Elcil PKK’nın Maşası Mı?
Adı “Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası” olsa da yaptığı eylemler ve ortaya koyduğu söylemlerle açıkça “Türkiye düşmanlığı” yapan KTÖS’ün mevcut yönetiminin düzenlediği sözde protesto eylemi, bu sözde sendikacıların gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.
İlkokul öğretmenlerinin haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan KTÖS’ün mevcut yönetimi, yıllardır sürdürdüğü “Türkiye karşıtı” tutumuyla bilinmekte, sendika kisvesi altında “yıkıcı” siyaset uygulamaktadır.
KKTC’nin en etkili ve faal sendikası olan KTÖS, bu özelliğini öğretmen ve öğrencilerden yana kullanmaktan çok “siyasi çıkışlara” ayırmakta, tercihini katiller güruhu PKK ve Rumlardan yana kullanmaktadır.
Rum hayranı olduğu herkesçe bilinen mevcut KTÖS yönetimi, son yıllarda PKK yanlısı ve Türkiye karşıtı tutumunu tırmandırmış, Kıbrıs Türk Halkı’nın içine ihanet tohumu serpme çalışmalarını hızlandırmıştır.
7 Kasım 2016 tarihli yazıyla Lefkoşa Kaymakamlığı’na başvuruda bulunan KTÖS’ün, düzenleyeceği eyleme “yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin de katılacağını” belirterek izin talebinde bulunması dikkat çekicidir.
Burada “Yabancı uyruklular” ve “Yabancı uyruklu öğrenciler” ibaresiyle kimlerin kastedildiği bellidir.
KTÖS’ün sahneye koymak istediği bu kan kokan oyunun ne kadar tehlikeli ve büyük olduğu açıktır.
Doğu kökenli üniversite öğrencilerini TC Büyükelçiliği’ne saldırmaya yönlendirip terörize etmeyi amaçlayan bu çirkin oyun, KTÖS yönetiminin kimlerle ilişkili olduğunu da ortaya koymaktadır.
KTÖS’ün mevcut yöneticileri ile PKK ve benzeri yasadışı örgütlerin ilişkisi apaçık ortadadır.
Rum-Yunan ikilisinin PKK terörüne yıllardır verdiği desteğe KTÖS yöneticilerinin de katıldığı, PKK yardakçılığı yaptığı, İngilizlerin başını çektiği Türkiye’nin bölünüp parçalanması oyununda rol aldığı apaçık görülmektedir.
KTÖS yöneticileri, içinde bulunduğumuz konjonktürde birkaç yüz PKK sempatizanı doğu kökenli öğrenciyi kışkırtabilir, birtakım eylem çalışmasına girebilir ancak, çıkaracağı gürültü ve karmaşa ile asla hedefine ulaşamaz.
Kıbrıs Türk Halkı, 1950’lerden itibaren Rum çapulcuların saldırılarına nasıl karşılık vermiş, Kıbrıs Türk Barış Harekatı ile nasıl özgürlüğüne kavuşmuşsa, kendi içinde yuvalanan ihanet şebekelerine de gereken dersi verebilecek güçtedir.
Türkiye’de yollara bomba döşeyip sivil-asker demeden katliamlar yapan, masum insanları çoluk-çocuk demeden diri diri yakan, çocukları kaçırıp dağlık alanlarda terörist olarak eğiten, kendi halkına zulmeden İngiliz maşası PKK teröristleri ile KKTC’ye yüksek öğrenim görmeye gelen genç kardeşlerimizi aynı kefeye koymak da doğru değildir.
KTÖS yöneticilerinin sahneye koymak istediği bu kışkırtma girişiminde FETÖ’den yana tavır alması, silahlı çatışmaya kadar gidebilecek ortamlar yaratılmasına çanak tutmasının bedeli ağır olabilir.
Biz, Kıbrıs Türkü’nün düşünceleriyle KTÖS yönetiminin düşüncelerinin hiç bir benzerliği bulunmadığını biliyoruz.
Kıbrıs’ta Doğu kökenli üniversite öğrencilerini kışkırtarak bir yere varacağını sanan KTÖS yönetimini uyarmayı bir görev biliyor “Kendinize gelin” diyoruz.