Alnında “siyasi ihanet”in kapkara damgası bulunan Hasan Sertoğlu, Kıbrıs Türk halkının tepkisi ve baskısı sonucu LTB Başkan adaylığından çekilmek zorunda kalmasından sonra coştu…
Önce büyük iddialarla “KOP süreci”nde elde ettiği zafer konusunda açıklamalarda bulunacağını ifade ederek, okkayla para verdiği Fransız danışmanı ile bir basın toplantısı düzenledi…
Herkes geçen 7 ayda KOP’la yaptığı görüşmelerde KOP’a üyelik karşılığı elde ettiği(!) avantajları açıklamasını beklerken, dağ fare doğurdu…Onca iddialı atıp-tutmadan sonra tek söylediği şuydu:
- “Süreç yıl sonuna kadar sürecek, ama daha fazla oyalanmayı kabul etmeyecek, olumlu bir sonuç elde etmezse kamuoyuna sürecin bittiğini söyleyecek, görüşmelerin sonu belirsiz şekilde devamına izin vermeyecek”
Bu, onca meydan okumadan sonra, KTFF’yi KOP çatısı altına sokacak imzayı atmasından bu yana geçen 7 ayda somut hiçbirşey elde etmediğidir…Rum’un son AP seçimlerinde de kendisinin şartlarına biat edenlere karşı sergilediği ırkçılığını ve bağnazlığını bilen biri olarak yıl sonuna kadar da EŞİTLİK ve MÜTEKABİLİYET temelinde bir şey elde edemeyeceğine kalıbımı basarım…
Bu bağlamda, bana gelen bir bilgiye göre, Hasan Sertoğlu’nun da Kıbrıs Türk Halkının ve KKTC Devletinin eşit-egemenliğini inkar ederek Rum yasalarına göre AP seçimlerinde oy kullanan 1890 kişi arasında olduğuna ve o küçük azınlık içinde yer almakla, Kıbrıs Türk Halkı ile KKTC’ye ne denli ters düştüğüne dikkat çekmek istiyorum…
Eğer bu bilgi doğruysa, bize defalarca Sertoğlu aleyhine sürdürdüğümüz kampanyaya son vermemizi telkin edenler ve bunu reddettiğimiz için bize tavır koyanlar bu duruma bakıp kime sahip çıktıklarını, kimin için ulusal güçleri dışlamaya kalktıklarını bir kez daha düşüneceklerdir…
SON UCUZ KAHRAMANLIK
Sertoğlu’nun yediği naneler bu kadarlar da sınırlı değil. Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada şöyle demiştir:
-“'Önümüzdeki sezon KTFF liglerinde mücadele edecek olan takımlar kadrolarında Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşını yabancı statüsünde olmadan bulundurabilecek.Süper Lig’e 1, Birinci Lig ve İkinci Lig’e 2’şer Rum futbolcu daha doğrusu Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartı sahibi futbolcu oynamasına izin veriliyor. Senegal, Mali, Gana ve diğer Afrika ülkesinden gelerek oynayan futbolcular gibi yabancı sayılmayacaklar diyor. Ve şunu da ekliyor :''En önemlisi Türkiye uyruklu futbolcuların yabancı statüsünde oynadığı bir ligde Rum futbolcuların yerli statüde yer almasına olanak sağlamak büyük bir cesaret işidir.''
Gördünüz mi ucuz kahramanı!
“Ben Türkiyeli sporcuları ‘yabancı’ ama Rumları da ‘yerli’ sayarım” diyor…
Öyle ya, kendisinin aldığı milyonlarca dolarlık müteahhitlik işlerinin parasını Rumlar veriyor, başkanı olduğu federasyonun ve tüm federasyonlar ile gençliğimizin kullandığı futbol sahalarının, spor tesislerinin yapım ve işletme parası ile dış temasların parasını da Rumlar ödüyor… Kulüplere-federasyonlara yapılan maddi katkıları, hatta çoğu memur olan o sporcuların maaşlarını, ikramiyelerini de Rumlar ödüyor…Son model arabalarını keyifle sürdükleri yolları, okudukları üniversiteleri, aldıkları bursları da Rumlar ödüyor…Saldırıları, katliamları bıraktım, bize ve sporcularımıza 51 yıldır her türlü insanlık dışı ambargoyu uygulayan da Rum değil Türkiye’dir(!!!), değil mi?
