KKTC’de 19 Mayıs coşkusu varken, Güneyde uyduruk Pontus Soykırımı protestosu. Bunlarla mı federasyon kuracaksınız?
KKTC’de Kıbrıs Türk Halkı, gençliğimiz, 100 yıldır yaptığı gibi, bu yıl da 19 Mayıs’ı, Türk ulusu ve Anavatanı ile birlikte aynı anda, aynı duygu ve düşünceler içinde büyük bir coşkuyla kutladı…
Peki, sözümona birlikte ortak devlet, sözümona “birleşik Kıbrıs” kuracağımız(!) komşumuz Rum devleti 19 Mayıs’ta ne yaptı?
Bizim bu anlamlı milli günümüze saygı mı gösterdi?
Tam tersini yaptılar…
Atatürk’ün kurtuluş savaşını başlatmak ve işgalci Yunan ordusunu yurttan kovmak amacıyla Samsun’a çıktığı 19 Mayıs’ı lanetle andılar.
Rum Meclisi 19 Mayıs 1994’de aldığı bir kararla uyduruk “Pontus Soykırımı”nı tanıdı..
O günden bu yana her yıl, 19 Mayıs günü biz KKTC’de coşkulu kutlamalar yaparken, onlar Rum Meclisinde saygı duruşu ve konuşmalar yaparak sözümona “katledilen 350 bin Pontuslu”yu anıyorlar…Anma toplantıları düzenliyorlar, Rum partileri Türkiye’yi soykırımla suçlayan bildiriler yayınlıyorlar…
Yunanistan’dan getirip Rum Devletine yığdıkları 10 binlerce sözde “Pontuslu”, özde Rus vatandaşından devşirdikleri birkaç yüz kişi ile protesto gösterileri yaparak, Türkiye’ye, Atatürk’e, milli değerlerimize hakaretler yağdırıyorlar
Önceki gün de aynı şeyleri yaptılar…
Türk Halkının, Atatürk’ün Batı Karadeniz’de “Pontuslulara soykırım uyguladığını” iddia edecek kadar saçmaladılar…
“PONTUS SOYKIRIMI” SAFSATADIR
Oysa gerçek bunun tam tersidir…
Kurtuluş Savaşı sürerken, Yunanistan, İngiltere ve diğer işgalci güçlerin kışkırtması ve organizasyonu ile örgütlenen Karadeniz Bölgesindeki Bizans kökenli “Rum”lar, Türk Ulusunu ve Kuva-yı Milliye’yi arkadan vurdular…Köyleri basarak masum sivil insanları katlettiler…Bunlardan kaçan sivil Türk köylülerinden on binlerce kişi dağlarda, derelerde açlıktan, hastalıktan, boğulmaktan hayatını kaybetti. Pontus çetelerinin katlettiği Türk sayısının 150 bin civarında olduğu belirtiliyor…
Bu katliamlarında Yunanistan, İngiltere ve diğer işgalcilerin kendilerine verdikleri silah ve cephaneyi kullandılar…
Güya amaçları o bölgede yüz yıllarca önce var olduğu iddia edilen sözde “Yunan devleti-Pontus Rum Devleti”ni kurmaktı…
Oysa, Yunan, Rus, İran, Avrupalı ve Türk tarihçiler o bölgede hiçbir zaman Yunanlıların kurduğu bir Yunan devleti olmadığını, Pontusluların (Pontus’un kelime anlamı deniz demektir) özünde Hristiyan Kıpçak Türkleri olduğunu, Pontus Rum Devletinin de geçmişte İranlı hükümdarlar tarafından yönetildiğini, Yunanlıların bölgeye sadece hayvan hırsızlığı için gemilerle gelip döndüklerini kitaplarında belgeleriyle ortaya koymuşlardır…
Pontus çetelerini silahlandırıp ayaklandıran İngiliz emperyalizmi ve Yunanistan’ın esas amacı, Kuva-yı Milliye’nin gücünü bölmek, orduyu meşgul etmek, dikkatini dağıtmak, Karadeniz Limanları’ndan yapılan ikmali engellemek, ikmal yollarını kesip orduyu cephanesiz bırakmak ve İzmir’i işgal ederek Anadolu içlerinde ilerlemeye çalışan işgalci Yunan ordusuna yardımcı olmaktı…
İngiliz, Fransız Emperyalizmi ve Yunanistan, benzer katliamları, Doğu’da Ermeni çetelerini, Güneydoğu’da işgalcilerle işbirliği halindeki bazı Kürt aşiretlerini ve İç Anadolu’da ise gerici-yobaz ordusunu kullanarak yapmaktaydı.
Doğal olarak Türk ordusu önce cephe gerisini temizlemek ve tüm güçlerini Yunan ordusu önüne toplamak zorundaydı…
Bu nedenle önce eli kanlı Pontus, Ermeni ve Kürt çeteleri etkisiz hale getirildi…Sonra gericilerin, Aznavur ordusunun işi bitirildi..
