Herhangi bir kişi Koronavirüs ile karşılaştığında dört olasılık söz konusu.
Birinci olasılık, virüsle enfekte olsak da herhangi bir şikayet ya da belirti olmadan iyileşmesi. Yani asemptomatik olması.
İkinci olasılık, virüsle enfekte olduktan sonra halsizlik, boğaz ağrısı, ateş, öksürük, ishal gibi klasik viral enfeksiyon belirtileriyaşaması.
Bu durumda, kişinin kliniğine göre istirahat ve bünyeyi kuvvetlendirici önlemler veya bunlara ek olarak Covid-19’un tedavisine yönelik kabul görmüş ilaçlar başlanır.
Üçüncü olasılık, ateşin düşmemesi, solunum sıkıntısının baş göstermesi ya da kişinin olası diğer hastalıkları nedeniyle klinik durumunun bozulması.
Burada hastane ortamında yakın tedavi gerekir.
Dördüncü olasılık, kişinin klinik durumunun kötüleşerek, yoğun bakım şartlarında tedavisinin sürdürülmesi.
Dünyanın hemen bütün ülkelerinde, birinci ve ikinci olasılıklarda, kişilerin takipleri evlerinde yapılıyor, ya da hastanın yine klinik durumu veya ek sağlık sorunları göz önünde bulundurularak bu takipler ev yerine, pandemi merkezlerinde yapılıyor.
Bizde ise, birinci olasılıkta hemen karantina otelleri, karantina yurtları gibi mekanlar devreye sokuluyor. Burada evleri olan az bir kesim ise evlerine izolasyona gönderiliyor.
Yine bizde, ikinci olasılıkta ise, tam anlamıyla bir pandemi merkezimiz olmadığı için, hastalar doğrudan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi kampüsü içerisine yani aslında hastaneye yatırılıyor.
Üçüncü ve dördüncü olasılıklarda ise dünyada ve bizde aynı şekilde, pandemi hastaneleri devreye giriyor.
Değerli okurlar;
Karışık gibi görünse de, bizdeki temel sorun, her Covid-19 pozitif çıkan kişiyi apar topar, ambulanslarla alıp otellere, yurtlara tıkıveriyoruz. Üstelik oradaki olanakların kısmi yetersizlikleri nedeniyle, birbirlerine bulaşa ya da diğer hastalıkları nedeniyle zor durumda kalmalarına neden oluyoruz. Bunun en çarpıcı örneği de, ilaç bile bulamadıkları için eczanelerden gönüllülük esasına göre ilaç bağışında bulunulması!
Kliğini hafif vakaların ise doğrudan Nalbatoğlu Devlet Hastanesi’ndeki servislere yatırılması, gereksiz yere sistem yükünü artırıyor!
Çünkü pandemi merkezimiz yok! Pandemi hastanesini kastetmiyorum, pandemi merkezimiz yok!
Pandemi hastanesi denilirken, yoğunbakım, gerekli branşlar tarafından yakın takip, tüm tetkik olanakları gibi tam teşekküllü hastaneler anlaşılmalı.
Pandemi merkezi denilirken ise, bildiğiniz revir tedavisi anlaşılmalı. İşte bu yüzdendir ki, birçok ülke, spor salonlarını, fuar alanlarını, alışveriş merkezlerini, boş alanlarını pandemi merkezine çevirdi.
Dikkat edelim, pandemi hastanesine değil, pandemi merkezine!
Bizler ise, pandemi merkezini es geçtik!
Tüm halkımızın ihtiyacı olan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ni hem pandemi hastanesi hem de pandemi merkezi ilan ettik!
Evlerinden takip edilebilecek pozitif vakaları ise, devletten torpilli yurtlarına, otellerine istifledik.
Ve bu sistem kısa sürede çöktü!
Hangi sistem olursa olsun, evde takip mekanizması kurulmadan, belki de bir yıldan fazla sürecek pandemi ile mücadele etmek imkansızdır! İlla ki sisteme aşırı yüklenilir, illa ki sistem çöker!
Dolayısıyla, sağlığın profesyonelleri, gözden kaçan ya da uygulanamayacağı söylenen iki konuya yeniden odaklanmalıdır.
Biri evde izolasyon ve takip konusu, diğeri de gerçek anlamda pandemi merkezi.
Bu iki alt unsur olmadan, bu triaj sistemi kurulmadan daha çok hasta isyan eder, daha çok doktor istifanın eşiğine gelir.
Bu kaos böyle devam ettiği sürece, Türkiye’den gereksiz yere daha çok ambulans uçak gelir, daha çok doktor, istifa kozunu devletin gözüne gözüne sokmaya da devam eder….
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899