ANASTAS’IN GER-YÖNET-KAZAN SİYASETİ İFLAS ETTİ

GKRY Başkanı faşist Eokacı Anastasiadis’in tehlikeli siyaseti,saldırgan tavrı ve Türkiye’yi tehdit eden açıklamaları devam etmektedir. Anastasiadis yarattığı gerilimi,kendi çıkarları doğrultusunda yönetip kazançlı çıkacağını düşünmektedir.Ne var ki durum böyle değildir,ve Anastas’ın bu siyaseti iflas etmiştir.Akdeniz’de,Kıbrıs etrafındaki karasularda oldu bitti yaratarak başlattığı sondajlara artık devam etmesi mümkün değildir. Türkiye kendi kıta sahanlığı ve Kıbrıs Türklerinin haklarını Ruma hibe etmeyeceğini çeşitli uyarı ve açıklamalarla bildirmiştir.2003 yılında başlayan Rum sondaj faaliyetlerine,o tarihte esen anlaşma/birleşme rüzgarları nedeniyle sessiz kalan Türkiye,Crans Montana Konferansı sonrasında daha fazla Rum-Yunan oyunlarına göz yumulamayacağının bilinci ile hareket etmektedir.Türk tarafının bundan böyle lafla değil fiili müdahale ile hareket etmesi en doğru yoldur. Krizin boyutunun nereye doğru gideceği Rum tarafının tavrına göre seyir alacaktır.Türkiye’nin kararlı turumu karşısında Anastas’ın geri adım atması beklenirken, Anastas yaptığı açıklamalarla sorunu telafi edilmesi /geri dönülmesi zor bir duruma taşımakta ısrarlı görünmektedir.

Bugün süresi dolan Navteks Türkiye tarafından 10 Mart’a uzatılmıştır.Türkiye ile KKTC arasında, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile 2011 yılında Kıbrıs açıklarında münhasır ekonomik bölgelerde petrol arama konusunda, imzalanan anlaşma 6 yıl daha uzatılmıştır.Türk savaş gemileri ciddi bir şekilde Akdeniz’de olmaları gereken yerde konumlandırılmış ve ek güçler bölgeye sevkedilmiştir.

ANASTAS HİKAYE ANLATARAK ORTAMI GERMEYE DEVAM EDİYOR

Bu durum karşısında Anastas yakın çalışma arkadaşları ie yaptığı acil toplantı sonrasında geri adım atmak bir yana gerilimi adaha da artırmaya yönelik açıklama ve eylemler içerisine girmiştir.Yunanistan Başbakanı Çipras,AB yetkili makamları ve ABD’li diplomatik merkezlerle kurulan temaslarla konunun boyutu başka platformlara taşınmak istenmektedir.Anastas’a sormak lazım: kendi gücünün yetmeyeceği,kendi hakkın olmayan işlere girmekten,hak-hukuk ihlal etmekten ne zaman vazgeçeceksin? Anastasiadis dün yaptığı yazılı açıklamada her sıkıştığında başvurduğu yönteme sarılmış ve BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nce belirlenen deniz bölgeleriyle (kara suları, komşu bölge, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge) ilgili kararların, “yeniden birleşmiş” Kıbrıs’taki “federal otoritede” olacağını söyledi. Yani konuyu bir kez daha üzerinde bir türlü anlaşamadığımız Kıbrıs sorununun çözümüne getirdi.Rum her zaman sıkıştığı konularda ‘anlaşmadan sonra icabına bakarız’ diyerek topu taça atmakta ve baskılardan kurtulmaya çalışmaktadır.Bu bizans oyunu bitmiştir.Türk tarafı Anastas’ın bundan sonra söyleyeceklerine kanmamalı fiiliyatta yaptıklarına bakmalıdır.Ne yazık ki rum tarafı son 50 yıldır bu tür manevralarla Türk tarafını uyutmayı becermiştir.

Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından son günlerde yapılan açıklamalara yanıt niteliğinde yazılı açıklama yapan Anastasiadis, Hristofyas-Talat görüşmeleri sırasında, deniz bölgeleriyle ilgili kararların federal otoritede olacağı konusunda varılan uzlaşının hala geçerli olduğunu kaydetti.

Anastasiadis, “Bu uzlaşı, müzakerelerin son turunda da teyit edilmiş ve Türk tarafınca hiçbir zaman herhangi bir itiraz yapılmamıştır” diye açıklamasına devam etmiştir.

Bu Anastas Türk tarafını aptal yerine koymaktadır.Göreve geldiği 2013 yılında günlerce ben Hristofiyas’ın bıraktığı yerden müzakerelere devam etmem,müzakerelere sil baştan başlayacağız diye ayak direnen ,nihayetinde de ancak 11 Şubat 2014 ortak belgenin açıklanması ile masaya dönen Anastas,şimdi sıkışınca Hristofyas-Talat uzlaşılarına sahip çıkmıştır. BM Genel Sekreteri Downer üzerinde uzlaşılmış konuların devamından yana olunca Rum Yönetimi tarafından adeta afaroz edilmemiş  miydi?Downer bu nedenle,Rumun bu tutarsızlıkları nedeniyle görevinden ayrılmamış mıydı?

Anastas her zaman olduğu gibi aynı hikaye ile ortamı yumuşatmaya günü kurtarmaya çalışmaktadır.Yarattığı gerilimi ustaca yönetme çabası içerisindedir.Dünkü açıklamasına dönelim.

Rum Hükümeti’nin bu konuda önemli bir adım attığından bahseden Anastasiadis, bu adımla, adanın doğal zenginliğinin, devlete ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ‘yasal olan’ tüm vatandaşlarına ait bulunduğunu”; aynı zamanda amacın, hidrokarbon yataklarıyla ilgili perspektifin tümüyle, mümkün olan en uygun şartlarda, Kıbrıs halkının tümünün kazancını çoğaltacak şekilde değerlendirilmesi olduğunu vurguladı.

KÜSTAH ANASTAS MEYDAN OKUYARAK ,ÖNŞART ÖNE SÜRDÜ

"PLANLAR NORMAL SEYRİNDE DEVAM EDECEK"

Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin söylemlerinin haksız söylemler olduğunu ve gerçek verilere dayanmadığını iddia eden Anastasiadis, bu söylemlerin Kıbrıs halkının malum çıkarlarına hizmet etmediğini ve bu çerçevede, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin enerji planlarının normal seyrinde devam edeceğini kaydetti.Anastasiadis, “Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk tarafına, müzakere masasına dönme davetine derhal yanıt vermesi” çağrısında da bulundu.Anastasiadis bukalemun gibi renkten renge girmekte,riyakarlık husunda sınır tanımamaktadır.

Alınan son bilgilere göre Anastas diplomatik girişimlerine devam etmekte ve Türk tarafını suçlayıcı ,kendi tezlerini onaylatacak şekilde temaslar kurmaktadır.

Anastasiadis bu çabalarının nafile olduğunu anlamalıdır.Anastas Türkiye’nin yayınladığı her Navtekse,Türk tarafından yapılan her açıklamaya cevap verme yarışına gireceğine ortamı gerçekçi bir şekilde normale döndürecek çabalar içerisinde olmalıdır.Dikkat ederseniz Anastas dünkü açıklamasında birkez daha önşartlar ortaya koymuş,masaya ancak sondajlara devam etme karşılığında döneceğini açıklamıştır.Anastas maalesef ortamı gererek,yarattığı krizi kendi lehine yöneterek kazançlı çıkma alışkanlığını bırakmalıdır;çünkü bu siyaseti iflas etmiştir.