Meclis, federasyon görüşmelerine nokta koymalı, Akıncı istifa etmeli
Lute’nin başarısız olmasından sonra Anastasiadis, dün yaptığı açıklamada şöyle demiştir:
“45 yıldır Kıbrıslı Türkler ve Türk yerleşikler yerinden edilmiş 167 bin Rum’un mallarını yağmalıyor. Türk tarafı talep ettiği siyasi eşitlikle Kıbrıs’ın Türkiye tarafından esir ve tam kontrol altına alınmasını istiyor. Bize ve BM’ye kendi toplumu için istedikleri tek oya dayalı siyasi eşitliğin dünyadaki hangi federasyonda mevcut olduğunu gösterseler iyi ederler. Kıbrıs’ta, müdahale hakkı, garantiler ve üçüncü ülke askeri kabul edilemez”
Bu sözlerin, hayal dünyasında yaşayan ve ısrarla gerçeklere gözlerini, kulaklarını kapatmayı “barışçılık, ilericilik, solculuk” sanan başta Akıncı, CTP -TDP’liler ve bilumum Rum seviciler için yeniden büyük bir hayal kırıklığı olduğu çok açık..
Çünkü, Lute de başarısız olmasına rağmen hala, tüm Kıbrıs’ın kendilerine ait olduğunu sanan ve bizi de adada “işgalcilerin geride bıraktığı 400 yıllık misafir” olarak gören hakimiyetçi ve hegemonyacı Rum tarafı ile eşitlik temelinde bir federasyon kurabileceklerini sanıyorlar…
Dilerim, Lute’nin başarısızlığı ve Anastasiadis’in sözleri artık onları hayal dünyasından uyandırır. Salya sümük Rum tarafının peşinden koşmaya, yalvarmaya son verirler, bu halka, bu devlete daha fazla zaman kaybettirmezler…
ANASTASİADİS BİZİ EŞİT GÖRMÜYOR
Anastasiadis, her fırsatta Kıbrıs Türklerinin siyasi eşit bir Halka olduğunu reddediyor. Eşitliğin, “azınlığın çoğunluğa hükmetmesi” anlamına geldiğini, böyle bir yapının ise çalışmasının mümkün olmadığını, hedefinin bize DAHA GENİŞ İDARİ ÖZERKLİK vermek olduğunu” açıklıyor..
Doğu Akdeniz’de eşit hak sahibi olduğumuz hidrokarbon kaynaklarını ise paylaşmayacağını, müzakeresini dahi yapmayacağını, bunun egemenlik hakkı olduğunu söylüyor..
Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesinin ve Türk askerlerinin tamamen çekmesinin şart olduğunu ileri sürüyor.
Lute’ye de bunları söylediği içindir ki hiçbir sonuç elde edilememiştir..
Anastasiadis’in bu yaklaşımı hakimiyetçi zihniyetini kanıtlıyor…
Oysa, federasyon, siyasi eşitlik olmadan olmaz..Siyasi eşitlik federasyonun özüdür.. Federasyonlar eşitler arasında kurulur…Azınlıkla çoğunluğun federasyon kurduğu görülmemiştir…Eğer çoğunluk yönetimi isterseniz, federasyon değil ÜNİTER devlet istiyorsunuz demektir…
Azınlık olarak nitelediğiniz topluma da bu ÜNİTER devlet içinde azınlık hakları ve “özerk-muhtar statü” verirsiniz…Ki Anastasiadis, bize “Kıbrıs Cumhuriyeti içinde, GENİŞ İDARİ ÖZERKLİK” vermeyi teklif etmiştir…
O nedenle, Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitliği pazarlık konusu değildir…
1960 ANLAŞMALARINDA SİYASİ EŞİTLİĞİMİZ TESCİL EDİLDİ
Siyasi eşitliğimiz, 1881’den bu yana verdiğimiz büyük mücadele sonucu, 1960 anlaşmaları ile tescil edilmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran ve egemenliği eşit şekilde paylaşan iki eşit-egemen Halktan biriyiz..
1960 Anayasası siyasi eşitliğimizi güvence altına almak için VETO hakkımızı içermektedir…Türk Cumhurbaşkan muavininin VETO hakkı vardır…
Bakanlar kurulu ve Meclis’te ise Rumların tek başlarına karar almasını önlemeyi amaçlayan AYRI OY ÇOĞUNLUĞU hakkımız vardır…
Bakanlar Kurulundaki 3 Türk Bakandan 2’sinin, Meclisteki 15 Türk milletvekilinde 8’inin onay vermediği hiçbir yasayı Rumların tek başına geçirme hakkı yoktu..
