Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Covid-19’un pandemi olarak ilan edilmesinden bugüne geçen sürede tüm ezberler bozulurken, kısmi normalleşme ve gerekli tedbirler ile koronavirüs’e karşı küresel mücadele sürmekte.
Kuzey Kıbrıs süreci, pandemi döneminde alınan önlemler ve önlemlere dair de Kıbrıs Türk toplumunun ortaya koyduğu uyum, ülke ve krizi yönetmede yaşanan akıl tutulmaları ve tüm eksikliklere rağmen sağlık alanında en az kayıp ile geride bırakma başarısını gösterdi.
Ancak bir gerçek var ki, pandemi döneminde bir miktar şansın da yardımı “başarı hikayesi” ortaya koyan UBP-HP Hükümeti’nin pandemi sonrası ve sonrasındaki dönem ile ilgili başarı notu düşük.
Sağlık alanı başta olmak üzere turizm ve yükseköğretim alanına yönelik atılması gereken adımlarda UBP-HP Hükümeti başarısız.
Pandemi sonrası dönemde bulaş sayısının az olması veya hayatını kaybeden vakaların olmaması da böylesi bir gerçeği örtbas etmede ne yazık ki yeterli değil.
Pandemi döneminin başladığı günden bugüne yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen henüz ortada pandemi hastanesi yok.
Yarım sene’ye tekabül eden koskocaman 180 gün geçmesine rağmen pandemi hastanesi ile ilgili nihayet karar alma becerisini gösteren bir Hükümet bugün Devleti yönetme erkini elinde tutmakta.
UBP-HP Hükümeti ortakları arasında ve kamuoyunda 6 aydır pandemi hastanesi tartışmaları sürmekte.
Tüm tartışmalar ve kaybedilen zamanın ardından “Ayaktan Tanı Merkezi”nin pandemi hastanesi yapılma kararı alındı alınmasına da merkezin pandemi hastanesine ne kadar zamanda dönüştürüleceği merak konusu.
Kıbrıs Türk toplumu ve ülke ekonomisinin bekleyecek bir yarım senesi, bir başka 6 aylık zamanı da yok, sabrı da yok.
180 gündür, aklınız neredeydi diye sormadan da edemiyor insan olan.
Turizm sezonu sona ermeden neden yapmadınız?
Neden böylesi bir kararı alma iradesini ortaya koyabilmek için 180 gün beklediniz?
Neden güvenli ada Kuzey Kıbrıs algısını yaratmakta ve gereğini yapmakta bu kadar geç kaldınız ve kalmaya da devam ediyorsunuz?
Yerin dibine batsın artık bir toplumun kaderi ile oynayan “sizlerin” küçük siyasi hesapları.
“Güzelyurt Hastanesi olmasın çünkü Sağlık Bakanı kendi bölgesi olduğundan prim yapar, Lefkoşa ve Girne’ye de olmasın o zaman da oradaki seçilmişler prim yapar” hesabında olanların bir ülkeye kaybettirdikleri 6 ayın hesabı sorulmalı.
Ve sonrasında yaşanan kararsızlığın nedenleri bir yana, Hükümetin ortaya irade koyamamasının hesabı da sorulmalı, koalisyon partilerine.
Ve geçen sürede en fazla primin de Covid 19 yaptığını görmezden gelerek turist ve olası öğrenci kayıpları için kaygılanan seçilmiş sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.
Meslek örgütleri de siyasete batmış durumda
Dün, pandemi hastanesi yok diye eleştiri yapanlar ayaktan tanı merkezsinin pandemi hastanesi yapılma kararı sonrasında bu sefer de hastane yapacaksınız ama doktoru nerede bulacaksınız diye sığ eleştiriler ile Hükümet üzerinde baskı oluşturma peşinde koşmaya başladılar
Siyasetin çirkin yüzü her yanı esir almış durumda
İnsan, ülke ve Devlet için çalışan, düşünen ve çabalayan yok.
Hükümeti ile, muhalefeti ile, sivil toplum örgütleri ile, hep birlikte “başarısızlık” ve “eylemsizliğin” en büyük mimarları sizlersiniz.
Pandemi dönemi geride kaldı.
Ve pandemi dönemi “başarı hikayeleri” geçmişte kaldı, kalmalı.
Geçmiş “başarı hikayeleri” üzerinden siyaset yapmak pandemi sonrası dönemde UBP-HP Hükümetinin başarılı olduğu sonucu çıkardığını düşünmekten artık vazgeçin.
Ve sağlık alanındaki “eylemsizlik”te ise Sağlık bakanlığı olsa olsa sadece “günah keçisi” olur.
6 ay yani 180 gün yani yarım sene geçmiş ve Kuzey Kıbrıs’ta henüz bir pandemi hastanesi yok.
Peki, sağlıkta başarı nerede?