Taşlamalar
 
Çok Bilinmeyenli denklem
 
KKTC  diyorlar ama rotası var mı diye sormuyorlar
Parası, idaresi, rotası bizdeymış gibi geriniyorlar

Dikkat geçin hizaya tırnak kontrolü yapılacak deniyor
Alayı birden tekmil verip ceket iliklerken selam duruyor

Bu duruma tepem attıyor ağzım bozulacak şimdi.
Otur Arap kalk Arap kılığına soktular var mı ötesi
 
Söylenenleri dinlerim, döner okurum bilmece gibi
Esamesi okunmuyor bizim Yavrunun sanki Acem kölesi

Yağlama türü KKTC’de maksıldır inanın çoktur hastası
Hala anlamadım bu ülkedeki yağlamanın nedir kıstası?

Atalay  geliyor İlahiyat Fakültesi açılışında basacak kalayı
Hizada bekleyenler fırçayı yerken yere sokacak kafayı
 
Yalama olan koltuğun sustası bir gün  pat diye kırılacak
Bir bakmışız yağdanlıklar ah ne yaptım diye hayıflanacak
 
Mevlana’nın Semai’leri gibi habire durmadan dönüyorlar
Yağlayıp, grasolarlarken ‘Şükran’ diye boyun büküyorlar
 
Ciğercinin Kedisi camdan ciğere baktıkça Miyav diyor
Aslanım diyenler kedi gibi önüne gelenden azarı işitiyor,

Her ağaç toprağa kök salıyor ama, meyveler çeşit çeşit
Neden yağdanlıklar makbul oluyor da olunmuyor eşit
 
Boşverin tavuk da, penguen gibi, uçamıyor havada.
Ama biri yüzerken kutupta, öteki eşeleniyor b.. da...

Aklım karıştı inanın daha bir sürü soru, tırmalıyor beynimi.
Niye yağdanlıklar makbul çözemedim bu bilinmeyenli denklemi




