TAŞLAMALAR
" BEBEM " ...
KKTC ‘For Ever’ diyerek borçlu doğdun,
Mazbatadan hapiste olan babanı havalara uçurdun
Mazbatadan hapiste olan babanı havalara uçurdun
Yüzünü göremedi ama haberini duydu
Ahucuklarını hissettikçe küfür edebiyatına soyundu
Yüksek faiz illetinden hastaydık seni aç tuttuk
Gıdasızlıktan kesilen sütümüz sonrasında kan kustuk
Gıdasızlıktan kesilen sütümüz sonrasında kan kustuk
Sütümüz yok meme veremedik sana üzüntüden ağladık
İktidarsız olup da iktidarım diyenlere lanet yolladık
İktidarsız olup da iktidarım diyenlere lanet yolladık
Siyasetçi amcan zamlar ile sizleri esenlendireceğim diyor
Ama sizi esenlendireceğim derken maaş artışına burun kıvırıyor
Zam kazığını yontmadan, kıynıkları ile yağsız hart diye geçirdi
Kazığı yiyen halk nedense boyun eğdi ‘auvvv’ bile diyemedi
Ciğercinin kedisi olmanın bedeli enseye vurularak ödeniyor
Sokak kedisinin ‘Özgürlük Felsefesi’ nedense hatırlanmıyor
Hade bebem saldır şimdi memeye, saldır da tez büyü
Besleme olmadığını ispatla verelim sana yastık, içi kuş tüyü
Büyü de sahip çık kültürüne ve ülkene takma onu bunu
Tanımadan bunları büyürsen filimin adı olacak ‘Göç Yolu’
Onlar engerek, onlar çıyandır, onlar aşımıza göz koyanlardır
Gaymecikleri üst üste koyarken bizlere hapse atanlardır
Sarıl ülkene ve kültürüne, sahip çık değerlerine
Yoksa By by diyeceksin bir gün tüm sevdiklerine
Sahibine mesajlar
Sayın Bengü Şonya, hayrola, düne kadar içli dışlı sarmısak başlı olduğun DP yönetimine karşı bugün çok öfkeli olduğun gözlemleniyor. Yönetime suçlamalarda bulunarak üst düzey görevlerde bulunmanız gerektiğini dile getiriyorsunuz. Ben bu partiyi iktidara taşıyanlardan biriyim. Onun için Elçilik dahil birçok makam benim hakkım diyorsun. Pargalı İbrahim de kendini Kanuni ile eşit görmeye başlamış ve bu benim hakkımdır demişti hatırlarsan. Sonra bir gece kelle ‘Bumburo’ alınmıştı. Keskin sirke küpüne zarar vermeye başladığı anda ya kelleye bay bay derler yada tarihin siyasi çöplüğüne gömüp unuturlar. Haaa buzdolaplarını ise fişten çıkartırlar ve yedek parça olarak kullanmaya başlarlar. Bilesin!..
Sayın Özkan Yorgancıoğlu, hükümetin tüm bakanları ile takım taklavat İlahiyat Fakültesinin açılmasına ve Hala Sultan Camii’nin temel atma törenine katılmanız, AK Parti hükümetinin senin ile ilgili düşüncelerinin değişmesine neden olmuş diyorlar. Hah işte yeni İrsen Küçük’ümüzü bulduk gözümüz aydın dedikleri söyleniyor. Sayın Başbakan ‘Kadınlar basit şeylerden hoşlanırlar. Mesela; erkeklerden diyor büyüklerimiz. Sanırım AK Parti de evet efendimcilerden hoşlanır değilmi? Haaa birde mazbatadan hapise girecek insanlar sizden yardım bekliyordu. Kazım Komutan da sizden cevap bekledi durdu. Ama onları boş verin. Cami temelinin açılışı. İlahiyat Fakültesinin kurdelesinin ‘Huşu’ içinde kurdelesinin kesilmesi varken siz böyle vatandaş hapise girecekmiş gibi basit şeyler ile uğraşmayın. Hem koskoca Başbakan hiç böyle basit şeyler ile uğraşırmı?
Sayın Ferdi Sabit Soyer geçen gün Meclis’in lokantasında afiyet ile yemeğini yemişsin. Yanındaki dostların ile keyifli sohbetler yaptığın da söyleniyor. Yemek bittikten sonra gelen ‘Helva’ sonrasında ise keyfinin kaçtığı ileri sürülüyor. Bazı genç CTP’li Milletvekilleri de senin önündeki helvaya bakarak gülüşmeler arasında lokantadan ayrılmışlar diyorlar. Allah Allah sen daha siyasi mevta olmadan birileri helvanı mı yaptı? Yoksa Deveye cilve yap demişler dokuz dükkan yıkmış misali o genç vekiller senin ile dalgalarını mı geçti? Ne dersin?
Sayın Fazilet Özdenefe geçtiğimiz gün Meclis lokantasında Birikim Özgür ile birlikte öğle üzeri yemeğinizi afiyetle yediğinizi söylediler.Yemekten sonra helva da ikram edilmiş. Meclisin restorantında CTP Milletvekili, bıyıklılar takımından Ferdi Sabit Soyer’de varmış. Sizin masa ile Ferdi Beyin masası arasından siyah, kapkara bir kedi geçmiş. Siyah Kediyi görünce sizin de onun da nutku tutulduğu için tek kelam bile edememişsiniz. Ancak gözünüz bir an Ferdi Beyin masasındaki ‘Helva’ya takılmış ve gülümsemişsiniz. Yok yok Ferdi bey daha siyasi mevta olmadı. Bu nedenle o helva ‘Ölü helvası’ ona ait değildi. Rahat olun.
Sayın Kazım And, Polis aleyhlerine mazbata çıkartılanların tutuklanma işlemine dün başlamış. Polisin tutuklanma işlemine başlaması sizi çok kızdırmış. Başbakan’ın aramanıza rağmen size dönmemesi sinirinizi bir o kadar daha bozmuş diyorlar. Pazartesi bir basın bildirisi ile ‘ŞOK’ eylemler yapacağınızı açıklayacakmışınız. Eee teşbihte hata olmasın. Demekki, dinsizin hakkından imansız gelecek. Yalnız Komutanım, Başbakan’ı aradım bulamadım diyorsunuz. Mevlana ne demişti hatırlarmısınız? Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir. Lütfen olmayan birşeyi boşuna aramayın. Gülü seven dikenine katlanır derler. Peki bizim gibi seçimde Kaktüsü sevenlere ne demeli? Vay halimize mi diyelim?
Sayın Sümer Aygın, bazı münafıklar sizin gibi koskoca Belediye Başkanına bazı yakıştırmalarda bulunuyor. Gerçi biz bu yalanlara ‘Zinhar’ inanmadık ama yine de size bir soralım dedik. Başkan bu münafıklar güya sizin seçimlerde bu O..... çocuklarına ve P......’a oy vermeyin dediğinizi yayıyor. Ve siz hiddetle 0 çocukları ile P..lar sözlerini söylerken onlarda sizin sözlerinizi cep telefonuna kayıt etmişler. Ve bunu da CTP MYK’sının önüne koymuşlar. Daha neler duyacağız? Siz hiç öyle şey yaparmısınız. Köroğlu tüfek icat olundu mertlik bozuldu demişti ama bizlerde cep telefonları icat olundu gizli saklı birşey kalmadı dersek zinhar yanlış mı söyleriz.
Sayın Mustafa Yektaoğlu, Milletvekili seçiminde birilerinin Pandora’nın kutusunun kapağına golla sürünce kutunun kapağı açılmadı ve kutudan dışarı çıkamadınız. Sanırım kapağa golla sürenleri tespit ettiniz. Golla’nın üstünde Gönyeli Belediyesi mamülüdür yazılıymış diyorlar. Mübarek o kadar güçlü bir gollaydıki, kapak yırtıldı ama açılmadı. Doktorum bizim insanımızda alışkanlık oldu. Arkanı sıvazlarken hançeri Brütüs gibi hart diye arkadan geçirmeyi seviyor. Eeee İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur değilmi?
Sayın Tufan Erhürman, başkanı olduğun Ad-Hoc komite el arabası ile gitmeye çalışırken ensesi kalın. Gerdanı Sarkık göbeği şişkin, ağzında purosunu tüttürenler son model arabaları ile yanınızdan son sürat geçmiş ve Polise vasıl olmuş diyorlar. Komite üyelerinin Koltuktan münasip yerlerini kaldırana kadar bu arkadaşlar Polise etki ederek insanları dört duvar arasına tıkmaya başlamışlar bile. Siz 1950 model DODGE marka, lastiği patlak. Aksona garda lastiği kopuk araba ile yol almaya çalışırken adamların eksoz gazını ciğerinize çekiyormuşsunuz. Ad-Hoc komite denilen kaplumbağa ile bir sene sonra yasaları alır iki sene sonrada geri dönerken milleti Tahtalı köyde sizi bekler bulacaksınız. Eee sanırım dün kırmızı olan ve bugün rengini yeşile döndüren 1 partiden tavşan hızı beklemek zor. Değilmi?
Sayın CTP Kurmayları, herkesin kızdığı ve cezalandırmak için can attığı UBP’nin bile yapmadığı uygulamaları uygulayan 1 parti var. İlahiyat Fakültesi neyimize, din Allah ile kul arasındadır diyen yine 1 parti vardı. UBP’nin bile hapisten mazbata mağdurlarını hapisten çıkartırken onları yeniden hapise tıkan yine 1 parti var. En yakın kankaları için bu O....çocuklarına P.....’a oy vermeyin diyen üst düzey yetkilileri içinde barındıran yine 1 parti var. İnsanları hapis ediyorlar müdahale edin çağrısına cevap verme tenezülünde bile bulunmayan başkanı olan 1 parti var. Halkın kalan son umutlarını da söndüren yine 1 parti var. Nedir nedir nedir? Sakın Eti eti demeyin.
Sayın Vakkas Altınbaş, Türkiye’de üniversite açmanız ve Cumhurbaşkanına da cüppe giydirmenizi televizyonlarda ilgi ile izledik. Sanırım sizleri bankanız vasıtası ile Mazbatadan dolayı içeri tıktığınız bazı mazbata mağdurları da dişlerini gıcırdatarak demir parmaklılar arasında izledi. Galiba kardeşinizdi bir şahıs konuşma yaparken biz KKTC’liyiz. KKTC’nin damgasını vurmak için buralara yatırım yaptık diyordu. Vakkas bey bir süre önce Gaziantep’e de KKTC damgasını vurmak için üst geçit yaptırmıştınız. Burdan kazandıklarınız ile Türkiye’ye damga vurmayı bıraksanız da, orada kazandıklarınız ile buralara yatırım yaparak mühürünüzü buralara da vursanız olmazmı? Malum buralarda da okul, üst geçit ihtiyacı çok. Bunlarda sizin damga veya mühürünüzü bekliyor. Ne dersiniz?
Sayın Hüseyin Özgürgün, UBP Transatlantiğinin Kaptanı olarak dümene geçtikten sonra mercan kayalıklarına doğru sürüklenen geminin rotasını düzeltmişsin. Gemi rotasız seyrederken rotasının yeniden belirlenmesi üzerine dalgalı denizden çarşaf gibi denize geçmenin de dayanılmaz hafifliğini yaşıyormuş. Haaa birde sizin transatlantiğin çarkçıbaşını, kamaramanını, değiştirmişsin. Sorulan sorulara da gayet güzel cevaplar vererek durumu izah etmeye çalışıyormuşsun. Başkan, güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmekse, geminin rahat gitmesini sağlamak için de safralarını atmaktır. Değilmi?
Sayın Ersin Tatar tefeciler ile ilgili yasanın biran önce geçirilmesi gerektiğini, halkın hem hapislik riski ile yaşamasının önüne geçilmesini hemde bu uçan gezer faizlerden kurtulması sağlanması gerektiğini belirtiyorsun. Birileri yahu sen bakandın niye daha önce bunları yapmadın diyenlere Ad-Hoc komitede halk için uğraştı. Ama bazı kodamanların nato kafa nato mermer kafalarına bunları sokamadı. Nuh dediler ama onlara Ersin, Peygamber dedirtemedi cevabını verebilirim. Aylık gelirlerinin yirmide birini bile yiyemeyen bu efendilerin layık oldukları yerde olduklarını görmek herkes gibi sanırım seni de memnun ediyor değilmi sevgili Ersin?
Sayın Hasan Taçoy, dikkat et bazı derin dondurucularda yapım hatası varmış. Dokandığın anda elektrik tepmesi ile karşı karşıya kalabilirmişiniz. Kapağı açılan bu derin dondurucuların içinden birşeyler almaya çalıştığınız anda ansızın beklenmedik bir anda kapağı kapanabilirmiş. Arızaları tespit edilen bu derin dondurucular hacke ayrılıyormuş. Üzerlerine ‘Ahristo’ oldukları için hacke ayrıldılar ibaresi konacak olan bu buzdolaplarına av olmamanız için fazla yaklaşmamanız tavsiye edilir. Her ne kadar Avcı binbir tuzak kurarak avını yakalamak isterse de, o avcı kılığındaki buzdolabı da avın tuzaklara karşı binbir yol bildiğini unutmaması gerekir.
Sayın Ünver Bedevi, son zamanlardaki açıklamaların halk arasında büyük bir memnuniyet ile izleniyor. Nala ve mıha vurmadan yaptığın gerçekçi açıklamalar hedefi tam göbekten vuruyor. Bir hukukçu olarak arkadaşlar ne borcunu gerçekten ekonomik sıkıntılar nedeni ile ödeyemeyenler hapise girsin nede alacaklı mağdur edilsin diyorsun. Ve bu Faiz yasası bir an önce geçirilerek halk rahatlatılsın diye de ilave ediyorsun. Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az diyeceğim ama duyma özürlü siyasilere davul bile az geliyor be Ünver Başkan. Sen arkadaşların ile Faiz yasası çıkartmak için geceni gündüzüne katarak uğraş verirken anan ağlıyor. Ama adamlar arkada Play Back yaparak işin gırgır tarafında göbek atıyor. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın başkan yola devam.
Günün Sözü
Altın gibi kalbin olsa
Neye yarar,
Ayarın düşük olduktan sonra
Günün Fıkra
Albay tutuklanacak
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.
Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir.
Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir.
Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.