Rum tarafının 1963’de Anayasada talep ettiği 13 değişiklik maddesi bu haklarımızın kaldırılmasını ve devletin ÜNİTER bir yapıya dönüştürülmesini öngörmekteydi..
Reddettik, silah zoru ile empoze etmek için saldırdılar, direndik, kazandık, bugünlere geldik…
Canımız, kanımız pahasına koruduğumuz Egemenlikteki payımızı ve eşit statümüzü KKTC’de konsolide ettik.
Şimdi, 1960 anlaşmalarından, bunca yıl süren direnişimizden, zafer kazandıktan ve devlet kurduktan sonra azınlık statüsünü niye kabul edelim, devletimizden niye vazgeçelim?…
O zaman niye 56 yıldır direndik, öldük, can verdik?
BM PARAMETRELERİNDE KABUL EDİLDİ
Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitliği, çözüm için kabul edilen bir BM parametresidir…
Başta 649 ve 716 sayılı kararlar olmak üzere bütün BM kararlarından çözümün siyasi eşitliğe dayanacağı vurgulanmaktadır…
“İki toplum arasındaki ilişkinin azınlık-çoğunluk ilişkisi olmadığı ve siyasal bakımdan eşit iki toplum ilişkisi olduğu” kabul edilmiş bir BM parametresedir…
Dolayısıyla Anastasiadis eşitliğimize karşı çıkarken, BM tarafından onaylanan 1960 Anlaşmalarına da, müzakerelerde federal çözüm için kabul edilen BM parametrelerine de karşı çıkmaktadır…
NE YANIT VERİLMELİ
Bu olgular ışığında, Rum tarafının federal çözümü reddettiği ve ÜNİTER DEVLET istediği yeniden kesin olarak görülmüştür…
Bu durumda Anastasiadis'e verilecek cevap "Bundan sonra ancak kadife ayrılığı, iki eşit devleti, bu devletlerin nasıl işbirliği yapacağını veya Konfederasyonu görüşürüz” olmalıdır.
KKTC Meclisi de, bundan sonra görüşmelerin ancak iki eşit egemen devlet temelinde ve iki devletli çözüm için olacağı yönünde bir karar almalıdır…
Federasyon arayışları, Lute’nin başarısız olmasından sonra bir kez daha bitmiştir.
Bundan sonra hala ille de “federasyon görüşelim” diyenler ya salaktır, ya geri zekalı, ya da Rum'un ajanıdır...
AKINCI’NIN TESLİMİYETÇİLİĞİ NEDEN OLDU
Anastasiadis’in cüretini bu denli artıran, Akıncı’nın başta siyasi eşitlik olmak üzere birçok yaşamsal önemdeki konuda, Meclisi dışlayarak kendi aklına göre verdiği korkunç tavizler olmuştur..
Verdiği tavizlerle Rum’un iştahını kabartmıştır…
Örneğin, 1960'da var olan VETO ve ayrı oy çoğunluğu hakkımızdan vazgeçmiştir..Bunların yerine ortak kurumlarda tek bir Türk'ün onayını kabul etmiştir ve bunu bize siyasi eşitlik diye yutturmaya çalışmaktadır ki Anastasiadis şimdi buna bile karşı çıkmaktadır .
Siyasi eşitlik ve garantörlük pazarlık konusu olmamasına rağmen, Akıncı yaşamsal önemdeki bu iki konuyu pazarlık ve müzakere konusu haline getirmekle çözümü bloke etmiştir.
Siyasi eşitlik ve garantörlük olmayacaksa, federasyon da olamaz, olmamıştır…
Kıbrıs’ta artık ancak iki devletli çözüm olabilir.
"Artık sadece iki devleti konuşuruz" dememiz gerekmektedir...
Ne ki "ille de görüşme, ille de federasyon, federasyondan başka bir şey görüşmem" diyerek Anastasiadis'e yalvar yakar olan, tüm siyaseti iflas eden, duvara toslayan, Halka başka seçenek sunamayan, bu nedenle Anavatan ile da çatışan Akıncı bunu söyleyemez...
LUTE de başarısız olduğuna ve federasyon defteri de kapandığına göre yapması gereken bir an önce istifa etmektir..
Bunları Rum'un yüzüne yüksek sesle söyleyecek, gerekli cesur adımları atacak mücadeleci bir Cumhurbaşkanını Halkımız o makama getirecektir