‘’Faili meçhul’’ tamlaması Türk Dil Kurumu tarafından: ‘’Kimin yaptığı belli olmayan veya bilinmeyen’’ şeklinde tanımlanmış.
Sedat Peker’in Kutlu Adalı suikasti ile ilgili yaptığı açıklamaların ardından çoğu siyasi aslan kesildi.
Çoğu siyasi fikir ve basın özgürlüğünü, insan haklarını hatırladı.
Can ve mal güvenliği söz konusu olmadıkça, cana kastedilen hiçbir durumun geçerli bir sebebi olamaz.
Siyasi can kayıplarının çok yönlü ve karışık ilişkileri, derin bağlantıları ise, suikaste uğrayan kişiden ziyade, suikastin hangi amaçla, kimler tarafından yapıldığı tartışmasının merkezindeki gerçek konulardır.
Hiçbir yerde ifadelere dökülmeyen temel maksat, suikast çerçevesinde geliştirilen politik ve ideolojik stratejilerdir.
Bu yüzdendir ki kimilerinin failleri hiçbir zaman bulunmaz veya bulunamaz, kimilerinin ise bulunsa da zamanı gelmedikçe ifşa edilmez veya edilmez.
Demek ki Kutlu Adalı ile ilgili de faili meçhul olma durumunun tartışma zamanı gelmiş…
Gelişmeleri takip edip hep birlikte öğreneceğiz.
Aslında ‘’Faili meçhul’’ olma durumu sadece siyasi cinayetlere atfedilmemeli.
Birileri konuştu diye bildiklerini şimdi söyle cesareti gösterenler ise, önce kendi aynalarına sonar da çevrelerinde olup bitenlere, bakıp ülkenin bazı gerçekleri ile de yüzleşmesini bilmeli.
O kadar çok faili meçhul olan durum var ki ülkemizde, çoğumuz işimize gelmediği için görmeyiz, göremeyiz, görmek istemeyiz.
Hiçbir etkimizin olamayacağını bile bile siyasi faili meçhullere odaklanırken, düzeltebileceğimiz faili meçhulleri ise belki de bir şekilde ucu birilerine dokunacağı için olacak ki, es geçiveririz.
İşte faili bilindiği halde hiçbir şey yapılamayan meçhul durumlarımız:
İlkokul yaşlarındaki çocukları bile zehirleyen uyuşturucu tacirleri.
Taş ocakları ile dağları deviren çevre katilleri.
Zeytin, hurma ağaçlarını kesip sitelere, villalara çeviren inşaat firmaları.
Her gün yüzlerce insanımızın işlerinin aksamasına, belki de maddi kayıplara uğramalarına neden olan, mesai yerini saatinden önce terk eden memurlar.
Hastasından bıçak parası alan, firmalarla fingirdeşen, sevklerden komisyonlar alan doktorlar.
Devlet okuluna aşısız gitmem deyip de dersanelerine, etür merkezlerine, özel derslerine koşan öğretmenler.
İnsanlarımızın emeğiyle kazanılan paraları üleşen ihale komisyoncuları.
Kalkınma bankasından kredi alıp da keyfi ödemeyenler.
Devlet kurumlarının içini boşaltanlar.
Halka antibiyotikli, ilaçlı gıdaları yedirip yedirip aldıkları paraları kumar masalarında kaybedenler.
Gümrüklerden her türlü malı çekmeyi başaranlar.
Kaçak işçi çalıştıranlar.
Tarihi geçmiş ürünleri ile pasta börek yaparak halka tekrar satan marketler.
Gıda analizlerini yanıltmak için binbir çaba gösterenler.
Yapılmamış bir yeniliği yapılmış gibi gösteren üniversite sahipleri.
Son model arabaları ile, bağıra çağıra yaşam tarzları ile, etrafındakileri tehdit ve şantaj ile yaşamayı adet haline getirmiş, son yıllarda sayıları artan bazı siyahi öğrencilerle yakın temasta olan devletteki unsurlar.
Kirli sularını, atıklarını denize döken işletmeler.
Kanunu vicdanına göre değil de kişiye göre youmlayan hukukçular.
Say say bitmez.
O kadar çok konunun faili var ki ülkemizde, meçhulmüş gibi görünen.
Bilinip de bilinmeyen, tespit edilmek istenmeyen!
Sadece siyasi ve ideolojik olmadıkları için gündem olmazlar, peşlerinden koşulmaz.
Oysa ki, meşru olmayan her fiilin, faili de meççhul olmamalıdır!
Çünkü, bir toplumu, bir ülkeyi siyaseten faili meçhul olma noktasına götüren kaldırım taşlarıdır her biri bu faillerin.
Ve en son bir kurban seçilir.
Onun failinin arkasına takılır herkes.
Diğer failler ise hep meçhul kalmaya devam eder…
İletişim: 0542-8529899