Herkesin derdi kendine.

Şimdilerde ve gelecekte ise ortak bir derdimiz var.

Koronavirüs.

Bu derdi geride bırakacak yeni dert de kapımıza dayandı üstelik.

Geçim derdi.

Başkalarının derdini ise anlamak zor.

’Memorial Hastanesi’nin KKTC’de işi ne?’’ diye sormuştum önceki yazılarımda.

Ne tatmin edici bir açıklama yaptılar ne de talep ettiğim açıklamayı aynen yayınlamak üzere bana ilettiler.

Aradan zaman geçti. Araya malum sorunlar girdi. Kaynadı gitti.

Geçenlerde, Özel Hastanelere COVID-19 düzenlemesi yapılması gerektiğini kaleme alıp paylaşmıştım.

Memorial’in KKTC temsilcisi Sn. Barbaros Özkaptan, paylaşımımın altına, geçtiğimiz gün yorumlar yapmaya başladı.

Yapabilir.

Ancak, giderek üslubunu değişti ve dilinin altındaki baklalardan birisini de çıkarıverdi.

Sizlerle paylaşıyorum:

Kendisi doktor değil. Ancak bazı tanıdıklarımdan aldığım bilgilere göre, ülkemizde zaman zaman kendisini doktor olarak da tanıttığı oluyormuş. Günahı boynuna.

Kendisini, yine bana telefonda ilettiği tanımı ile tanımlayalım: ‘’KKTC’de Memorial demek ben demek.’’

Peki bunu anladık.

Bu kişi, bana yaptığı yorumunda, ‘’6.000 doktorum var’’ diyor. Demek ki, sadece KKTC’de değil, Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinde de doktorlarla çalışıyor. Olabilir. Sağlık turizmi de yapıyor olabilir. Helal hoş olsun.

Ama önemli olan konular da gözlerden kaçmamalı, kaçırılmamalı!

‘’Doktorları’’ ile yaptığı bu çalışma, hangi prensipler temeline dayalı?

Zira, bakınız daha da ileri gidiyor ve ‘’ben sizin yöneticinizim’’ diyor.

Ülkemizde ‘’çalıştırdığı’’ doktorlar kim?

Ülkemizde ‘’yönettiği’’ bu doktorlar kim?

‘’Yöneticilik’’ derken, hangi doktorları, ne şekilde yönetiyor?

Memorial’in KKTC ofisi, geçmiş yıllarda, Bakanlar Kurulu Kararı ile ve özel izinle açılmıştı. Yer olarak da tam Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin karşısına konuşlanıvermişti!

Geçtiğimiz yıl da, dispanser izni alarak, Gönyeli merkezde, daha lüks ve geniş bir ofise ‘’dispanser izni’’ alarak taşındı.

Üstelik kadrosuna, part time bir kamu doktorunu da transfer de etti!

Çok fazla kişiden, bu kişinin siyasilerle ve bazı yönetici kademesindeki doktorlarla, uzun yıllardır ilişkileri olduğunu, özellikle devletin sağlıkla ilgili bazı kurumlarına çok çok rahat girip çıktığı bilgilerini alıp duruyorum. Zaten süreç de bunları ispatlar nitelikte. Bu da olabilir, bunu da geçelim…

Şimdi buradan önce Sayın Başbakan’a ve Sayın Sağlık Bakanı’na sesleniyorum: Araştırın bu kişiyi!

Sonra, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı’na sesleniyorum: Bu günlerde, canını dişlerine takarak işlerini yapmaya çalışan, sadece hastalıklarla değil, sistemsizlikle de boğuşan doktorları zan altında bırakıcı bu açıklamayı yapan şahısla ilgili gereğini derhal yapınız!

Sonra, içerinde doktorlar da olan bazı siyasilere sesleniyorum: Bu kişiyi bu sisteme sizler dahil ettiniz. Yarın, öbür gün kalkıp da, ‘’benim yönettiğim bilmem kaç siyasi, bilmem kaç bürokrat var’’ derse hiç şaşırmayın!

Şirazeden çıkarak adeta virüsle yarışan bu kişiye kayıtsız kalırsanız, bir gün sizleri de nefessiz bırakabileceğini de lütfen unutmayınız.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899