş verin bu sünnetçi korkularına, boştur, etkilenmeyiz.

İki devletli çözüm, 50 yıllık federasyon arayışlarının duvara toslamasından sonra savunulması gerekendir.

Biz korkmuyoruz ve savunuyoruz, korkuyorsanız engel olmayın bir kenara, çekilip torun bakmaya gidin siz yine.