Ülkenin Kaderini Belirleyen Bakan
Koronavirüs’ün bizim ülkemize de geleceğini hepimiz biliyorduk.
Sağlık alt yapımızın yetersiz olduğunu hepimiz biliyorduk.
Yanan hastanenin bir an önce onarılması gerektiğini hepimiz biliyorduk.
Olası bir salgına karşı hazırlığımızın olmadığını hepimiz biliyorduk.
İstisnaları tenzih ederek, özel hastanelerin çoğunun apartmandan bozma ve yetersiz olduklarını hepimiz biliyorduk.
Kendi kendimize uyuduk.
Uyuduk, uyuttuk, uyutulduk…
Virüs geldi uyandırdı.
Geç uyanan devlet adeta pijaması ile yakalandı.
Şimdi iki temel konu var.
İlki, Koronavirüs’ün sağlığımızı ne kadar etkileyeceği konusu.
Diğeri, ekonominin nereye kadar dibe vurup, yeniden nefes almaya ne zaman başlayacağımız konusu.
İlk konu, öncelikli olarak Sayın Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’nin sorumluluğunda.
İkinci konu ise, yine öncelikli olarak Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Hasan Taçoy’un sorumluluğunda.
Ülkeye girişler kapatılınca turizm durdu, üniversiteler durdu.
İnsanlar evlerinde kalınca, kendi yağımızla kavrulma da durdu.
Halkımızın sağlığa, yaşama tutunabilmesi için, ülkede yaşam durdu.
Devlet hala tüm organları ile çalışıyor görünse de, geleceğimizi tek bir bakanlığın şekillendireceğini herkes anladı.
Bir bakanlık dışında diğer tüm bakanlıklar, bu aşamada anlamlarını kaybetti.
İsteseler de istemeseler de tüm bakanlıklar tek bir bakanlığa tabi oldu.
Sağlık Bakanlığı.
Virüsle mücadele karargahı.
Vakaları tespit edecek.
Vakaları planlı programlı ayrıştıracak.
En iyi ve en kötü senaryoları kurgulayacak.
Devletin tüm yetkili organlarına ihtiyaçlarını bildirip organize olacak, organize edecek.
Tedavi edecek.
Toplumu koruyacak ve sağlığı idame ettirecek.
Bunlar sağlanacak ki, devlet sıradaki başka adımları da atabilsin!
Değerli okurlar;
Şu an, bu ülkenin sağlığından sorumlu bakanlık, ekonominin, eğitimin, turizmin, tarımın ve dahası ülkenin tüm dinamiklerinin kaderini belirliyor.
Sayın Sağlık Bakanı’nın bireysel ve takım anlamında potansiyelini de bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.
Bu değerlendirmeyi Sayın Sağlık Bakanı’nın, inat ve ısrarı bir kenara bırakarak, başta kendisinin de yapması gerekiyor.
Ülkenin kaderini elinde tutan kişi olarak, zihninde dolaşan tüm hesaplardan kendini arındırarak, önce vicdanı ile yapacağı muhasebeyi, sonra da halkının gönlünü yeniden kazanması gerekiyor.
Aksi durumda, ülke zaten elden gidiyor…
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899