Ve Atatürk’le silah arkadaşlarının yoktan var ettiği Kuva-yı Milliye, işgalci Yunan ordusunu Anadolu içlerinde büyük bir hezimete uğrattı…İzmir’e kadar kovalayarak, 9 Eylül’de denize döktü…
RUM MECLİSİ’NİN ALDIĞI KARARLAR
Ne ilginçtir ki boyuna posuna bakmadan Türkiye’ye ve Türk ulusuna meydan okumaya, kin, nefret ve düşmanlık kusmaya kalkışan cüce Rum Devleti, bütün bu ihanetleri “kahramanlık”; katliam yapan Ermeni, Kürt ve Pontus çetelerinin ezilmesini ise “milli felaket” olarak anmakta ve yaslarını tutmaya devam etmektedir…
1-Onlar için 1453’de İstanbul’un fethi en büyük milli felakettir…Aradan geçen yüzyıllara karşın hala İstanbul’u geri alma ve “büyük Bizans İmparatorluğunu yeniden kurma” hayali ile yaşarlar…Bu amaçla her yıl anma törenleri yaparlar, İstanbul’a “Konstantinopolis ( Konstantin’in şehri)” derler. Bu amaçla oluşturdukları milli planın adına “Megal-i İdea ( Büyük Fikir)” derler…
2-Bu Planın içinde Batı Karadeniz’de “Pontus Rum Devleti”ni yeniden kurmak vardır…Bu ülküyü yaşatmak için bütün Dünyada “Pontuslu dernekleri” kurdular, yalana dayalı kitaplar yayınlarlar, konferanslar tertip ederler…
Yunan-Rum Meclisleri “19 Mayıs’ı Pontus Soykırımını Anma Günü” ilan etti.. Her yıl bu yalanı anıyorlar, genç nesillerinin beyinlerini bu yalana dayanarak Türk düşmanlığı ile yıkıyorlar…
3-Bu Planın içinde Anadolu’yu işgal etmek vardır. Atatürk’ün, Yunan ordusunu denize dökerek bunu engellemesini “Küçük Asya Felaketi” olarak nitelediler. Rum Meclisi 14 Eylül’ü “Küçük Asya Felaketini Anma Günü” ilan eden bir yasa yaptı..Her yıl 14 Eylül’de Türkiye ve Türk ordusuna düşmanlık kusarlar.
4-Bu Planın içinde Doğu Anadolu’yu Ermenilere vermek vardır…Atatürk ve Türk ordusu bunu önlediği için yasını tutarlar…Rum Meclisi aldığı bir kararla 24 Nisan’ı sözümona “Ermeni Soykırımını Anma Günü” ilan etmiştir…Larnaka’da bizzat eski Rum devlet başkanı ve AKEL eski Genel Sekreteri Hristofyas’ın açtığı bir sözde soykırım anıtı dikmişlerdir…Her yıl 24 Nisan’da Türkiye ve Türk ordusuna düşmanlık, nefret ve kin kusmaktadırlar….
5-Bu planın içinde Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak (ENOSİS) vardır. Bu amaçla 1964 ve 1967’de Rum Meclisinden 2 ENOSİS kararı çıkarmışlar, 1964’de adaya 20 bin Yunan askeri çıkarmışlar ve bunu gerçekleştirmek için 103 Türk köyünü işgal etmişler, Türk Halkına soykırım ve etnik temizlik uygulamışlar, 15 Temmuz 1974’de ise ENOSİS’i ilan etmek için askeri bir harekat yapmışlardır. Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’de Barış harekatı ile bunu önlemesini ise “milli felaket” olarak niteleyerek bu günü Rum Meclisi’nden çıkardıkları yasa ile “milli anma günü” ilan etmişlerdir…Her yıl 20 Temmuz’da ENOSİS’i önlediği için Türkiye’yi ve Türk ordusunu protesto etmektedirler…Rum gençliğinin beynini yıkamaktadırlar…
BUNLARLA MI ORTAKLIK KURULACAK?
Şimdi Sorarım:
Türklüğe, Türk Ulusuna, Türkiye’ye karşı böylesine bir kin ve nefret içinde olanlarla mı, kendi Halklarının ve gençlerinin beyinlerini böylesine yalanlarla, böylesine bir düşmanlıkla yıkayanlarla mı ortaklık, ortak devlet, birleşik federal Kıbrıs kuracaksınız?
Rum Meclisi’nin aldığı yalana dayalı bu kararlar ve çıkardığı yasalar, Türk düşmanı Rum eğitim sistemi, bu düşmanlığın sürekliliğini sağlayan kilisenin gücü ortadayken böyle bir şey olası mı?
Bir federasyonda Türk Halkı 19 Mayıs’ı, 9 Eylül’ü kutlarken, onların sözde “Ermeni, Pontus soykırımı, Küçük Asya Felaketi” anma etkinlikleri yaptığını düşünün! Bir anda ada kan gölüne dönmez mi?
Baskı ve dayatma ile bir federasyon kurulsa bile, bunun daha ilk yıl içinde bu tür anma etkinlikleri nedeniyle kanlı bir şekilde yıkılacağı açık değil mi?