UNESCO’nun tavsiyesi ile her 5 Ekim tüm dünyada “Öğretmenler Günü” olarak kutlanır.
Ne zamandan beri?
1994.
Türkiye Cumhuriyeti ise ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun 100. yılına denk gelen 1981 yılından itibaren “24 Kasım” tarihini “Öğretmenler Günü” olarak kutlamakta.
Tüm dünya devletlerinden 13 yıl önce “Öğretmenler Günü” kutlayan tek ülke ise anavatan Türkiye Cumhuriyetinden bir başkası değildi.
Peki “Öğretmenler Günü” kutlaması için neden 24 Kasım tarihi seçilmiştir?
Çünkü 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gündür.
Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, Mustafa Kemal Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayımlanması ile resmileştiğinden her 24 Kasım’ın Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararı ulu önderin doğumunun 100. yılında ilan edilmişti.
Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun "başöğretmen" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verilmesinin 12 Eylül askeri darbesi ile bir ilgisi olmadığı ortadayken 24 Kasım Öğretmenler Gününün maneviyatını azaltacak manipülasyonlar üzerinde politika yapmak en basit ifadesi ile Atatürk üzerinden Atatürk düşmanlığı yapmak değil de nedir?
Ve KTÖES ile KTÖS, Kıbrıslı Türk öğretmenlerin tümünü temsil edermişçesine Atatürk’ün maneviyatını yükseltmekten başka bir gayesi olmayan 24 Kasım Öğretmenler Günü ile ilgili haddini aşan açıklamalar ile toplum vicdanında yara açmaya devam ediyorlar.
Üstelikte Meclis’in önünde “demokrasi” adı altında böylesi bir haddini aşan açıklama hem Atatürk’ün manevi mirası ile anavatan Türkiye’ye hem de Devletin saygınlığına karşı bir saldırı değil de nedir?
Ancak yapılan düpedüz Atatürk’ü kullanarak Atatürk ve mirası ile anavatan Türkiye’nin devlet geleneğine saldırmaktan başka bir şey değil.
Atatürk’ün 100. Doğum yıldönümünün 12 Eylül askeri darbe dönemine denk gelmesi Atatürk ve mirasına saldırmanın bir nedeni olmamalı, olamaz.
Ve unutulmamalı ki anavatan Türkiye Cumhuriyeti her karanlık dönemini yine Atatürk’ün bıraktığı bilimin ve aklın rehberliğinden sapmayan mirası ile geride bırakmıştır.
24 Kasım Öğretmenler Günü’nü askeri darbelerin ürünü olarak yorumlamak ve kabul ettirmeye çalışmak Atatürk ve mirasına ihanet etmenin adını Atatürk’ü savunmak koymak değil de nedir?
Ve gerçek Atatürkçü öğretmenler yanında oy alma heveslisi olmayan gerçek Atatürkçü politikacıların da KTÖES ve KTÖS zihniyetine karşı bir irade ortaya koymalarının zamanı gelmedi mi?
Seçim zamanları sendikaları karşıma alırım korkusu ile bugün sağır sultanı oynayanların da toplum vicdanında KTÖES ve KTÖS’ten ne farkı var?
Ve yine milli müfredat denetlemelerinin özel okulların kapılarından içeriye giremediği bir otorite boşluğu eğitim sisteminin kaderi olmamalı.
Çünkü bir toplumun geleceği o toplumun manevi değerlerine sahip çıkan yeni kuşaklar ile mümkündür.
Ve kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Kıbrıs Türk solu’nun kaybetmesinin ardından Rum tarafının uzlaşmaz tutumundan dolayı çözüm kartının ellerinden düşmesinden dolayı ayni kesimlerin Atatürk’e sarılmaları sadece ve sadece anavatan Türkiye’ye saldırmanın yeni bir yöntemi ve takiyye olmaktan başka bir şey değil.
Ve Atatürk üzerinden Atatürk ve anavatan Türkiye karşıtlığına soyunanlar ile mücadele Kıbrıs Türk’ünün hazır olduğu bir alan.
Ve her geçen gün milli müfredat ve partiler üstü milli bir eğitim politikasının ne kadar elzem olduğunu bir kez daha Kıbrıs Türk’üne ispat etmekte.
Kıbrıs Türk’ünün geçmişinden kopmadan geleceğini inşa etmesi için oy ve yeniden seçilme tek derdi olmayan cesur politikacıların elini taşın altına sokması gerekli.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz bağlılıkla tüm öğretmenlerin “24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ” kutlu olsun.