Kıbrıs Postası ve yitirilen değerler
          Cuma gün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü idi. Ben her 15 Kasımda o ilk günü, 1983 15 Kasımı’nı hatırlarım. O günden 30 yıl geçmiş ve ne mutlu bize ki Cumhuriyetimizin yıldönümünü özgürce kutlayabiliyoruz. Gönül isterdi ki bu geçen 30 yılda dünyanın imrenilecek ülkeleri arasına girip sadece kuruluşuyla değil bu günkü konumu dolayısı ile de gurur kaynağı olalım O konuda sınıfta kaldık. Ancak Bunlar detaydır. Esas olan yıllarca esaret altında bırak ikinci, Rumlar tarafından onuncu sınıf vatandaş muamelesi gördükten sonra kendi özgür Cumhuriyetimizi kurmuş olmamızdır. Onu yüceltmek de hepimize düşen bir görevdir.
          KKTC’nin kurulup bağımsızlık ilan edilmesi için çalışıp önderlik yapanlar arasında babam İsmet Kotak’ın da olması aile olarak bizlere bir başka gurur kaynağı olmuştur. Kimisi göçtüğünde geride ailesine mal ya da para bırakır, babacığım bize gurur duyulacak bir isim ve KKTC’yi bıraktı. Bugün “Kotak” ismi temiz bir kimlik ve dürüstlükle anılıyorsa bunu babama borçluyuz ve ailemizin her ferdi gibi ben de bu mirası yaşatmak ve ona leke getirmemek için çabalarım.
          İşte “KIBRIS POSTASI” da babamın bizlere bıraktığı değerlerden birisidir. Babacığım ta 1968 yılında, o karanlık günlerde, bir gün yayın hayatına geçirebilmek umuduyla “KIBRIS POSTASI” ismini tescil ettirmişti.
          Yıllar sonra KTFD döneminde o tescili tekrarladı ve “Kıbrıs Postası Basın ve Yayın Şirketi Ltd.”i hayata geçirerek 15 yaşında başladığı gazeteciliği taçlandıracak hamleyi yaptı ve Kıbrıs Postası gazetesini yayınlamaya başladı. Haftalık OLAY dergisi bundan önce gelmişti ve ülkemizde bir ilkti ancak Kıbrıs Postası gazetesinin çıkışı tam bir devrim niteliğindeydi.
          İlk sayının çıkışından önce ülke genelinde asılan afişleri hatırlıyorum. Yazar ve muhabir kadrolarını tanıtıyordu. Sadece o afiş bile olay olmuştu.
          Sonra ilk sayı geldi. Kıbrıs’ta yayınlanan ilk renkli gazete! Offset baskılı ilk gazete. Tüm çalışanların maaş aldığı ilk gazete. Mağusa’da (tarihi eski sancak binasında) basılan ilk gazete. Fiilen Lefkoşa-Ankara-Londra ofisleri olan ilk gazete. Ayni gün hem Kıbrıs’ta, hem Türkiye’de hem de İngiltere’de satışa sunulan ve abonelere ulaştırılan ilk gazete. Benim ABD’ye gidişimle Amerika muhabiri de olan ilk gazete. Çıkışından itibaren en yüksek tiraja sahip ilk gazete. Kıbrıs’ta tüm Türkiye gazetelerinin toplamından daha fazla satan ilk (ve son) gazete. Ülkemize ilk faks makinesini getiren ve resimlerin faks yoluyla ayni gün baskıya girebilmesini sağlayan ilk gazete. Ve daha bir çok “ilk”lere imza atan bir gazeteydi Kıbrıs Postası…
          Babacığımla hep OLAY ve KIBRIS POSTASI’nı tekrar yayınlama hedefimiz vardı. Ülkeye döndüğüm günden itibaren de bu hedef artık çok yakındı. Planlar yaptık, ancak ne yazık ki çok zamansız bir şekilde O’nu kaybettik. Aslında vücuden aramızdan ayrılmış olsa da O’nu kaybettik diyemeyiz çünkü bizlere bıraktığı değerler, yaşatılması gereken fikirlerle O zaten yaşıyor.
          Şimdi defalarca rica etmemize rağmen ısrarla, gözümüze soka soka (güya) “Kuzey” Kıbrıs Postası diye bir gazete çıkardılar. “Kuzey” kelimesini de sakladılar ki gerçek Kıbrıs Postası sanılsın ve Kotak ailesinin yayınladığı düşünülerek halk kandırılsın. Künye sadece Kıbrıs Postası diyor. Sahibi dahil tüm köşe yazarları sadece Kıbrıs Postası diyorlar ama kendisinin ayağına kadar gidip bunu yapmaları halinde hukuk dışılığın yanında bunun düpedüz yanlış olacağını söylediğimde efendi karşıma geçip “ama bizimki Kuzey Kıbrıs Postası, ayni isim değil ki” diye benimle alay etmişti.
          Anneciğim yayınladıkları saçmalığı görünce gözyaşı döktü. Benim ve kardeşlerimin içimiz burkuldu. Efendiler bize ait olan o değeri kendilerininmiş gibi gösterip ceplerini doldursunlar diye…
          Gerçek Kıbrıs Postası olsa idi KKTC’nin kuruluş yıl dönümünde ilk sayısı yayınlanan bir gazete hiç KKTC’den bahsetmemiş olmazdı. Eminim halkımız bunu fark etmiştir. Gerçeği 30 yıl önce ikinci özel baskı yapıp KKTC’yi halkımıza müjdelemişti. Bu taklit KKTC vurgusu yapmaktan da aciz.
          KKTC’yi yaşatırken bazı değerlerimizi de yaşatmalıyız. Doğru ve yanlış arasındaki farkı görmeli ve yeni nesilleri bu değerlerle yetiştirmeliyiz. Baba yadigarlarını ticari kazanç için çalarak yanlış örnek olmamalıyız. Anlayana…
         
 
 SERHAT KOTAK