Tarih 31 Temmuz 2019. Henüz Covid-19 Pandemisi ile tanışmadığmız dönemler.

Bir yazı kaleme almıştım. Başlığı: ‘’KKTC Tarihi’nin En Büyük Genetik Skandalı’’ idi.

(https://www.kibristime.com/kktc-tarihinin-en-buyuk-genetik-skandali-makale,6134.html)

O yazıda bazı kaygılarımı dile getirmiştim.

Araya pandemi girdi. Maske-mesafe-hijyen derken, şimdi bir de aşılar gündeme geldi.

Hangi aşılar daha etkili, hangi aşılar daha güvenli araştırır olduk.

Aşılarla birlikte ‘’gen’’ kavramını da sosyal hayatımıza soktuk.

….

Öncelikle bazı hatırlatıcı bilgileri, kaynağından vereyim:

Kıbrıs Kadın Sağlığı ve Araştırma İnisiyatifi ülkemizde bir çalışma yürütüyor.(https://kisaainsiyatifi.com/)

Projenin hedeflerinden bir tanesi kendi ifadeleri ile: ‘’ Kesitsel bir tarama çalışması ile 18-55 yaş arası tüm kadınları temsil eden, hedef nüfusun %10’undan oluşan, bir örneklemden sistematik bir şekilde sağlık profilleri ile ilgili bilgi toplanmaktadır.’’

Projenin sonuç hedeflerinden bir tanesi de, kendi ifadeleri ile: ‘’Proje, Akdeniz yaşam tarzı ve Doğu Akdeniz’de yaşayan halkların taşıdığı genetik mutasyonların bu hastalıklar üzerindeki etkilerini araştırmak için iyi bir zemin oluşturacaktır.’’

Projenin Baş Araştırmacısı Dr. Nilüfer Rahmioğlu Ramiz. Oxford Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı.

Proje elçileri arasında, yine Oxford Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı, Milletvekili Jale Refik Rogers var.

Projenin temeli anket üzerine kurulmuş.

İsteğe bağlı olarak katılımcı kadınlara ücretsiz jinekolojik muayene ve ultrasonografi de yapılıyor.

Yine isteğe bağlı olarak tükürük örnekleri alınıyor.

İşte burada bazı sorular akla takılıyor.

Genetik çalışma için tükürük örnekleri alınıyor.

Genetik test sonuçları, örnekleri verenlere geri bildirilmiyor, araştırma amacıyla kullanılıyor.

Genetik çalışma için toplanan tükürük örnekleri, önce Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde toplanıyor. Sonra Oxford Üniversitesi’ne gönderiliyor.

Bu örneklerin Oxford Üniversitesi için çok değerli olduğu açıkça ifade edilmiş üstelik.

Oxford’a giden bu örneklerinin, bir Araştırma Doku Bankası’na aktarılabileceği, gelecekteki diğer çalışmalarda da kullanılabileceği açıkça yazılıyor.

Şimdi de günümüze dönelim:

Sazeteci Sayın Cenk Mutluyakalı, üç gün önce,  ‘’İşte Güney’in Aşı Planı’’ başlığı ile bir makale yayımladı (https://www.yeniduzen.com/iste-guneyin-asi-plani-135501h.htm). Orada, Güney Kıbrıs’in sipariş ettiği aşı tablosu dikkatimi çekti.

Bu tabloya göre, Güney Kıbrıs’ın en çok sipariş ettiği aşı, Oxford Üniversitesi-AstraZeneca Firması’nın birlikte ürettiği ‘’viral vektörlü mRNA aşısı’’ idi.

Ancak, araştırdığım kadarıyla, FDA şu ana kadar sadece Moderna ve Pfizer-BioNTech’in aşılarına onay verdi.

Avrupa Komisyonu ve EMA da sadece Pfizer-BioNTech’in aşısına kullanım onayı verdi.

Güney Kıbrıs’ın en yüksek miktarda sipariş ettiği Oxford-AstraZeneca aşsına ise henüz bu kurumlar tarafından onaylanmamıştı.

Sadece İngiltere, Oxford-AstraZeneca’nın aşısına 30 Aralık’ta ‘’acil kullanım onayı’’ vermişti. Yani, Güney Kıbrıs, bu aşıları İngiltere’nin acil kullanım onayından bile daha önce sipariş ettiği anlaşılıyor.

….

Bir bilimsel araştırma vesilesi ile, Oxford Üniversitesi’ne KKTC halkının genleri gönderiliyor, DNA analizleri yapılıyor. Bu DNA analizlerinin her türlü araştırmada kullanım yetkisi Oxford’a devrediliyor. Sonuçları da bize bildirilmiyor.

Oxford-AstraZeneca firması, birlikte yeni nesil bir gen aşısı geliştiriyor.

Henüz hiçbir onay alınmamış iken, Güney Kıbrıs en çok bu aşılardan sipariş veriyor.

Bziler de Güney’den bu ve buna benzer aşıları bekliyoruz. Türkiye’den gönderilecek aşıları sorgularken, bu aşılara ‘’balıklama atlıyoruz, atlatılıyoruz’’ sanki.

….

Önümüzdeki yıllar için, Koronavirüs’ün yeni mutasyonlarından ve olası başka yıkıcı pandemilerden söz ediliyor.

Gen teknolojileri sadece aşı için değil, birçok hastalığın tedavisi için de ön plana çıkıyor.

Böyle bir geçiş döneminde, KKTC Halkı’nın da GEN GÜVENLİĞİ gözlerden mi kaçıyor?

Yoksa tüm bunların hepsi bir ‘’tatlı tesafüf’’ten mi ibaret?

Başta Sayın Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere, hükümet, Cumhuriyet Meclisi ve milletvekilleri bu konuda neler düşünüyor?

İletişim: 0542-8529899