Covid_19'un dünyada ilk başladığı zamanlar herkes hergün nerde, kaç kişi bu hastalığa yakalandı diye merakla televizyon haberleri veya sosyal medyadan takip ederdi. Ülkemizde bir Alman turistin hasta olup hastaneye başvurmasıyla ilk Covid_19 vakası görülmüştü. Bu şekilde tesbit edilmesi bizim için bir şanstı çünkü Alman turist ülkesine döndüğü zaman hastalık belirtileri başlasaydı bizim böyle bir vakadan haberimiz olmayacak ve bulaş hat safhalarda olacaktı. Covid_19un tesbit edilmesinden hemen sonra turistlerin kaldığı otel ve çalışanlar garantinaya alınmış, okullar, resmi daireler, restaurantlar, pastahaneler, iş yerleri kapanmış bir tek eczaneler, bankalar ve marketler açık kalmıştı. Sokağa çıkma yasağı ve daha sonrasında da belli bir saatten sonra sokağa çıkma yasağı kondu. Halk olarak da tüm bu kurallara uyduğumuz için bulaş çok az olmuş ve başarılı bir şekilde bu süreci atlatmıştık. Sağlık herşeyden önemli fakat özel sektörü ve ekonomimizi de düşünmek zorunda olduğumuz için ülkemizde sıfır vaka Covid_19 sonuçlarından sonra özel sektör kademeli olarak açıldı daha sonrasında da kapalı olan sınır kapılarımızı açıp belli kurallar, yasalar çerçevesinde ülkemize giriş çıkışlar havadan ,karadan ve denizden olmak üzere başladı. Doğal olarak bunun sonucunda Covid_19 ülkemizde, önce gelenlerde sonrasında da temaslılarda görülmeye başladı. Bunu önlemek aslında hepimizin elinde. Herkesin uyması gereken sosyal mesafe, maske ve ellerimizi sık sık yıkamak. Bu kurallara uyduğumuz zaman Covid_19 un bize bulaşması önlenir. Aynı şekilde yurt dışından gelen kişilerin de Covid_19 test sonuçları çıkana kadar kendilerini izole etmeleri gerekir. Test sonucu ne kadar negatif çıksa da en az bir hafta on gün mümkün olduğunca kalabalık ortamlara, yaşlılarımızın yanına çok yaklaşmamaları ve maskesiz dışarı çıkmamaları sevdiklerini koruma açısından çok önemlidir. Unutmayın kendimizi ve sevdiklerimizi korumak kendi elimizdedir. Bu salgının ülkemizde görüldüğü ilk güne gider ve pandemi süresiyle, pandemi hemen sonrasını hatırlarsak o zamanlar ne kadar tedbirli olduğumuzu hatırlarız ki o zamanlar ülkemizde sıfır vaka vardı. Şimdi de o günlerdeki gibi tedbirli olma zamanı. Görüşüp, konuştuğumuz kisilerin kimlerle temas ettiğini bilemeyiz. Tüm dünyayı saran ikinci dalgayı da ilk dalgayı atlattığımız gibi başarılı bir şekilde atlatmak için konan tedbir kurallarına uymak gerekir. Tedbirler sanıldığı kadar zor değildir. Zor olan virüs bulaşmış bir insanın ciğerlerindeki nefesin yavaş yavaş onu hayattan koparmasıdır. Sağlıklı ve mutlu bir hayat için sosyal mesafe, maske ve ellerimizi sık sık yıkamak yeni yaşam tarzımız olmalıdır. İkaz etmek her bireyin sosyal bir görevidir. Bu görev hepimizindir.