BU NANKÖRLÜKTÜR
O nedenle Rumlara KKTC’de her türlü hak tanınacak ve Türkiye’ye de “ sen yabancısın, burda ancak yabancı statüsünde bulunabilirsin!” denecek…
Ve bunu da büyük bir cesaret ve kahramanlık olarak takdim edecek kadar utanç duygusundan yoksun olacak, yüzünde manda derisi olacak, yüzün de kızarmayacak!!!
Senin yaptığın ucuz kahramanlık değil NANKÖRLÜKTÜR, hem de nankörlüğün, kendini bilmezliğin, utanmazlığın dik alasıdır…Türkün ekmeğini yeyip Rum’a hızmet etmektir..Ne ki, o Rum, daha önceki gün AP seçimlerinde oy kullanmak için giden sana ve “siyasal ihanet yolunda” seni destekleyen kendini bilmezlere anladığınız dilden bir kez daha gerçek yüzünü gösterdi
Hala daha anlamadıysan aklından şüphe ederim!
Sana herşeyini veren, KKTC üzerinde güvenlik şemsiyesi kuran ve evinde geceleri rahat uyumanı sağlayan Türkiye’ye dil uzatırken, Rum’u el üstünde tutmak iddia ettiğin gibi “ kahramanlık” değil, “ucuz kahramanlıktır”, NANKÖRLÜKTÜR…Alnındaki “siyasi ihanet” damgasına bir de NANKÖR damgasını ekledin, kimsenin sana bişey yapmayacağından emin olarak sen bunu şimdi “ kahramanlık” olarak niteleyebilirsin, ama çocuklarının yıllar sonra seninle “kahraman” diye gurur duymayacaklarından ve “nankör” damgasından utanç duyacaklarından emin olabilirsin!
Ben, bu konuda Spordan sorumlu Bakan olan Serdar Denktaş’a ve başta Büyükelçilik olmak üzere, Türkiye’yi KKTC’de temsil edenlere sormak istiyorum:
- Türkiye’ye bu şekilde dil uzatan ve Rumlara “yerli sporcu” statüsü tanırken TC’li sporcuları “yabancı” statüsünde tutmakla övünen, bunu “kahramanlık” sayan bu nankör, ucuz kahramana karşı hiç mi söyleyecek sözünüz yok?
YAPILMASI GEREKEN
Yapılması gereken derhal TC’li sporcuları de “yabancı” statüsünden çıkararak bu ayıbı silmek ve bu türden nankörlerin ağzını kapatmaktır.
Bu bağlamda sergilediği “siyasi ihanete” rağmen, KOP’tan hiçbirşey elde edemeyen bu nankörün çok büyük bir şey elde etmiş gibi duyurduğu Rum sporcuların KKTC futbol takımlarında oynamasına karşı olmadığımı da belirteyim.
Eğer Rum sporcular KKTC sınır kapısından, bayraklarımız altından pasaportunu göstererek KKTC’ye geçecekse, KKTC bayraklarının dalgalandığı ve Türkiye’nin yaptırdığı sahalarımızda, KKTC yasalarına göre faaliyet gösteren kulüplerimizde top oynayacaksa, buradaki tüm davranışlarında KKTC yasaları ile muhatap olacaksa, gelsinler oynasınlar…Ne ki KOP, buna asla izin vermeyeceği gibi, bunu yapacak Rum gencinin çıkacağını da sanmıyorum…
Yanılmayı çok isterim…Yanılırsam da bundan bozulmam, KKTC’yi kabul etmeleri nedeniyle mutlu olurum…
Benim üstünde durduğum TC’li sporculara da Rum sporculara tanınan “yerli” statüsünün tanınması ve bu nankörlerin ağzının kapatılarak “ucuz kahramanlık” sergilemelerine fırsat verilmemesidir…