BioViva adında bir biyoteknoloji şirketi.
Kurucu CEO’su Elizabeth Parrish tarafından 2015 yılının başlarında hayata geçirildi.
Genetik tedaviler üzerinde çalışmaları olan bu şirketin öncelikli hedeflerinden bir tanesi de gen tedavisi (telomer tedavisi) ile insan ömrünü uzatmak.
Telomer tedavisini kendi üzerinde de denediğini açıklayan Parrish Şubat 2016’daki bir konuşmasında: “I 100 percent believe that it will work, or else I wouldn’t have done it.” ‘’ Yüzde yüz işe yarayacağına inanıyorum, yoksa bunu yapmazdım.’’ demişti.
BioViva bu konuda tek girişim değil.
Bu tür girişimler aslında aralarında işbirliği anlaşmaları da imzalıyor.
Örneğin insan ömrünü uzatmak amacına yönelik çalışmaları olan Human Longevity Inc. (Health Nucleus), Nisan 2016’da AstraZeneca Firması(Covid-19 aşısı sayesinde hepimiz tanıdık) ile 10 yıllık bir ortaklık anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre, her iki firma yaşlanma karşıtı genleri ile ilgili ipuçlarını değerlendirmek üzere 500 bin kişinin DNA’larının analizi hedeflendi (https://www.geekwire.com/2016/bioviva-liz-parrish-reports-progress-controversial-gene-quest-reverse-aging/). Süreç devam ediyor.
Bundan tam bir yıl önce, Meksika’da 6 demans hastasına deneysel gen tedavisi yapıldı.
Bu tedavinin yönetici büyük ortağı BioViva idi. Tedavi için Meksika’nın seçilmesinin nedeni, tedavinin henüz onaylanmamış bir tedavi olmasıydı (https://newsbinding.com/health/six-dementia-patients-got-an-unapproved-gene-therapy-ceo-says-stat/).
BioViva’yı, Libella Gene Therapeutics adlı şirket takip etti ve telomeraz tedavisini insanlarda uygulamaya başladı (https://www.fightaging.org/archives/2019/11/libella-gene-therapeutics-to-run-a-patient-paid-trial-of-telomerase-gene-therapy/).
Her iki firmanın da ortak amacı, bu tedavinin yasal zemine oturtulması ve sağlık turizmine dönüştürülmesi. Yani, insan ömrünün uzatılması konusunun sağlık turizmine dönüştürülmesi!
Tarih Şubat 2020.
Bill Gates katıldığı bilimsel bir toplantıda diyor ki:
“We have an opportunity with the advance of tools like artificial intelligence and gene-based editing technologies to build this new generation of health solutions so that they are available to everyone on the planet. And I’m very excited about this.”
Yapay zeka ve gen temelli değişiklikler tedaviler gibi ileri araçlar sayesinde, gezegenimizdeki herkes için uygun olacak, yeni nesil sağlık çözümleri geliştirmek adına elimizde bir fırsatımız var. Bu konuda çok heyecanlıyım.’’
(https://infotech.report/news/bill-gates-ai-and-gene-therapy-have-the-power-to-save-lives/8656).
Nadir görülen genetic hastalıklardan tutun, diğer hastalıklara ve özellikle de Alzheimer gibi demanslarda gen tedavisi son zamanlarda gittikçe daha sık dillendirilmeye başlandı.
Hatırlayınız, BioNTech kurucu CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin de aşı haberleri arasına Multiple Skleroz hastalığının gen aşısı ile teadvisinin hayvanlar üzerinde başarılı olduğunu açıklamıştı (https://www.ntv.com.tr/saglik/ugur-sahin-ve-ozlem-tureci-ms-hastaligina-karsi-asi-gelistirdiler,CpwM7cSB1ESitZpAft5AgA).
Peki bütün bunların pandemi ile ne ilgisi var?
Aslına bakılırsa, farklı yönlerden bağlantıları var.
Daha önceleri laboratuvar ortamına hapsolmuş, insanların pek de ilgilenmediği gen tedavilerini bu pandemi sayesinde daha çok konuşur olduk.
Aşıların gen teknolojileri ile nasıl hızlı ve etkili yapılabileceğini konuşur olduk.
Tüm dünyadaki Alzheimer hastalarının bilgilerinin son 3 yıldır Bill&Melinda Gates Vakfı’nın desteği ile özel bir yazılım sayesinde derlenip toparlandığı, büyük aşı ve ilaç firmalarının insanların DNA bilgilerini para karşılığı satın aldığını da göz önünde bulundurduğumuzda, görünen o ki insanlık tarihi bir dönüm noktasına sürükleniyor.
O dönüm noktasının adı ‘’gen tedavisi’’ ve ‘’genetik mühendislik uygulamaları’’ olacak.
Sadece sağlık alanında değil, tarım ve diğer gıda alanlarında da genetik mühendisliği uygulamalarının ayak seslerini de dinlediğimizde, insanlığın geleceğinin ‘’içindeki sarmaldan’’ şekilleneceğini görmek hiç de zor olmasa gerek.
Yaklaşık 20 yıl kadar önce tohumları ekilen, pandemi zemininde büyüyüp serpilen bu‘’gen akımlarını’’okuyamayan devletlerin gelecekte birer‘’genetik sömürge’’olmaları da kaçınılmazdır…
İletişim: 0542-8529899