Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Covid-19 vakaları artsa da yapılacağa benziyor.
Adayların ellerindeki ana malzeme pandemi.
Vakaların seyrine göre yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyorlar.
Mitinglerden mahrum kalan adaylar, sürekli bir basın açıklaması yapma yarışı psikolojisi içerisindeler.
Bazı adaylar da güçleri ölçülerinde sendikaları, sivil toplum örgütlerini, hekim örgütlerini ve hekimleri öne sürerek kararsız seçmenleri kendilerine yönlendirmeye çalışıyorlar.
Eskiden sandığa gitmenin önemini her fırsatta vurgulayan adaylar, seçmenlerin belki de sadece %40’ının seçime gitme olasılığını bile görmezden geliyorlar.
Cumhurbaşkanlığı makamına odaklanan adayların kaygılarının altında yatan neden her ne kadar pandemi gibi görünse de, perde arkasında Kıbrıs Türk Toplumu’nun uluslararası tanınan lideri konumuna gelme kaygısı söz konusu.
Kıbrıs sorunu müzakerelerinin üslubunu doğrudan etkileme gücüne sahip olacak bir lider olma ödevini her aday, kendisi için tanımlanmış ideoloji çerçevesinde, başarı ile ve eksiksiz bir şekilde sahibine teslim etmek istiyor!
Ama gelin görün ki, halk bununla ilgilenmiyor artık.
Halk, sağlığının, ekmeğinin, aşının derdine düştü.
Halk, siyasi değil, sosyal ve ekonomik geleceğinin derdine düştü.
Halkın bu dertlerinin temel nedenleri arasında, ne yazıktır ve acıdır ki, KKTC Devleti’ni yönettiklerini iddia edenlerin idari disiplinsizliği ön plana çıkıyor.
Bu disiplinsizlik, iki temel konuda ciddi anlamda hissediliyor.
Biri eğitim, diğeri sağlık.
Neden diğerleri değil de sadece bu ikisi?
Çünkü, ister federasyon olsun, ister başka bir çözüm olsun, isterse çözümsüzlük olsun, eğitim ve sağlıkla ilgili konuların düzenlenmesi, tamamen Kıbrıs Türk Halkı’nın tasarrufuna bırakılmıştır!
Yani kaçış yok!
Madem top hep bizde idi, eğitim ve sağlık neden bu halde peki?
Çıkarlar yüzünden!
Pastanın tatlı olması yüzünden!
Kamu çalışanlarının ikinci iş yapma yasağının en çok ihlal edildiği iki sektördür eğitim ve sağlık!
Toplumun sağlığının ve geleceğinin dinamitlendiği iki sektördür eğitim ve sağlık!
Siyasilerin raks etmeyi çok sevdiği, grevlerinden ise çok korktuğu iki sektördür eğitim ve sağlık!
Oy potansiyellerin ve yönlendirmelerin yoğun olduğu iki sektördür eğitim ve sağlık!
Şu anki pandemi krizimizde bile, yaramızı daha da dağlayan iki sektördür eğitim ve sağlık!
Değerli okurlar;
Eğitim ve sağlık alanında köklü değişikliklerin yapılmasıkonularında Cumhurbaşkanı adaylarının istisnasız tümü de tabiri caizse üç maymunu oynuyor!
Eğitim ve sağlık, Koronavirüs bahanesi ile sadece pandemi konularına indirgeniyor!
Şu an yaşamakta olduğumuz kaosun temelinde bile, eğitim ve sağlık alanlarındaki ipini koparmış disiplinsizliğin yattığını dile getirme cesaretini gösteremiyorlar!
‘’Kamu çalışanını sadece kamuda çalıştırabilme’’ gücünü hiçbir Cumhurbaşkanı adayı kendinde göremiyor! Ama LİDERLİĞE soyunuyor!
Ülkeleri yükselten iki önemli sektörün, KKTC’nin altını nasıl da oyduklarına şahit olsalar bile, OY KAYBI KORKUSU İLE seslerini çıkartmaktan geri kalıyorlar!
Her daim Kıbrıs Türk Toplumu’nun uhdesine olduğu zaten bilinen eğitim ve sağlık konularını düzeltmek adına LİDER olarak öne çıkıp, gerekirse bu sektörlerin militanları ile savaşmayı göze almak yerine, üzerinden siyaset yapıp oy devşirmeye çalışmak belli ki her bir Cumhurbaşkanı adayımızın işine geliyor…
Aksini ispatlamak isteyen aday için ise, zemin hazırda bekliyor…
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899