Son iki haftadır sağlık hizmetlerinin devlet ayağı kasıtlı bir şekilde sekteye uğratılıyor.
Hakkını mahkemede araması gereken Tıp-İş, halkımızı sağlık üzerinden cezalandırarak, halkımızı hastalıkları ile baş başa bırakmak suretiyle sabır sınavına sokarak ve en nihayetinde de halkımızı devletin üzerinde baskı unsuru olarak kullanmak amacıyla ‘’bir garip davranış’’ sergilemeye devam ediyor.
Grevden vazgeçip adına eylem dediği bu bir garip süreçte, Tıp-İş’in nasıl bir organizasyon yaptığı ise anlaşılabilmiş değil.
Medya bile bu konuda ikiye bölünmüş durumda.
Tıp-İş kanadına yakın medya grubu, Tıp-İş’in davranışını haklı bulurken, temelde hiçbir sağlık hizmetini aksatmadıklarının da altını ısrarla çizerek desteklerini belirtiyorlar.
Konuya daha objektif bakan medya kesimi ise, pandemi sürecinde yapılan bu hak arayışının hiç de etik olmayıp mesleki değerlerle bağdaşmadığı, bir sorun varsa bunun bağımsız yargı üzerinden çözülmesi gerektiği görüşünde birleşiyorlar.
Kim ne derse desin, güneş balçıkla sıvanamıyor, Tıp-İş’in devlete bu başkaldırı süreci, bir garip davranışları da su yüzüne çıkarıyor.
Mesela, Tıp-İş üyelerinden bazıları ‘’eylem’’ maskesini takarak devletteki mesaisine uzun süre gitmez iken, özel hastanede sabahtan öğlene kadar mesaisinin başında olabiliyor.
Devlete bağımlı olması gereken kamu çalışanı, özele olan bağımlılığını hastalarının gözüne sokuyor adeta!
Kaldı ki, özel hastanelerde çalışma gerekçelerini devlet adına kısmi kamulaştırma olarak açıklayan Tıp-İş, zaten garanti olan maaşlarının yanına özelde kazanılacak sıcak para söz konusu olunca, eylemlerini bu özel hastanelere taşımama konusunda azami itina gösterebiliyor!
Devlet çalışmıyor ama özelleri devlet gibi işletiyorlar son tahlilde!
Halk nedense Tıp-İş’e karşı değil, devlete karşı dolduruşa getiriliyor son zamanlarda.
Ülkemizde sağlıkta farklı bir kaosa doğru gidiş için düğmeye basıldığı gerçeği söz konusu.
Bu kaosun zemini şu an içten içe Tıp-İş tarafından hazırlanıyor.
Asıl huzursuzluğu iki kap yemek ya da birkaç kadro kapma konusu değil!
Asıl huzursuzluğu, değişme arifesinde olan sağlık sistemindeki statüko tabanlı duruşunun zedelenme olasılığı.
Tıp-İş’in asıl huzursuzluğu, ufukta gördükleri yeni sağlık sistemi!
Er ya da geç olacak.
Sağlık sisteminin değişmesinin önünde engel olan Tıp-İş’e rağmen olacak!
Tıp-İş Grev de yapsa, eylem de yapsa, medyadan kendilerine yakın olanları alıp yaptıklarını haklı göstermeye çalışsa da olacak!
Devlete gitmeyip direksiyonunu özele kıvıran kesimin huzuru kaçtıkça kaçacak!
Huzur kaçtıkça bu huzursuzluk halkımıza da yansıtılmak istenecek.
Belki de devlet ve halk, sağlık üzerinden birbirine düşürülmeye çalışılacak…
İşte bu yüzden devlet dikkatli olmalı.
Tıp-İş’in bu garip davranışlarını tek tek kayıt altına almalı.
Kanun önünde herkes eşit ise söyleyecek başka söz kalmamalı.
İletişim: 0542-8529899