Ülkemize doktorluk yapabilmek için Sağlık Bakanlığı’na kayıtlı olma zorunluluğu yok.
Sağlık Bakanlığı, doktorlukla ilgili kayıt ve hukuki konuları Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB)’ne ve Kıbrıs Türk Tabipleri Odası (KTTO)’na devretmiş.
Sebebi bilinmiyor.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama bu.
Yasaları da olsa, hiçbir doktorun meslek icra etme haklarının, birer sivil toplum örgütü olan bu birliklerin iki dudağı arasında olmasının hukuki ve mantık yönü irdelenmeye muhtaçtır.
Ülkemizde birçok sağlık uygulamaları, sağlıkçı olmayanlar tarafından yapılıyor.
Yetkisiz sağlık uygulayıcıları ülkemizde cirit atıyor.
Yapılan şikayetler dağ gibi olsa da, bunların bazıları polis soruşturmasına takılıp öylece bekliyor.
Şikayetlerin çoğu ise Sağlık Bakanlığı ve KTTB arasında adeta ‘’arafta’’ kalıyor.
Doktorlar, KTTB’ye üyeliklerini devam ettirmek için aidat ödemek zorundalar.
Ödemeyenleri ise bekleyen son, meslekten men!
Yanlış okumadınız.
Aidatını ödemeyen bir doktor, ünvanı, mesleki becerisi, halk sağlığına katkıları, mesleki başarıları gibi durumlarına bakılmaksızın doğrudan meslekten men edilebiliyor! Sanki yüz kızartıcı suç işlemiş gibi davranılıyor!
Dahası, yönetim kurullarına muhalif olan doktorlar, habersiz bir şekilde disiplin soruşturmasına maruz kalabiliyor. Soruşturmanın sonucu meslekten geçici veya tamamen mene kadar gidebiliyor! Buna benzer girişimler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor üstelik!
Bu ülkede doktor olabilmenin yolu, KTTB’nin ve KTTO’nun rahle-i tedrisatından geçmeye, başkan ve yönetim kuruluna biat etmeye angaje ediliyor adeta!
Hukuki yönü tartışmalı birçok konu, havada asılı bir şekilde doktorların huzurlarını kaçırmaya devam ediyor.
Doktorların organizasyonu halkımızı ilgilendirmez denilebilir.
O zaman konuya bir de halkımız ve hastalarımız yönünden ele alalım.
Halkımızı asıl ilgilendiren konu, ihtiyaç duyulduğu anda doktora ulaşabilmek, güvenilir doktordan ve güvenilir sağlık merkezlerinden sağlık hizmetlerini alabilmektir.
Sağlık hizmetlerini alırken herhangi bir sağlık kazasına da kurban gitmemektir.
Sağlık hizmetleri ile ilgili hukuki konularda da hakkını arayabilmektir.
Doktor kayıtlarının ve doktorların sağlık uygulamaları sırasındaki yasal konumlarının Sağlık Bakanlığı’nın değil de KTTB’nin veKTTO’nun uhdesinde olması, yine kaosa neden oluyor.
Olası bir hasta hakkı ihlalinde, hasta veya yakınları nereye müracaat edeceklerini şaşırıyorlar.
Sağlık Bakanlığı’na yazılan soru, şikayet veya hak arama dilekçeleri KTTB’ye havale edilirken, KTTB veya KTTO’ya yapılan müracaatlar da ya Sağlık Bakanlığı’na havale ediliyor ya da basit birtakım cevaplarla geçiştiriliyor.
Hastaların veya yakınlarının bugüne kadar yaptıkları yüzlerce müracaatın akıbetinin güdük kalmasının nedeni tam da budur aslında.
KTTB veya KTTO’nun bu müracaatlara ne kadar tarafsız yaklaştığı ise ayrı bir tartışma konusu.
Değerli okurlar;
Sağlık Bakanlığı ülkemizin tüm doktorlarına asla hakim değil.
Dolayısıyla ülkemizin doktorlarını yönetme ve yönlendirme yetki ve becerisine de sahip değil.
Sırf yasasında var diye, yüzlerce doktorun yıllarca harcadığı emeğinin ve mesleki kaderinin KTTB’nin elinde olması hukukçular tarafından da sorgulanması, hatta Anayasa’ya da sorulması gereken bir konudur.
Hastaların, doktorlarla ilgili herhangi bir sorun olduğunda ise devletin değil de yine doktorların kapısını çalmaları ise ayrı bir yasal ve etik sorundur.
O zaman sorumuzu tekrar soralım:
Tüm doktorlar neden Sağlık Bakanlığı’na Bağlı değil?
Cevabını ise Sağlık Bakanlığı’ndan ve söz hakkı doğanlardan bekleyelim…
İletişim: 0542-8529899