Geçtiğimiz Cuma günü, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ersin Tatar, Kıbrıs Manşet’in konuğu idi.
Keyifli bir sohbet oldu. Samimi idi.
Ülkenin en büyük partisinin Cumhurbaşkanı adayı olmasının hem rahatlığını hem de sorumluluğunu yaşadığı her halinden anlaşılıyordu.
Partisinin kendi adaylığı etrafında kenetlendiğinin altını çizerken, sahada en aktif olan aday olduğunu da vurguluyordu.
KKTC-Türkiye ilişkileri konusunda çok hassastı.
Türkiye’siz bir KKTC’nin olamayacağını ısrarla vurguladı.
Maraş açılımından tutun, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervleri konusuna, Kıbrıs sorununun çözülmesinden tutun da, ülkenin kendi ayakları üzerinde durabilmesine kadar her konunun Türkiye’ye ile birlikte hareket edildiği sürece Kıbrıs Türk Toplumu’nun menfaatlerinin korunacağına dair inancı tartışılmazdı.
Bu konuyu, Türkiye’ye ‘’bağımlılık’’ mı yoksa ‘’bağlılık’’ mı diye sorduğumda ise, Kıbrıs’ın tarihsel sürecini de hatırlatarak, ‘’birliktelik’’ olarak özetliyordu.
Kendine has üslubu ile, yer yer miting havasında geçen söyleşide, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece bir müzakerecilikten ibaret olmadığını, ülkenin iç meselelerine de önem veren bir Cumhurbaşkanı olacağını ifade ediyordu.
Cumhurbaşkanı olması durumunda, iç meselelerle ilgili olarak, üzerinde duracağı ilk üç konunun hangileri olduğunu sorduğumda;
İlk sıraya kamu reformunu koydu.
İkinci sırada ekonomi vardı ki burada, tefecilere kızgınlığı her halinden belli idi.
Üçüncü sırada ise sosyal sorumluluk projelerinin, kültür-sanat etkinliklerinin daha verimli hale getirilmesi konularını sıralayıverdi.
Tatmin edici ve heyecan uyandırıcı bir cevap olsa da, hali hazırda hükümetin başında olan bir idareciden, bir Başbakan’dan bunları şimdi de görmenin mümkün olabileceğini düşünmedim de değil…
Sayın Tatar, yurt dışında ve yurt içerisinde koşuşturmalarına devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, partisinin önde gelenlerinin, tabanının ve halkın, kendisinin etrafında kenetlendiğinden bahsediyor.
Buna kendi bilgi birikimlerini ve tecrübelerini de eklediğinde, Cumhurbaşkanlığı makamını doldurabileceğine inanıyor.
Bu inançla da moralinden ve dinamizminden hiçbir şey kaybetmeden yolunda ilerlemeye devam ediyor…
Ve yorumum;
Sayın Tatar’a Cumhurbaşkanlığı adaylığı piyangodan mı çıktı yoksa kendilerine aday olmaları rica mı edildi, bunu süreçteki gelişmeler gösterecek.
Ülkenin en büyük partisinin Cumhurbaşkanı adayı olması hasebiyle oylar çantada keklik zannedilse de, tabanın ve toplumun nabzının dikkatli tutulması çok önemli.
İkinci tura kalması durumunda, kendi kaderini karşısındaki adayın belirleyebileceğini de mutlaka göz önünde bulundurmalı diye düşünüyorum.
Bu seçim farklı bir seçim.
Seçim günü yaklaştıkça, adayların yönelimleri daha da açığa çıkacak, söylemleri daha da sertleşecek gibi görünüyor.
Bir adayın söyleminin veya tavrının, diğer bir aday için avantaja dönüştürülebileceği bir seçim ortamı söz konusu.
KKTC sanki bir futbol sahası, adaylar da sanki stratejik birer oyuncu.
Her biri atak yapıyor, her biri gol arıyor.
Bakalım bu tozlu dumanlı sahada, Sayın Tatar yeni hamleler yapacak mı?
Kıran kırana geçecek bu maçın sonunda, altın golü atacak mı?
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899