Anayasa devlete, sağlık ve eğitim hizmetini koşulsuz olarak halka sunma görevi vermiştir. Ancak bu görevlerin bertaraf edilmesi nedeniyle halk bu hizmetleri parasal ödemeler yaparak karşılamak zorunda kalmaktadır. Özelikle hastanelerde bağış adı altında kesilen makbuzlar karşılığında verilen sağlık hizmetlerinin sosyal adalet ilkeleriyle bağdaşır yanı bulunmamaktadır.
Bu devleti kuran halktır ve bunu Anayasa ile gerçekleştirmiştir. Halk bu Anayasa ile devlete çeşitli ödevler yüklemiş ve ayrıca sosyal adalet gereği halkına karşı bazı yükümlülükler getirmiştir.
Hükümetler devleti idare eden kurumlar olup Anayasa’daki kurallara uygun hareket etmek zorundadırlar. Anayasa’nın her ihlali, aslında devleti de hiçe sayan, itibarsızlaştırmasına yol açan bozuk bir idari davranış halidir.
Anayasamıza göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir. Görüleceği üzere ülkemizin temel yapısını oluşturan en önemli unsurlardan biri de sosyal adalet (Sosyal Devlet) unsurudur. Sosyal adalet, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği sağlamakla yükümlü kılan, ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, çalışanların insanca yaşamasını sağlayan, fertlerin ekonomik yıkımını önleyici tedbirler alan bir devlet anlayışını öngörmektedir.
Ancak hükümetin son zamanlardaki icraatlarının ve bu amaçla çıkarılan yasaların halkın aleyhine yani fertlerin zararına sonuçlar doğurduğu görülmektedir.
Sosyal devletin ana görevi halktan topladığı vergilere karşılık özellikle sağlık, eğitim ve adalet hizmetlerini koşulsuz olarak yerine getirmesidir.
Anayasa’nın 45. maddesi de açıkça devleti, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesi ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ödevli kılmıştır.
Devlet bu ödevini tahsil ettiği vergilerin bir bocu olarak halkına sağlamak zorundadır. Hem vergi alıp hem de ayrıca ücret alarak hizmet vermekle devlet, ticari kazanç amacı güden bir şirkete bürünmüş olmaktadır.
Bu uygulama başlı başına sosyal adaletsizlik olup devletin ayni hizmet için halkına iki kez ödetme yaptırtmasından başka bir şey değildir.
Bu durumda devlete ödenen vergilerin herhangi bir anlamı kalmamaktadır.
Barış Mamalı
(LEFKOŞA BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI)