Sahibine Mesajlar
 
 
Sayın Hüseyin Özgürgün, düzenlediğiniz Cumhuriyet Balosunda sizin Belediye Başkan adayları görücüye çıkmış nazlı gelin gibi orada görücüye çıkarak arzı endam eylemiş. Ancak bazılarının arasının limoni oluşu, yüze takılan maskeye ve bol keseden dağıtılan gülücüklere rağmen gizlenemedi. Haaa birde CTP’nin tomofilinin son zamanlarda sparkları yağlandığı için motoru tekleyince sende ellerini ovuşturarak hade belki lastik da ekris yaparda tumba olur diye dua ediyormuşsun. Bu nedenle son günlerde Allah bozmasın keyfin de gıcırmış. Ne diyelim bekleyen derviş muradına erecekmi diyelim?
 
Sayın Derviş Eroğlu, son günlerdeki açıklamalarınızı ilgi ile izleyenlerdenim. Bir gün nala bir gün mıha vururken çekicin sesi bazen tak bazen tınnn der. Bir gün çözüm çok yakındır iki bölgeli federasyon derken bir başka gün iki ayrı devlet ve KKTC sonsuza dek yaşayacak diyorsunuz. İnanın döndürek gibi dönmekten midem bulandı. İçindekileri dışarı çıkartırsam milletin karşısında rezil olacayım. İki bölgeli federasyon derken vücut dilinizden ‘Beyaz Saray’dan ayrılmak zorumuza gidecek bu nedenle çok üzüntülüyüm anlamı çıkartmak inanın beni de üzüyor. Ancak KKTC sonsuza kadar yaşatılacak cümleniz sonrasında ellerinizi ovuşturmanızdan Silihtardaki Beyaz Saray’dan ayrılacağımı bekleyenler avuçlarınızı yalar. KKTC yaşadıkça bende Beyaz Saray’da yaşacayım anlamını çıkartıyorum. Ne dersiniz?
 
 
Hasan Sadıkoğlu, Cumartesi günü gerçekleşen ‘Cumhuriyet Bayramı Balosunda’ bazı İskele Belediyesi Meclis üyeleri ile ayni masada birlikte oturmanız ve etrafa gülücükler dağıtmanız bir yerlere mesaj niteliğindemiydi? O birisine UBP İskele İlçe Başkanı Ali Riza Usluer’i de yanınıza alarak bak ben senden daha güçlüyüm ve Belediye Başkanlığı Meydan Muharebesini kazanacağım mı demek istedin? Sayın Sadıkoğlu, yalnız dikkat edin etrafınızda sol gösterip sağ vuranlar var. Ellerinde yedikleri ‘Banana’nın kabuğunu yere atınca dikkat edin yere atılan Banana kabuğuna basmayasınız. Mazallah en kıymetli hazinenizin kaba yerlerini incitebilirsiniz. Yalnız şunu da kabul edelim ki, İskele’de kilit adamın siz olduğunu söylüyorlar.   
 
Sayın Kıvanç Buhara, daldan dala pardon partiden partiye gezerek oturduğunuz Belediye Başkanlığı koltuğuna galiba veda etme zamanı geldi.Her devirde Messi vari çalımlar ile değiştirdiğin partiler seni koltuğa taşırken galiba bukez çok zorlanacaksın gibi. Bizim Minik Kuşlar senin Mersinlik’te Belediye tarafından yapılan eski bir ormancı evinde tek başına kaldığını söylüyor. Tek başına ormancı evinde nasıl bir strateji çizeceğini ve koltuktan kalkmayacağının hesaplarını yapıyormuşsun. Aman dikkat et Sen kendini Real Madrit oyuncusu olarak görürsen karşında Messi’li Barselona var. Dikkat et sana Hade Mahalley’ye demesinler.
 
Sayın Olsan Bora, Geçitkale günay Spor Başkanlığından şimdi de Geçitkale Belediye Spor Başkanlığına aday oluyormuşsun. 3-4 yıldır yatırımını yaptığın Belediye Başkanlığı için bukez tamam bu iş bitecek diyormuşsun. Vallahi ne diyeyim? Bizim Minik Kuşlar eli yüzü düzgün. Popülarisitisi de yüksek bir insan. En büyük
avantajı da Belediye Meclis üyesi olması ve bu nedenle Belediyenin tüm girdisini çıktısını bilmesi diyor. Gezdiğin köylerde de sana yönelik sevgi de göstermelik değil gerçektir demeyi de ihmal etmiyor. Sayın Başkan hayırlısı diyelim. İnsanın doğup büyüdüğü ve bir gün öldüğü bir dünya gerçeği. Buna bağlı olarak da Belediye Başkanlıkları da birinin elinde gelişir. Büyür artık büyüme noktası durup ihtiyarlama dönemi gelince o başklanın ruhuna Fatiha okunarak yolcu edilir ve yeni bir yüz o koltuğa gelir oturur. Hayırlısı diyelim.
 
Sayın KKTC’nin 12 Belediye Başkanı sizleri yürekten tebrik ederim. Nihayet gerçekleri görerek doğru adrese şikayette bulundunuz. Kırk senedir söylemekten bizim dilimizde tüy bitti. Dilimizdeki tüyleri artık berberler traş etmeye başladı. Bizim idareciler buralarda ‘Emir Eri’ dir general Türkiye’dedir diyorduk.  Bizim hükümeti pas geçerek esas kumandana başvurmanız bence tam yerinde bir karardı. Ancak madem biz herşeyimizi Türkiye’ye bağlantılı yapmaya başladık ve KKTC hükümetini es geçiyoruz. Bence Belediye Başkanlıklarını da kaldıralım. Sizleri de ‘Mahalleye’ gönderelim. Bir Vali bizi idare edecekse size de gerek yok diye düşünüyorum. Hem fakir devlet sizin maaşlarınızı ödemekten kurtulur. Nasıl uygunmu?
 
Sayın Ali Riza Usluer, bizim Minik Kuşlar sizin keyfinizin oldukça iyi havanızın da bin beşyüz, olduğunu söylüyor. Cumhuriyet Balosunda ayni masada oturduğunuz Hasan Sadıkoğlu ile etrafa gülücükler dağıtırken, mutluluğunuz yüzünüzden okunuyordu. Aranızın limoni olduğu Halil Orun’a bu seçimde defterini düreceyim mesajı verirken, Halil Orun’a yakın duran ve aranızın ‘Sirkeli’ olan Nazım Çavuşoğlu’na da adamının işi bukez tamam. Ona ‘Hade Mahalleye’ demeye hazırız mesajı yolladın. Arkasını sıvazladığın Hasan gardaşa ise gülümserken içinden dur Hasancığım daha bu filim bitmedi. Ya her dediğimi yapacaksın yada seni de şayet yiyebilirsem Halil Orun gibi Pulya’cık gibi yiyeceyim dediğini vücut dilinden anladık. Eh hade hayırlısı. Hanya’nın Girit’te, Konya’nın Türkiye’de olduğunu kim kime göstereceğini yakında bu sinemada izleyeceğiz.
 
 
Sayın Nazım Çavuşoğlu, İskele Belediyesi’nin yanısıra Mehmetçik Belediyesi Başkan seçimleri ile yakından ilgileniyormuşsun. Hasan Sadıkoğlu’nu yanına alarak güç gösterisi yapmaya çalışan Sirkeci eşrafından size sirke satmaya çalışan Ali Riza Usluer’e  gülümserken, içinizden dur Ali Riza’cığım son gülen iyi gülecek. Dur ayaklarımın altındaki şu muz kabuklarını bir temizleyim de neler olacağını göreceksin diyormuşsun. Ne diyeyim? Sizin ile aşık atmaya çalışan hiçbir kimse iflah olmadı.
 
Sayın Mehmet Demirci, İçişleri eski Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile aranızdan su sızmıyormuş. UBP’nin düzenlediği baloda Nazım Çavuşoğlu’nun kaftana yüz sürüp yanından hiç ayrılmamışsınız. Hayrola sizi de mi korku sardı. Vallahi korkunun ecele faydası olmaz. Sizin Dipkarpaz Spor Kulübü Başkanı gümbür gümbür geliyor. Ha hero yada mero diyormuş. Seçimde size hade mahalleye deme olasılığı varmış. Vallahi tez bir muska yaptırın. 41 kere kulu vallahi çekerek gece yatarken 9 rekat da namaz kılın. Belki Allah dualarınızı kabul ederde koltukta bir süre daha oturmayı sağlarsınız. Yoksa İzmir Marşı ile Mahalleye gitmekten kurtulamayacaksınız. Bizden söylemesi.


Sayın Sıdıka Elbasan Atalay, zeytin toplamaya geleceğiniz ve bu konuda bizlere destek vereceğiniz yönündeki mesajınızı aldım. İnanın çok memnun oldum. Yalnız boyun, bel ve tüm kasların artık SOS vermeye başlamasına rağmen zeytin toplama işini hemen hemen tamamladık gibi. Sizin Jestiniz bizi ziyadesi ile memnun ederken bu sözünüzü seneye hatırlatacağımı da sakın unutmayın. Borcunuz olan bir fincan kahveyi de ne zaman ödeyeceğinizi merak eder, zeytin toplama işinden bu yıl son dakika kurtulduğunuzu hatırlatır, seneye son dakika topun Barra’dan dönmeyeceğini ve yorgoz’a gelmekten kurtulamayacağınızı birkez daha hatırlatırım.
 
