Kırk beş yaşlarında gerçek bir emekçi.

Genç yaşlarda çalışma hayatına başlamış ve hiç durmamış.

Evini geçindirmek, çocuklarını okutmak için birden fazla işlerde gece gündüz çalışmış, çağıran herkesin işine koşmuş.

Yetmezmiş, aldığı bir tekne ile balıkçılık da yaparmış.

Özetle, sadece uykusunda işlemezmiş.

‘’Dağları devirirdim, ne oldu bana anlamadım.’’ derken gözleri doluydu.

Daha önce bildiği hiçbir hastalığı ya da ciddi bir şikayeti yokken, tam 16 ay önce yavaş yavaş bir sersemlik, dengesizlik, güçsüzlük, yorgunluk peydah olmuş üzerinde.

O günden beri de hayatı değişmiş!

Bir buçuk yıl içerisinde gittiği doktor sayısını unutmuş.

Türkiye’ye de gitmek istemiş ama pandemi nedeniyle gidememiş.

İlçe ilçe, doktor doktor dolaşırken, uzun zamandır tanıdığı bir doktoru önemli bir ameliyat önermiş.

Ona: ‘’Ameliyat olunca şikayetin geçecek.’’ denmiş.

Bıçağın altına yatmış, kalkmış, şikayetler aynen devam etmiş.

Elinde ameliyat raporu da yok üstelik!

Başka doktorlarda şansını denemek istemiş.

Hem devlete hem özele umut bağlamış.

Tetkik üzerine tetkikler yapılmış.

Hangi yere gittiyse o alanla ilgili tetkikler sıralanmış.

‘’İyileşmek için alttan girmelerine bile ses çıkarmadım.’’ diyerek trajikomik halini de anlatmaya çalıştı üstelik.

Çaresiz kendisini ameliyata yönlendiren doktoruna dönmüş.

Aynı doktor bu sefer başka bir ameliyat önermiş.

Gün bile verilmiş. (Acele etmemesini söylemek zorunda kaldım.)

İki tane basit kan tahlili istedim.

Kendisine verilmeyen tomografi, MR CD’lerini alıp gelmesini istedim.

(Zaten ülkemizde klasikleşmiştir. Hastalara çekilen tomografi, MR CD’leri genelde verilmez. Elindeki raporla derdini anlamaya çalışırsınız. Onca emek de heba olur gider! Bu sorunu bu güne kadar ‘’ben başhekimim’’ diyen biri de çözememiştir üstelik!)

Kan tahlillerini acil görmek istedim.

Utandı sıkıldı.

‘’Doktorum, 15 gün sonra getirsem olur mu?’’ diye sordu.

Devlette de yaptırabileceğini söyledim.

Zaten devlette çok tetkik yaptırdığı için sistemin yeni tetkiki kabul etmediğini söylemişler. Bir anlam veremedim.

Özelde yaptırmalarını, en fazla 300 TL civarı tutacağını söyledim.

‘’Kusura bakma doktorum. Onu bile veremem.’’ dedi.

‘’Ben artık çalışamıyorum, bize oğlum bakıyor artık.’’ dedi.

Oğlunu bir devlet dairesine girmeyi başarınca, evin yükü omuzlarına yüklenmiş.

Sıfırı nasıl tükettiği ortada.

Salığına kavuşabilmek için doktorlar ne derse yapmış.

İki arabasını satmış.

En son da teknesini satmış!

Ağladı ağlayacak…

Bitirdik.

Sonuçları bekliyoruz…

Ülkemizde bir tür kumar yok ki, her şey kumar!

Eğitim kumar, trafik kumar, sağlık kumar!

Şanslı olan kazanır!

Hastam da gücünü, işlerliğini, iki arabasını, ekmek teknesini,

‘’İyileşeceksin’’ dendikçe kaybetmiş!

‘’İyileşeceksin’’ dendikçe batmış!

İyileşeceksin dendikçe SAĞLIK KUMARINDA kaybetmiş varını yoğunu!

Ne sağlığına kavuşmuş ne de kaybettikleri geri gelmiş…

Tıpkı diğer sağlık kumarı mağdurları gibi,

Bu ülkede olan garibe olur!

İletişim: 0542-8529899