Sahibine Mesajlar
Sayın Özkan Yorgancığlu TOMA’ya ‘Hayır’ pakete ‘Evet’ demeniz acı acı gülüşmelere neden oldu. Sibel hanım gibi saman altından suyu yürüterek protokol ile ilgili mektubu kaş ile göz arasında sayın Erdoğan’a göndermişsiniz. Eee böylelikle Başbakanlık koltuğunu biraz daha sağlama almışsınız. Malum birileri gibi herşeye evet deyip okumadan imzaladığın belgeler ve hazırladığı protokle sorgusuz sualsiz imza atmakla Sayın Erdoğan’ın katında ‘MABUL’ olursun. Ama onlar katında makbül olurken, halk katında aman ‘MAKTÜL’ olmayınız.
Sayın Asım Akansoy, partilerin Başkanlardan sonra ikinci adamları Genel Sekreterlerdir. Alınan tüm kararlardan sanırım onların da haberleri olur. Eeee bu çok bilinmeyenli denklem diyerek gülmeyiniz. Sahi ama bu protokol ile ilgili mektup gönderme meselesinde senin cidden haberin yokmuydu? Yani şeffaf dedikleri anda çalımı sende mi yedin? Asım’ım, sanırım birileri seni daha tanımadı. Senin gibi çalışkan ve verimli, ağzında bal olan arının, kuyruğunda da iğnesi olduğu unutulmamalı. Ne dersin?.
Sayın Zorlu Töre, Maraş’ı isteyen Ruma ve ona arka çıkan İngilize iyi gönderme yaptın. İngiliz. Ağrotur üssünü Rum’a, Dikelya üssünü de KKTC’ye versince bu iş de muhteşem olur diyorsun. Tabi gönderdiğin mesajdan sonra İngiliz Sayın Töre, avcunu yalasın da bir yerleri şişmesin diyor. Birde Milli dava devam ediyor daha bitmedi diyorsun. Doğrudur. Milli denilen dava tren yolu gibi uzayıp giderken kimilerine koltuk kimlierinin cebine ‘LİLLİ’ yağdırıyor. Eh hade Milli dava şerefine içelim. Ne dersin?
Sayın Mehmet Çakıcı parti içinde fazla demokrat davrandım. Keşke bu kadar demokrat davranmayıp daha diktatörce davransaydım diyorsun. Diyorsun da Barış Mamalı’nın kelle bumburo gitti. Dr. Suphi Hüdaoğlu kılıçtan nasbini almamak için ben yokum dedi. Tahsin Mertekçi’nin ne kelle ne ayak nede kolları kaldı. Ya birde ‘Diktatör ‘ olsaydın partide adam mı kalmayacaktı? Sahi birde kendine baksan ve yaptığın hatalar nedeni ile ‘Sorry be Annemi’ ne zaman söyleyeceksin.
Sayın Hüseyin Yeşildağlı, Müdürlüğünüzün kontrolü altında olan Karşıyaka bölgesindeki KASK’ı basan bazı utanmazlar kırılmadık ne çanak ne tabak nede bardak bırakmış. Mariya kasırgası gibi bir taraftan girip diğer taraftan çıkarken her yeri darmadağın etmişler. Olay yaşanırken, Polis Karakolu aranmış. Polis çok hızlı hareket ederek anında olay yerine gelmiş diyorlar. Saat 3.43 de bildirilen olaya saat 8.00’de müdahale eden Polis hızır gibi yetişip nerdeyse suçluların ensesine binecekmiş diyorlar. Aradaki 4 saatlik zaman farkını boş verin. O kadarcık kusur kadı kızında da bulunur değilmi?.
Sayın Ozan Ceyhun, eski ‘Kanka’larına bu yapılırmı? Ayni masada yemek yediğin. Nerdeyse ayni bardaktan su içtiğin ‘Yoldaşlarını’ Brütüs gibi arkadan vurmak erkekliğin şanındanmı? Türkiye’den gelip KKTC’de araba kullanan birisi gibi önce sol şeritte giderken birden şağ şeride geçip kulvar değiştiren birisinin kaza yaptırdığı gibi yoldaşlarına kaza yaptırtmak olurmu? Hele hele saman altından yürütülen su gibi kimsenin bilmediği bir protokle imza konmasını deşifre ederek pişmiş aşa su katılırmı? Yazık Fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi diyecektim ama yahni olarak pişen fasulye, su katılınca fasulye çorbası oldu.    
Sayın Bengü Şonya, internet sitesinde yanında buzdolabı ile yayınlanan resmini görünce  Demokrat Partinin eskiyen şeylerini dondurup buzdolabına koyacağını sandım. Ancak senin yanındaki buzdolabı demode olduğu için senin gibi derin dondurucunun yanında lafı bile olmaz. Ah Sayın Şonya, İstikbalin inan göklerdeydi, Ancak ozon tabakası delinince burun üstü düşmen ne istikbal nede derin dondurucu bıraktı. Derin dondurucunun parçaları tuz buz olunca çöplüğe bırakılıvermiş.
Sayın Kadri Fellahoğlu İki maaş gerilik ödenmedi. Sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı ödemelerini yeni başkan da yapamadı Verilen söz yerine getirilmeyince grev ve eylem yapılacak gailesi arasında birde bu Cote de-Azur saldırısı olunca insanın siniri tepesinden aşıyor.  Bu Rum’u inanın anlamak zor zenaat. Yahu çalışanına her ay düzgün olarak geçmişte ödenmeyen maaşlarını ödemeye başlayan başkanı yemek için saldıranlar dururken, senin yandan kaynak yapmak neyine be adam. Biz o işi kendi aramızda gusbo, kürek ile halletmeye çalışırken, senin pişmiş aşa su katman yakışık aldımı  a geri zekalım.
Sayın Armağan Candan bizim Ayşe Menekşeli ile yaptığın programda bir saat hiç susmadan konuştun. Barış dedin. Work shop dedin.  Sağcı dedin Solcu da dedin. Federal çözümden de bahsettin. . Malta bile dedin. Kısacası dedin oğlu dedin.  Ama demagojiden öteye geçemedin. İnan bende hiç üşenmeden. Yorulup usanmadan tüm söylediklerini bir bir topladım. Daha sonra faydalanmak için hepsini bir yerde biriktirmek istedim. Ama inan hepsi bir incir çekirdeğini doldurmadı. Acaba diyorum incir çekirdeğinden daha küçük çekirdeği olan bir meyve varmı? Çünkü o incir çekirdeği içerisinde çok boş yer kaldı da.
Sayın Osman Işısal, sayın başkan sen dur durak nedir bilmiyormusun? Hizmet verdiğin bölgede Spor Tesisleri, futbol sahaları,yaparak spora katkı verirken bukez kültür alanına el atman bazı belediye başkanlarını kıskandırıyor.  Değirmenlik Belediyesinin gerçekleştirdiği Halk Dansları Şöleninin geçtiğimiz günlerde Değirmenlik Belediyesi Düğün Parkı’nda gerçekleştiğini öğrendik. Bir gönülde bir çiçek olacağıma birçok gönülde buket olmayı istiyorum diyormuşsun. Uykuda olan bazı başkanlara kötü örnek oluyorsun. Bırak adamlar mışıl mışıl uyusunlar be başkan.
Sayın Yakup Latifoğlu, Hür-İş Sendikasının Başkanı olarak, hükümette göndermede bulunarak, asgari ücret değişmeli. Bu asgari ücret sürünme ücretidir diyorsun. Doğru söze birşey diyemem ancak sana yalnız ‘Hoşgeldin’ be başkan demek istiyorum. Güneş’in ışıl ışıl olduğu devirde ‘Turuncu’yu görünce ‘Oh be annem’ derken, Güneş batıp ışıltı bitince ‘Yaktın bizi be annem’ Sömürüyorsun bizi be Annem’ gününü sana göstereceğiz be annem demen siyasi etiğe hiç uymadı diyorlar.Bak başkan dikkat et acemi desinler.. korkak desinler..Ama dikkat et sana rahmetli demesinler. Ne dersin?
 
 
Günün Sözü
Bak dostum!.
Körden değil, nankörden,
Yüzsüzden değil
İki yüzlüden,
Tipi bozuktan değil
Sütü bozuktan
‘KORKACAKSIN’


 
Fıkra
Genç kadın iş bulmak için hiçbir çaba harcamayan kocasına çok kızıyordu.
Ama kocasının umurunda bile değildi.
Kadın bir gün nihayet
-“Daha fazla dayanamayacağım... Utanç içindeyim!..” diyerek patladı, “...
-kiramızı babam, mutfak masraflarımızı annem karşılıyor.
Bizi kızkardeşim giydiriyor, arabamızın masraflarını da halam karşılıyor.”
Adam yattığı yerden karısına
-“Bence de utanmakta haklısın hayatım” dedi,
-“İki erkek kardeşinden yıllardır hiçbir şey göremedik!..