Sayın Mustafa Gökmen, Milletvekili erken seçimlerinden sonra bin altın ödeyerek satın aldığınız evden çıktığınızı öğrendik. Yüzünüzü görernin cennetlik olduğu dönemden çıkararak Cumhuriyet Balosunda bol göstertmeniz ve bol bol gülücükler dağıtmanız da partilileri memnun etmiş. Bu ortaya çıkmanın bir esbabı mücibesi varmı? Ufukta bir belediye başkan adaylığı falan gözüküyormu? Bu konuda bizim Minik Kuşları görevlendirdik haberiniz olsun.
 
Sayın Mete Tümerkan, yeni hazırladığın rapor ortalığı darmadağın edeceğe benziyor. Ala pupa yelken giden BRT’de rapor sonrasında galiba ortalık ala fıcırık toz duman olacak. Personel azaltması sendikayı ayağa kaldırırken yayın politikasında da muhtemel değişiklik sanırım bazı söylentilerin ayuka çıkmasına neden olacak. Yalnız çok merak ettiğim birşey var. Senin ‘Ustan’ Özkan Yorgancıoğlu’mu? Yoksa TC Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’ mı? Niçin sordun dersen söyleyeyim. Raporu sanırım adres yanlışlığından Başbakan yerine Elçi’ye gönderdin. Başbakan yerine Elçi’den tavassut almak bu yanlış adrese postalanan rapordan olsa gerek diye düşündüm de.
 
Kemal Darbaz, senin iş yeri elden geçiriliyormuş. Personel azaltılırken bazı yayınlar da değişime uğruyormuş. Bu konudaki görüşünü merak edenlerdenim. Eskiden Yayla’lı diye bir destekçin vardı. Ancak TAK Müdürlüğü koltuğuna oturunca onun da sesi selengi kesilmiş diyorlar. Haaa raporun konduğu zarfın üstüne Bizim Mete yanlışlıkla Başbakanlık yazacağına yanlışla TC Büyükelçiliği yazmış. Bu basit hata için canını sıkma.  Gözlerinden öper kaybedilen meydan muharebesinde başarılar dilerim.
 
Sayın Çağlayan Cesurer, öncelikle sizi kutlarım. Herkesin otellerden, üniversitelerden alınmayan elektrik ücretleri halktan alınıyor homurdanmalarına verdiğiniz net cevaplar ile bizden kocaman bir aferin aldınız. Cratos otel borcunu ödedi. 7 milyon tahsil edildi. Otellerin küçük bir kısmından para tahsil edilmedi. Onlar da elektrikleri kesilince gelip ödüyorlar. Üniversitelerde ödüyor. Yalnız bir üniversite var (YDÜ kastedildi) ondan para tahsil edemedik. Konu mahkemededir. Bize belediyeler ödemiyor açıklamasında bulunmanız birçok yanlış bilginin doğrulanmasına neden oldu. Sağa sola yalpalanmadan net olarak verdiğiniz mesaj bize işte bu Çağlayan başkan dedirtti.


Günün sözü
Bilgi size güç verir,
Ancak saygıyı
Karakteriniz ile
kazanırsınız

...................................

FIKRA
PAPAZIN KIZI
En önemli yerleşim birimlerinden birisindeki kilisenin Papazının çok güzel bir kızı varmış. Papazın kızını gören ona bakmaktan kendini alamıyormuş. Kızda gördüğü bu ilgiden oldukça memnun kırıttıkça kırıtıyor ve kalça sallayarak bel kıvırarak gezmekten de son derece keyif alıyormuş.

Bu durumu gören Papaz efendi kızını erkeklerden korumak için ona erkek düşmanlığı aşılayarak aman kızım erkekler şeytandır. Erkekler aklını çeldimi sana çok kötü şeyler yapar. Sakın onların süslü laflarına kanarak altına yatma sonra iş işten geçer diyormuş.


Papazın telkinleri ile erkek düşmanı olan Papazın kızı, birgün koşarak babasına gelmiş. Baba demiş müjdemi isterim diyerek avuç açmış.

Papaz merakla ne oldu kızım diye sormuş.

Papazın kızı büyük bir keyifle, baba demiş erkeklerden bugün intikamımızı aldım demiş. Papaz şaşkınlıkla o nasıl oldu kızım diye sormuş. Baba demiş bir erkeği sır üstü yatırdım. Bu defa ben üstüne çıktım. O alta ben üste o altta kaldığı için öyle bir intikam aldım ki baba sorma demiş. Papaz başını elleri arasına alırken kendisinin duyabileceği bir ses tonu ile ahhh kızım alt da bir üste de bir demiş.
 





 

TANER ULUTAŞ